İzmir Barosu ve İzmir Kadın Kuruluşları Birliği tarafından, Türk kadınının seçme ve seçilme hakkını kazanmasının yıldönümü dolayısıyla “Kadın, Yasalar ve Siyaset” başlıklı bir konferans düzenlendi. 4 Aralık 2017 günü İzmir Barosu ev sahipliğinde düzenlenen konferansın moderatörlüğünü Av. Hülya Gültekin yaparken, İstanbul Kadın kuruluşları Birliği Dönem Sözcüsü Av. Nazan Moroğlu ile ekonomist, akademisyen ve siyasetçi Selin Sayek Böke konuşmacı olarak katıldılar.
YILMADAN MÜCADELE EDECEĞİZ
Konferansın açılış konuşmasını yapan İzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcan, kadın ve erkeklerin eşit yurttaşlar olarak, birlikte toplumda var olmalarının önemli bir uygarlık aşaması olduğunu ifade ederek bu hususun Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerinin de temel hedefini oluşturduğunu söyledi. Türkiye'de, kadınlara seçme ve seçilme hakkının pek çok Avrupa ülkesinden önce yasalaştığını dile getiren Av. Aydın Özcan, buna rağmen bugün gelinen noktada TBMM’deki kadın milletvekili oranının %14,9 olduğunu ve 81 ilden 43’ünde hiç kadın milletvekili çıkarılamadığını söyledi. Bu durumun Anayasa'da, Siyasi Partiler ve Seçim Yasalarında, Parti Tüzüklerinde, kadınların seçilme hakkı konusunda pozitif düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu açıkça gösterdiğini söyleyen Av. Aydın Özcan, siyasette kadınların çıkarlarını ve cinsiyet eşitliği temeline dayalı toplum-siyaset modelini daha çok kadınların savunduğunu ifade etti. Ülkemizde kota uygulanmasının zorunlu bir hal aldığını ifade eden Av. Aydın Özcan , “demokrasinin tam olarak başarılabilmesi kadın ve erkeğin toplum içinde eşit bireyler olarak var olmalarıyla mümkündür” dedi. Av. Aydın Özcan sözlerini, “Büyük Önderden aldığımız feyiz ile kadının siyasal yaşama aktif katılımını sağlamak için toplumsal cinsiyet eşitliğinin anaokullarından başlamak üzere eğitim ve öğretim hayatında, toplumun her alanında, kurum ve kuruluşlarında fiili olarak hayata geçirilmesine yönelik İzmir Barosu olarak, açmış olduğumuz Kadın Hakları Danışma ve Hukuk Araştırmaları Merkezi ve Çocuk hakları Merkezimiz ile yılmadan mücadele edeceğimizi bir defa daha ifade etmek isterim” diyerek tamamladı.
TOPLUMUN YARISIYIZ
İzmir Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı Tülin Eraslan ise yaptığı açılış konuşmasında, Türkiye’nin 2016 yılında toplumsal kadın erkek cinsiyet eşitliği sıralamasında 141 ülke arasında 139. Sırada olduğunu söyleyerek “vekil oranı olarak dünyada diğer ülkelerin son derece gerisinde yer almaktayız” dedi. Nüfusun %49.8’ini kadınların oluşturduğunu söyleyen Eraslan, “bu toplumun yarısıyız. Seçimler öncesi siyasi partilerin önüne koymak üzere kadın istihdamından, eğitimine, kreşlerin açılmasından, kadın kotasına kadar tüm detaylarıyla bir çalışma hazırladık. Kim kadın bakış açısıyla bize yaklaşırsa oylarımız onadır diyeceğiz” dedi.
CUMHURİYET AYNI ZAMANDA BİR KADIN DEVRİMİ
Av. Nazan Moroğlu konuşmasında kadınların eşit temsil edilememesinin bir demokrasi meselesi olduğunu ifade ederek, “Cumhuriyetin kuruluşunu tekrar tekrar okuyup neleri kazanmışız bilmeliyiz. Cumhuriyet hakikaten bir devrim ama özünde eşitlikçilik yattığı için bir kadın devrimi aynı zamanda” dedi. Bugün var olan zihniyetin kadını birey olarak görmediğini ifade eden Moroğlu, kadın bedeni üzerinden siyaset yapıldığını, yasal haklarının yaşama geçmesinin engellendiğini söyledi. “Geldiğimiz nokta hukuken de kadın hakları açısından da çok vahim” diyen Moroğlu “Atatürk ilke ve devrimleri yol haritamız. Bunun karşısında herkese ve her şeye direniyoruz ve Medeni Kanunumuza sahip çıkıyoruz” dedi.
VERDİĞİMİZ MÜCADELE DEMOKRASİ MÜCADELESİDİR
Selin Sayek Böke ise yaptığı konuşmada kadın haklarının hem imkanlara erişim anlamında hem de imkanlara erişilse dahi dahil olduğumuz sosyal ve ekonomik alanlarda eşit imkanlarla yaşamasını sağlama noktasında ciddi sıkıntıları olduğunu söyleyerek, bu durumun sadece Türkiye’de olmadığını evrensel bir mücadele olduğunu dile getirdi. Selin Sayek Böke, 'Nasıl ki Türkiye içerisinde birlik olduğumuzda daha güçlü oluyorsak, mücadelenin uluslar arası zeminde de ortaklaşarak sürmesinin biz kadınlar için çok büyük kazanımları olacak” dedi. Ortaya çıkan bütün eşitsizliklerin, sınırlanmış özgürlüklerin ve toplumun içinde kadını yok sayan yaklaşımın başladığı yerin siyasi iktidarın kullandığı dil olduğunu ifade eden Selin Sayek Böke, bu durumun söylemde kalmayıp eyleme de döküldüğünü söyledi. Selin Sayek Böke “verdiğimiz mücadele bir demokrasi mücadelesidir” dedi.