90. kez kapılarını açacak İzmir Enternasyonal Fuarı kapsamında düzenlenen İzmir İş Günleri başladı. “Ticaret ve Lojistik Ekseninde Döngüsel Ekonomi ve Yeşil Mutabakat” temasıyla iki gün sürecek 7. İzmir İş Günleri’nin açılışına İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger Fuar İzmir’de kurulan stüdyodan katıldı.
T.C. Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Azerbaycan Ekonomi Bakanı Mikayil Cabbarov, Endonezya Cumhuriyeti Ticaret Bakanı Muhammad Lutfi, Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijjarto, Hollanda Dış Ticaret ve Kalkınma İşbirliği Bakanı Tom de Bruijn, Arnavutluk Cumhuriyeti Maliye ve Ekonomi Bakan Yardımcısı Besart Kadia, Sırbistan Ticaret, Turizm ve Telekomünikasyon Bakanlığı Devlet Sekreteri Stevan Nikcevic, Katar Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Sultan Bin Rashid Al-Khater ise açılışa çevrimiçi bağlandı.
Bakan Muş: “Dünyada; Sürdürülebilirlik, Yeşil Dönüşüm ve Döngüsel Ekonomi Öne Çıkıyor”
Oturum açılış konuşmasında, Avrupa Birliği (AB) tarafından açıklanan Yeşil Mutabakat Stratejisi’nin öncü ve kapsamlı bir belge olarak değerlendirildiğini belirten Ticaret Bakanı Muş, “Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ve iklim değişikliğiyle mücadele, dünyada sürdürülebilirliği ön plana çıkarmıştır. Bu noktada, tüm dünya ekonomileri nezdinde sürdürülebilirlik, yeşil dönüşüm ve döngüsel ekonomi kavramları öne çıkmakta, AB tarafından açıklanan Yeşil Mutabakat Stratejisi de öncü ve kapsamlı bir belge olarak değerlendirilmektedir. Bu sebepledir ki; bu yılki temamızı Ticaret ve Lojistik Ekseninde Döngüsel Ekonomi ve Yeşil Mutabakat olarak belirlemiş bulunmaktayız.” dedi.
AB’nin 11 Aralık 2019’da açıkladığı Avrupa Yeşil Mutabakatı ile 2050’de iklim-nötr ilk kıta olma hedefini ortaya koyduğunun altını çizen Bakan Muş, “AB, bu hedefe ulaşmak için yeni bir büyüme stratejisi benimsemekte ve sanayiden finansmana, enerjiden ulaştırmaya uzanan bir dizi alanda politikalarını iklim değişikliği ekseninde yeniden şekillendirmektedir. Bu anlamda, Avrupa Yeşil Mutabakatı, Tek Pazar’ın tesisinden bu yana AB’nin en büyük değişimidir.” ifadelerini kullandı.
Avrupa Yeşil Mutabakatını Takiben Bakanlık Tarafından Çalışma Grubu Oluşturuldu
Yeşil dönüşümün küresel gündemin merkezine yerleştiği bir ortamda, başta AB olmak üzere, dünyadaki eğilimleri doğru okuyarak, uyum sağlamak amacıyla gecikmeden çalışmalar başlattıklarının altını çizen Bakan Muş, sözlerine şöyle devam etti:
“Avrupa Yeşil Mutabakatının açıklanmasının hemen ardından, AB tarafından atılacak adımların uluslararası ticarette ve AB’ye ihracatımızda oyunun kurallarını değiştirecek yapıda olduğunu öngörerek, ülkemizde atılabilecek adımları tespit etmek amacıyla, bakanlığımız eş güdümünde ilgili tüm kurumların katılımıyla, bakan yardımcıları düzeyinde bir çalışma grubu kurduk. Çalışma grubumuz gerek üst düzey gerek teknik düzeyde, özel sektör ile istişare halinde halihazırda çalışmalarını sürdürmektedir. Bu çerçevede, çalışma grubumuzun ilk çıktısı olarak Yeşil Mutabakat Eylem Planı’na ilişkin 2021/15 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi, 16 Temmuz 2021 tarihli Resmî Gazete’de yayımlandı. Söz konusu genelge ile bundan sonra Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamındaki gelişmelerin takibine ve eylem planımızın hayata geçirilmesine ilişkin çalışmalarımızı çok daha etkin ve sistemli bir şekilde yürüteceğimize inanıyorum.”
İklim krizi gerçektir
Avrupa Birliği’nin 2019 yılında açıkladığı Yeşil Mutabakat ile tarihinin en büyük adımlarından birini attığını ifade eden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “2050 yılında iklim nötr olan dünyanın ilk ve tek kıtası olma hedefini benimsedi. Bu karar, ulaşımdan tarıma kadar tüm sektörlerde yapmamız gereken bazı radikal değişimleri tarif ediyor. Yeşil Mutabakat, hiçbir şeyin atık olmadığı, bir sektörün çıktısının diğerini beslediği, ekonominin tıpkı doğadaki ekosistemler gibi döngüsel olduğu bir çerçeve çiziyor. İnsanlık, ekonomiyi ekolojiden ayırdığı dönemlerin sonuna gelmiştir. Ekoloji ve ekonomi arasındaki ilişki sadece bir ses benzerliğinin çok ötesindedir. Geleceğin ekonomisi, ancak ekolojiyle bir arada büyüyebilir.
7. Uluslararası İzmir İş Günleri’nin insanlık için hem yeni; ama hem de son derece kadim olan bu düşüncenin somut adımlarını ortaya koymak için önemli bir fırsat olduğunu düşünüyorum. İklim krizi yüzünden küresel ticaret değişmek zorunda. Ve bu konuda öncü olmak da Türkiye Cumhuriyeti’nin yarattığı ilk uluslararası marka olan İzmir Enternasyonal Fuarı’na düşüyor. Neden mi? Çünkü İzmir binlerce yıllık bir liman ve ticaret kenti. Tarihi boyunca çok sayıda felaket yaşamış. Fakat İzmir, bütün bu felaketlere rağmen tekrar ayağa kalkarak Ege’nin ve Akdeniz’in en önemli limanlarından biri kalmayı başarmış. Bu başarının nedenleri arasında, şehrimizin geçmişinden bugüne uzanan doğayla uyumu ve kendisini var eden temel kaynakları koruyarak gelişmesi yer alıyor” şeklinde konuştu. Uluslararası İzmir İş Günleri’nin yedincisinde, iklim krizi ve pandeminin dünyasında yeni ekonomik paradigmalar tartışılacağını söyleyen Soyer, “İklim krizi gerçektir. Yeşil Mutabakat da ekonominin geleceğidir” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Vali Köşger: “İzmir İş Günleri’nde Bu Yıl Ele Alınacak Konuları Önemli ve İsabetli Buluyorum”
Bu yılki İzmir İş Günleri’nin verimli ve başarılı geçmesini dileyerek sözlerine başlayan Vali Köşger ise, “Uzmanlar, insanoğlunun karşı karşıya kaldığı iklim krizleri, küresel yoksulluk, türlerin yok olması, salgın hastalıklar, tatlı su sıkıntısı, doğal afetler gibi birbirleriyle bağlantılı zorlukların sürdürülebilir bir gelecek için aynı anda ele alınması gerektiğini ifade etmektedir. Bu sene düzenlenen İzmir İş Günleri’nde döngüsel ekonomi, yeşil kalkınma, iklim değişikliği, yaşanabilir ve sürdürülebilir şehir, AB Yeşil Mutabakatı gibi önemli konuların, bir bütünlük içerisinde ele alınmasını bu kapsamda değerlendiriyor; önemli ve isabetli buluyorum. Program vesilesiyle konu ile alakalı bilgi birikimlerini ve tecrübelerini bizlerle ve tüm ilgililerle paylaşacak saygıdeğer katılımcılara şimdiden teşekkür ediyorum.” diye konuştu.
Sürdürülebilirliğin, gelecek nesillere; neyin, nasıl miras bırakılacağıyla ilgili olduğunu dile getiren Vali Köşger, “Bu sorumluluğa ne kadar sahip çıkacağımız ne kadar başarılı olacağımız, mevcut kaynaklarımızı koruyarak kullanabilmemiz, su ve enerji başta olmak üzere mevcut kaynakları tüketme hızımızın doğal sistemlerin, kendini yenileme hızını aşmaması ile alakalıdır. Tabi ki; en önemlisi 5 sene-10 sene-50 sene sonra nasıl bir İzmir, nasıl bir Türkiye ya da nasıl bir dünya görmek istediğimiz ile alakalıdır. Hoşumuza gitse de gitmese de gelişen dünyamızın karşı karşıya olduğu bazı gerçekler söz konusudur: Bunlardan biri de bu programın da konusunu teşkil eden iklim krizleri, küresel yoksulluk, türlerin yok olması, salgın hastalıklar, tatlı su sıkıntısı, doğal afetler gibi zorluklarla alakalıdır. Yaşanan sorunların ulaştığı boyut; döngüsel ekonomi, yeşil kalkınma, iklim değişikliği, yaşanabilir ve sürdürülebilir şehir, AB Yeşil Mutabakatı gibi önemli konularda daha fazla bilinçlenmemiz ve daha hızlı harekete geçmemiz gerektiğini göstermektedir.” değerlendirmesinde bulundu.
“Giderek Artan Enerji İhtiyacı Dünyamızı Tehdit Ediyor”
Dünyanın karşı karşıya kaldığı tehditlerden birinin de giderek artan enerji ihtiyacı konusu olduğunu aktaran Vali Köşger, şunları söyledi:
“Sadece 20 sene sonra enerji ihtiyacının en az yüzde 40 artacağı ifade edilmektedir. Bu gösterge bile koruyarak kullanma, geri dönüşümü sağlayarak tekrar kullanma ve kirliliği yerinde önleme konusunda daha fazla bilinçlenmemiz ve daha hızlı harekete geçmemiz gerektiğini göstermeye yetmektedir. Diğer taraftan küresel ısınmanın, bugünün önemli sorunlarından biri olarak mevcut yaşam düzeninin devamlılığına karşı en büyük tehdit oluşturduğunu maalesef artık yaşayarak görmeye başladık. Konu ile alakalı tüm kesimler olarak, sorumlu tüm birimler olarak bu tehditti bertaraf etme konusuna odaklanmamız gerekmektedir. Bugün karşı karşıya kaldığımız sorunlardan biri de yaşanabilir ve sürdürülebilir şehirlerle alakalıdır. Bildiğiniz gibi, İzmir başta olmak üzere büyükşehirlerimizde kentsel dönüşüm ve yenileme ile alakalı faaliyetler yoğun olarak sürdürülmektedir. Uzmanlar, kentlerin akıllıca tasarlanması halinde, fert başına atmosfere salınan karbondioksit oranını simgeleyen karbon ayak izinin yüzde 70 oranında azalabileceğini belirtmektedir. Bu etkinliğin bunu sağlayacak somut önerilere vesile olmasını temenni ediyorum.”
“İzmir’de; Konuyla İlgili Hassasiyetin Artıyor Olması Memnuniyet Verici”
Konuşmasının son bölümünde, döngüsel ekonomi, yeşil kalkınma, iklim değişikliği, yaşanabilir ve sürdürülebilir şehir ve yeşil mutabakat olunca sorumluluk merciinde olanların hassasiyetlerinin arttığına değinen Vali Köşger, “Bugün geldiğimiz durum, insan olarak hiçbirimizin bu konulara duyarsız kalmamamız gerektiğini ortaya koymaktadır. Daha fazla geç kalmadan gelecek nesillere neyi, nasıl miras bırakacağımıza bugünden karar vermemiz ve bunun sorumluluğunu yüklenmemiz gerekmektedir.
Niteliği itibarıyla çok sayıda etkeni içerisinde barındıran bu hususlar, ilgili tüm aktörlerin ve paydaşların farkındalıklarını artırmalarını, gerekli bilincin ve hassasiyetin oluşturulmasını zorunlu kılmaktadır. Bu bağlamda İzmir’de, özellikle son yıllarda gerekli ilginin, bilincin ve hassasiyetin tüm kesimlerde giderek arttığını memnuniyetle müşahede ediyoruz. Bu bilinç ve hassasiyetin çevrenin korunması ile ilgili iyileştirmelerin daha da artmasını sağlayacağına, doğrusal ekonomiden döngüsel ekonomiye geçişimizi hızlandıracağına ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerimize ulaştıracağına yürekten inanıyorum. İzmir İş Günleri etkinliğinin bunu da sağlayacak somut önerilere vesile olmasını temenni ediyorum. Organizasyonda emeği geçen kişi ve kurumlara teşekkür ediyor, günümüz dünyasının ihtiyaçlarını karşılarken, geleceğin dünyasının yaşanılabilir olması adına emek harcayanlara sevgi ve saygılarımı sunuyorum.” dedi.
‘Ticaret ve Lojistik Ekseninde Döngüsel Ekonomi ve Yeşil Mutabakat’ başlığı altında 90. İzmir Enternasyonal Fuarı kapsamında düzenlenen, 7. Uluslararası İzmir İş Günleri’nin çevrim içi açılış programı, yabancı bakanların konuşmalarıyla tamamlandı.