İzmir Kent Konseyi 13. Olağan Genel Kurulu Kültürpark Gençlik Tiyatrosu’nda gerçekleşti. Toplantıda kenti ilgilendiren kararlar alınırken “halk meclisi” fikrinin de tohumları atıldı.
İzmir Kent Konseyi, 13. Olağan Genel Kurulu, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, sendikalar, üniversiteler, ilçe kent konseyleri, muhtarlar, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcilerini bir araya getirdi. İzmirlilerin de ilgi gösterdiği toplantıda “halk meclisi” fikrinin tohumları da atıldı.
Genel kurulun açılışında konuşan İzmir Kent Konseyi Başkanı Çağrı Gruşçu çok önemli açıklamalarda bulundu. Genç bir temsilci olarak seçilmenin zorluklarından bahseden Gruşçu, konsey yönetiminde söz sahibi olabilmek için kendisine ilham ve cesaret verenlerin 2004 yılında vefat eden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina ve şu anki Başkan Aziz Kocaoğlu olduğunu dile getirdi. Kentin ve ülkenin gündemine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Gruşçu, OHAL sürecindeki merkezileşmeden Kültürpark projesine kadar açıklamalar yaptı.
“KUZU KUZU OTURMADIK”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun 2010 yılında İzmir Kent Konseyi Gençlik Meclisi’nin Genel Kurulu’ndaki konuşmasına atıf yapan Gruşçu “Büyükşehir Belediye Başkanımız Aziz Kocaoğlu, gençlere seslenerek ‘biz sizi buraya kuzu kuzu oturun diye çağırmadık’ ifadelerini kullanmıştı. Gençlerin gözbebekleri olduğunu ve her alanda kentin yaşamında temsil edilmeleri gerektiğini vurgulamıştı. Bu da bana 2001 yılındaki Yerel Gündem 21 çalışmalarımdan sonra ikinci ilham veren nokta olmuştur. Biz de ne yaptık; genç ekibimizle birlikte kuzu kuzu oturmadık aslanlar gibi sahaya çıktık çalıştık. Sayın Kocaoğlu’na aday olup seçilmem konusunda bana ilham ve cesaret verdiği için teşekkür ediyorum.” şeklinde konuştu.
Kent yaşamında genç bir temsilci olarak görev yapmanın zorluklarına da değinen Gruşçu, “İzmir’de ne yazık ki, siyasal, sosyal ve ekonomik yaşamda gençlerimiz yeterince temsil edilmiyor. Şu anda Türkiye’deki büyükşehirler arasında ilk ve tek en genç kent konseyi başkanıyım. Göreve geldiğimiz günden bu yana, genç olmamızdan da kaynaklı bizimle uğraşan, işlerimizi sekteye uğratmaya çalışan şer odakları da var. Bu odaklar her şeyin hesabını yapmışlar. Kişisel menfaatleri uğruna çalışmamıza engel olmak için hukuksal sorunları önümüze koyup, iyi niyetli temiz insanları da kullandılar. Peki, biz ne yaptık? Buna izin vermedik. Bir yandan İzmir için mesai harcarken bir yandan da bu şer odaklarıyla mücadele ettik. Sonuçta ne oldu? Başaramadılar. Biz yolumuza devam ediyoruz.” diye konuştu.
“AZİZ BAŞKAN YANLIŞ YÖNLENDİRİLDİ”
Karşılaştıkları zorluklar neticesinde görevi bırakacaklarını zannedenlerin olduğunu da ifade eden Gruşçu “Biz mücadele insanıyız. Aldığımız bir görevi asla bırakmayız. Mücadele ettik, başardık. Ancak aklı hala seçim salonunda olanlar ne yazık ki Aziz Başkanımızı yanlış yönlendirdi. Ona bir siyasi örgütlenme peşinde olacağımızı anlattılar. Ancak neredeyse bir yıl geçti. Siz benim bir siyasi örgütlenme içinde olduğumuzu gördünüz mü? Hayır. Ancak üzüntüm şudur ki, konseyimizde görev yapan emekçilerimizin, gençlerimizin, kadınlarımızın, engelli ve çocuklarımızın haklarını gasp ettiler. Şimdi kenetlendik, tüm zorluklarından üstesinden kısa sürede geldik.” ifadelerini kullandı.
Sağladıkları yeni imkanlar için Büyükşehir Belediyesi’ne ve Aziz Kocaoğlu’na teşekkür eden Gruşçu “İmkanlarımız daha kısıtlı hale geldi. Ancak bunun için de teşekkür ediyorum. Çünkü bizim de istediğimiz gerçek kent konseyi anlayışını ortaya koymaktı. Bu bizim de istediğimiz bir şeydi. Bu nedenle bu imkanı bize tanıdığı için Sayın Kocaoğlu’na teşekkür ediyorum.” dedi.
“TÜRKİYE’DE İLKLERİ GERÇEKLEŞTİRİYORUZ”
İzmir Kent Konseyi’nin proje ve hedeflerinden de bahseden Başkan Gruşçu, Türkiye’de ilk defa Engelsiz İlaç Projesi’ni sürdürdüklerini, ilk çocuk playback tiyatrosunu kurduklarını da ifade ederek “Tüketici faaliyetlerinin genişletilmesi kapsamında Avrupalı protokolü TÜKODER’le birlikte imzaladık. Tüketicinin hukukunu koruyan ve geliştiren bu projeyle hemşehrilemize dokunacağız. Ayrıca Gençlik Meclisimiz Genç İzmir Festivali projesiyle Tülay Aktaş Güçbirliği’nden ödül kazandı. Bu projemiz de gençlerin bilim, kültür, eğitim olimpiyatları niteliğinde bir projedir. Kadınlarımız akademik çalışmalarına devam ediyor. Biz kadınlarımızın bilgiyle donandıkça güçleneceğine ve güçlendikçe örgütleneceğine inanıyoruz. Umuyorum bu eğitimler sonucunda kentin siyasi ve sosyal yaşamına kadın temsilciler yetiştireceğiz. Türkiye’deki iki kadın tiyatrosundan biri İzmir’de konseyimiz bünyesinde çalışıyor. Çalışma gruplarımızı yeniden dizayn ettik ve kentin önceliklerini belirleyen ulaşım, turizm, Ar-Ge gibi ihtisas çalışmaları yapan çalışma grupları oluşturduk. Kısacası kenti ve hemşehrilerimizi ilgilendiren konularda hassasiyetle çalışmaya devam ediyoruz.” şeklinde konuştu.
İZMİR’İN MALLARINA MERKEZİLEŞME VURGUSU
Kentin ve ülkenin gündemine ilişkin de konuşan Gruşçu, ülkede yaşanan OHAL sürecinin ülke yönetimini merkezileştirmeye dönüştürdüğünü ve bu yüzden kaygılarının oluştuğunu ifade etti. Yerelleşmenin önemine vurgu yapan Gruşçu, OHAL süreciyle başlayan merkezi idarenin vesayeti ve baskısının gün geçtikçe arttığını yerel idarelere hareket serbestisi tanımadığını, bir an önce yerelleşmeye dönülmesi gerektiğine vurgu yaptı. Gruşçu, merkezileşmenin örneklerini İzmir’in taşınmaz malları konusundaki politikada da gördüklerini ifade ederek “İzmir’in milyonlarca lira değerindeki taşınmazlarının acilen yerel yönetimlere devredilmesi gerekir. Taşınmaz mallardaki yasal ağırlık ne yazık ki bazı illerde belediyelere tahsis sağlarken İzmir gibi illerde de maliye hazinesine devrini sağladı. Bu durumun değişmesi gerekir ve bu taşınmazların İzmirlilere daha iyi hizmet imkânı sağlanabilmesi bakımından yerel yönetimlere devri gerçekleşmelidir. Çünkü bu mallar İzmirlilerindir.” diye konuştu.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yerelde kalkınma stratejisine inandıklarını kaydeden Gruşçu “Gediz’den Menderes’e kadar ulaşan hizmet alanında yarımadanın ve üreticinin kalkınması projesine destek oluyoruz. Hizmette yerindenliğin sağlanabilmesi bakımından bu projenin tüm Türkiye tarafından örnek alınması gerekir. Çünkü kalkınma önce yerelden başlar.” ifadelerini kullandı.
DEMİRTAŞ’A TEPKİ
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan yeni Kültürpark projesine de değinen Gruşçu, konunun hassasiyetini koruduğunu ve kentin kanaat önderlerinin yaptığı açıklamalarda aynı hassasiyeti göstermesi gerektiğini vurgulayarak İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş’a tepki gösterdi. Gruşçu, Demirtaş’ın sarf ettiği “yeşili çok istiyorlarsa Kartalkaya’ya gitsinler” sözüne ilişkin olarak “Kentin kongre merkezine ciddi anlamda ihtiyacı var. Ancak halkın nefes alma noktası olacak sosyal donatı alanlarıyla kenti kucaklayacak Kültürpark gibi bir alanın varlığı da çok önemli. Şu an proje halkın görüşlerine sunuldu. Projeye destek olacağım diye böylesi hassas bir dönemde kent ile ilgili görüşlerini dile getiren meslek odalarına ve İzmirlilere yönelik olarak ‘beğenmiyorlarsa Kartalkaya’ya gitsinler’ demek doğru bir yaklaşım değil. Proje şu anda Koruma Kurulu’nun gündeminde ve Büyükşehir Belediyesi tarafından takip ediliyor. İnanıyorum ki, yeşili koruyan ve tüm İzmirlileri memnun edecek bir proje ortaya çıkacaktır.” diye konuştu.
Genel kurul toplantısı, demokratik kitle örgütleri ve halkın kent sorunlarına ve çözüm önerilerine yönelik gündemiyle devam ederken kenti ilgilendiren konularda görüş alındı. Alınan görüşlerin başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere ilgili birimlere aktarılacağı ifade edildi.