Aydın Şengül'ün istifası üzerine AK Parti İzmir İl Başkanlığı için siyasi kulisler, siyasi temayüller ve siyasi paylaşımlar da bir anda ayyuka çıktı.
Sosyal medya üzerinde anket yapanlar mı dersiniz, ankete gerek yok bence bu olmalı diyenler mi dersiniz, ankete, diktaya gerek yok olsa olsa bu olur diyenler mi dersiniz bir çok yorumlarda bulunulmaya başlandı.
Eski vekiller raflardan indi, eski başkanlar vitrinlere çıktı, teşkilatın önemine dair ahkamlar kesilmeye başlandı.
Yani, AK Parti İzmir İl Başkanı kim olmalı sorusuna isim olarak, herkesin bir cevabı, herkesin bir beklentisi ve herkesin bir dileği var.
Ankara'dan inenler, İzmir'den gelenler AK Parti İzmir İl Başkanlığı'nda buluşarak bu konuda kafa yormaya başladılar.
İsmi geçmese bile ismini aday haberlerine yazdırmaya çalışanların, ki onları herkes gayet ne biliyor, hallerine ise hepten üzülüyorum.
Siyasette kariyer yapmanın, ilerlemenin iki yolu vardır. Birincisi yaptığınız işi en iyi yapabilen kişi olmaz, ikincisi yapamasanız dahi sizden daha iyi yapacak insanın olmaması.
Keçinin olmadığı yerde koyuna ne derler bilirsiniz.
Abdurahman Çelebi...
Gazeteci olarak benim de siyasi olmayan ama toplumsal bir yönlendirme yapmam gerekir. azından böyle dönemlerde, doğru adayı arayanlara yol olmasa da, yön göstermek adına.
Bir kere Ankara'dan inenler, İzmir'den gelenler şunu net bilmeleri gerekiyor.
AK Parti İzmir İl Başkanı kesin ve kesinlikle bu şehirde okumuş, bu şehirde büyümüş, bu şehirde çalışmış, bu şehirde kazanmış ve bu şehirde harcamış birisi olmalı.
Yani nerede doğarsa doğsun, bu şehirde ömrünün büyük kısmını yaşamış olmalı.
Her ilçeye gidişi, her sokaktan çıkışı, her yerde oturmuşluğu olmamı.
Örneğin sonradan Göztepe'liliği, sonradan Agora'yı gezmişliği, sonradan sahile inmişliği olmamalı.
Tıpkı İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener gibi, tıpkı Buca Belediyesi eski başkanı Levent Piriştina gibi, tıpkı Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu gibi.Olmalı.
Tıpkılarımı aday olarak öne sürdüğümü düşünenleri zekalarıyla başbaşa bırakarak, yazının sonunu Erzincan Tercanlı Aşık İsmail Aydın'ın sözleriyle sonlandırmak istiyorum,
Kainatta Bir Zerreyim
Ben Kendimi Bilmez miyim
Zerre İçinde Zerreyim
Ben Kendimi Bilmez miyim.