İzmir Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (İZSİAD), ayda bir düzenlediği geleneksel Çarşamba Toplantıları’nın Nisan konuğu, İzmir İl Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın oldu. Terörle Mücadele Şube Müdürü Akın Tan, Narkotik Şube Müdürü Kaan Coşkun, Asayiş Şube Müdürü Seda Okur, Trafik Denetleme Şube Müdürü Şamil Özsagulu, Bölge Trafik Şube Müdürü Arif Aysun ve Bayraklı İlçe Emniyet Müdürü Volkan Kaya da kendisine eşlik etti. Toplantıyı İZSİAD Başkanı Hasan Küçukkurt ve yönetim kurulu üyelerinin yanı sıra İZSİAD üyeleri takip etti.
Konuşmasına, İzmir emniyet teşkilatına ilişkin genel bilgiler vererek başlayan İl Emniyet Müdürü Aşkın; terörle mücadele, uyuşturucu, asayiş ve trafik konularında şu sözleri sarfetti:
Ağustos’tan bu yana 429 terörist yakaladık
“Bizim komşularımız Fransa, Avusturya, Almanya değil… Bizim komşularımız ne yazık ki İran, Irak ve Suriye… Suriye’de komşumuz bir ara dörde çıkmıştı. DEAŞ’la komşuluk yapıyorduk. Dünyanın her tarafına terörist ihraç eden topraklarla komşuyuz. Terörle bağlantılı topraklarla 1300-1400 km’lik sınırımız var. Dolayısıyla ülke olarak çok büyük terör eylemleriyle karşılaştık. İzmir’de de 5 Ocak 2017’de terörle karşılaştık. Kahraman şehidimiz Fethi Sekin ve altı yiğit arkadaşı, İzmirliler zarar görmesin diye canlarını ortaya koydu. Bölücü örgütünün üst yönetimi, İzmir’de tarihin en büyük katliamını yapmak üzere geldiğini söylüyordu. İzmir polisi olarak, bir kahramanımızı şehadete uğurladık ama hiçbir İzmirlinin zarar görmemesini sağladık. Terörle mücadele çok zor bir iş. Bu coğrafyada çok daha zor bir iş. Şehrimize 180 binin üzerinde Suriyeli göçmen gelmiş durumda. İnsani gerekçelerle kapımızı açtık onlara. Ülkemizin tamamında 3.5 milyon Suriyeli var. Aralarında elbette terör örgütü üyeleri sızdılar. Güvenlik güçlerimiz öyle büyük, öyle doğru bir mücadele yaptı ki, izmir, Avrupa’nın pek çok kentinden daha güvenli bir kent oldu. Paris’ten, Londra’dan daha güvenliyiz. New York’tan daha güvenliyiz. Riskimiz var mı? Vallahi var, elbette var. Ama hiçbir şey olmasın diye en küçük bir ihtimali dahi atlamıyoruz. Bütün gücümüzü, teknolojimizi bunun için kullanıyoruz. Burada İzmirlilerin büyük desteği var. Türkiye’nin en iyi ihbar hattını oluşturduk. İzmirlilere şunun için teşekkür ediyorum. İzmir, yapılan ihbarların doğruluk oranı açısından Türkiye’de bir numara. İzmirlinin doğru ihbarları bizim için en büyük güç ve güven.
İzmir’de bir analiz grubu oluşturduk. Trafik ve karakol polislerimiz dahi bu analiz grubunun içindeler. Sokaktaki şüphelileri mutlaka analiz ediyoruz. Yetkilerimizi sonuna kadar kullanıyoruz. Hatta biraz da zorluyoruz. Şu ana kadar bu grup sayesinde, Ağustos’tan bu yana 429 terörist yakaladık. Ağırlıklı olarak FETÖ’cüler, PKK’lılar, DEAŞ’lılar ve aşırı sol örgütlerin üyeleri bunlar. İzmir öyle durduk yere güvenli değil. Büyük bir emek var.
Şu anda İzmir’de, kalabalık noktalarda 200’ün üzerinde resmi yaya devriye geziyor. Bu arkadaşlarımız da terörle mücadeleye büyük katkı sağladı. Herkes her şeyle ilgileniyor.
Hayatımın 30 yılından fazlasını FETÖ ile mücadeleyle geçirdim. Devletin içine sızmış, devlet görevlisi kılığındaki, işadamı kılığındaki bu teröristlerle mücadelede, İzmir polisi olarak Türkiye’ye örnek operasyonlar yaptık. Yapmaya da devam ediyoruz. FETÖ’yle mücadele en öncelikli görevimiz.
En büyük sorun FETÖ’den kurtulmaktı. Çok şükür kurtulduk. Bölücü terör, ülkemizin gündem maddelerinin dışına çıkıyor yavaş yavaş. Artık ülke gündeminin bir numaralı maddesi terörle mücadele değil. Bu sonuç, geçtiğimiz günlerde yapılan bir araştırmada çıktı.
Radikal gruplarla da mücadale ediyoruz. Geçen yıl 21 DEAŞ mensubu yakaladık. İki tanesi, Reina katliamını yapan teröristin amiri pozisyonundaydı.
Eskiye göre 2000 daha az personelle görev yapıyoruz. Ancak İzmir 2012-2013 yıllarına göre tüm alanlarda kat be kat iyi durumda, güvenli durumda. Çünkü hepimiz devletimize, milletimize bağlıyız. Gücümüzün en önemli kaynağı siz işadamları. Çünkü üretiyor ve istihdam yaratıyorsunuz. İş ve aş olan yerde huzursuzluk olmaz. Size çok saygı duyuyorum. Siz olmasanız bu şehir bu kadar güvenli olmaz.”
Uyuşturucu mücadelesinde en büyük sıkıntı, gecekondu bölgeleri…
“Uyuşturucu öyle bir büyük bir dert ki… Mücadelesi artık çok zorlaştı. İlimizde dezavantajlı kitleler çok fazla. Örneğin Roman vatandaşlar… Aralarında çok saygın olanlar da var ama… Büyük çoğunluğu, hayatlarını çalışarak kazanmıyor. Günümüzde ne yazık ki uyuşturucudan para kazanan Roman sayısı çok fazla. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan göçenler de bu alanda. İzmir, altyapısı Türkiye’de en kötü olan büyükşehir. Bu kadar çok gecekondu hiçbir yerde yok. Ballıkuyu’da 480 metrekarelik ev yapısı var. Hepsi birbirine bağlı. Uyuşturucuyu burada satıyorlar. Bu bizim uyuşturucu mücadelemizi çok güçleştiriyor. Ancak gençlerimizin hayatını karartan bu illetle mücadeleye başımızı koyduk. 100 bin kişiye düşen sokak satıcısı yakalamada açık ara Türkiye birincisiyiz. Ancak hala kentimizin bazı yerlerinde uyuşturucu satılıyor. Bunu önlemek için var gücümüzle çalışıyoruz. Geçen yıl Avrupa’dan tekneyle getirilen 1.5 ton uyuşturucuyu tek seferde yakaladık. Sokaklarda hakimiyet kurmaya başladık. İlçe emniyet müdürlüklerimizin personeli de Narkotik Şube’ye destek oluyor. Bugün hiçbir okulumuzun çevresinde uyuşturucu satılmıyor, sattırmıyoruz. İzmir’de uyuşturucu mücadelesini kazanacağız. Sizin de desteğinize ihtiyacımız oluyor. Bu konuda mücadele sadece polis eliyle yapılamaz. Aileler uyuşturucunun farkında olacak. “Benim çocuğum yapmaz” diye bir şey yok. Sorun çok büyük. Eğitim, okullar çok önemli. İlkokuldan itibaren çocuklarımız eğitilecek, aydınlatılacak. Tek bir gencimize bile uyuşturucu satılmadığı gün başarılı olmuşuz demektir. Hedefimiz bu… Bu konuda bir de What’s App ihbar hattımız var. Vatandaşlarımız, uyuşturucuyla ilgili ihbarlarını 155 Polis İmdat hattımızın yanı sıra 0552 155 3535 numaralı hattımıza da yapabilir.”
Türkiye’nin tek kadın Asayiş Şube Müdürü ile en başarılı kent olduk
Herkes, “İzmir çok güvenli” diyor. İzmir’de ev hırsızlıklarında yüzde 58.8 azalma oldu. Türkiye’nin ilk ve tek kadın asayiş müdürü Seda Hanım İzmir’dedir. Günde 30’lardıydı evden hırsızlıklar, 7-8 kez 1’e indiği oldu. Seda Hanım döneminde. Artık günde ortalama 3-8 arasında değişiyor. Hedefimiz elbette sıfıra indirmek. Hırsızların büyük kısmını yakaladık. Cezaevine girdiler. İşyeri hırsızlıklarında da azalmalar var. Geçen yıla göre yüzde 30’dan fazla azaldı. Kapkaç sorunumuz hemen hemen hiç yok. Ticari taksi gaspımız yok. Kasten öldürme suçlarında yüzde 35 azalma var. 50 adet motosikletli polis timimiz var. Bu yılın sonuna kadar 110 motosikletli time çıkmayı hedefliyoruz. 155’e gelen telefonlar ortalama 2-4 saniye içinde açılıyor. Bu süre İstanbul’da 4 dakika, Ankara’da 2 dakika. İki saniyede telefona cevap veriyoruz, 5 dakikadan kısa sürede de yardımınıza koşacağız. Bu benim İzmirliye sözümdür. Bunun için planlamalarımızı yapıyoruz. Yaralama suçlarında ciddi azalmalarımız var.
İzmir, Türkiye’de en fazla içki satılan yer. Sokaklarda alkol alınmasını istemiyoruz. Saat 22’den sonra içki satışının en çok üzerine giden polis teşkilatı biziz. Çocuklarımızın alkol ve sigara içmesini istemiyoruz. Çocuklarımız sigara içmezse, uyuşturucu da kullanmıyor. Sigara içmeyenler kesinlikle uyuşturucu da kullanmıyor. Bunun üzerine bu kadar gittiğimiz için öldürme ve yaralama suçları azaldı. Trafik kazaları azaldı. Aşırı alkol ve uyuşturucunun suçla bağlantısı çok net. Kimse alkolün limitini aşıp da başkalarına zarar vermesin, alkollü araç kullanmasın. Biz, insanların eğlence hakkı için de görev yapıyoruz, kimse söylediklerimi yanlış anlamasın. Şehir içi trafik kazalarında yüzde 73 düşüş var. İlk dört ayda sadece 4 ölümlü trafik kazası oldu. Emniyet Genel Müdürlüğü bile şaşırıyor bu rakamlara. Bir tane bile olsun istemiyoruz. Ancak insan hatası kaynaklı kazalara engel olamıyoruz. Ters yöne girme vs.
Halkımıza tuzak kurmuyoruz. 96.7 İzmir polis radyosunda, nerede uygulama var, çevirme var anons ediyoruz.
Geçen yıl İzmir ve çevresinde 113 kişi, trafik kazalarında hayatlarını kaybetti. Teröre 1 şehit verdik biliyorsunuz. Yaralananların, sakat kalanların sayısını ben dahi bilmiyorum. Trafik kazalarını önlemek için, “İzmir’de çalışan her polis, aynı zamanda trafik polisi olacak” dedik. Işık ihlali, tehlikeli araç kullanma, emniyet kemeri ihlali, hatalı park, emniyet şeridi ihlali gibi hayati hatalara müdahale ediyorlar. En çok trafik cezası yazan personelimiz Terörle Mücadele Şube Müdürümüz’dür. Polislerimizin tamamı emniyet kemeri takıyorlar. Herkes bu konuda duyarlı olmalı.
İzmir’de Suriyeli göçmenlerle ilgili asayiş sorunumuz, ilk 5’e dahi giremez.
Trafik sıkışıklığının çözümü belediyede
Altyapı sorunun aynısı trafikte de var. Yollarımız yetersiz, park alanlarımız çok kötü. Bir de İzmirlilerin rahat bir yapısı var. Trafiği tıkıyor, inip büfeden alışveriş yapıyor. Arkasında 20 tane araba bekliyor. “Ne olacak bir dakika bekleseniz” diyor. Yeşillik Cad., Menderes Cad., EÜ. Acil Servis önü gibi kronikleşen yerler için çözüm yok ne yazık ki. Çok düşündük ama yok. Çünkü altyapı yetersiz. Trafiği tanzim etme görevi bizim değil. Bizim sadece denetleme görevimiz var. Tanzim görevi belediyemizindir. Biz yine de belediyemize yardımcı olmaya çalışıyoruz. Kimse yolda kalmasın istiyoruz. Tavsiyelerimizi yapıyoruz. İzmir’in özellikle merkezi yerlerinde tek yönleri artırmaya, park ihlallerini engellemeye çalışıyoruz. Birinci Kordon’daki parkı 20 memurla çözemedik. Sayımız artsın, 40 memur koyacağız.
Aziz Bey, “Konak’ta koca bir katlı otopark yaptırdık” diyor. Orada yüzde 60’tan fazla doluluk oranı hiç olmadı. İzmirlilere sesleniyorum. Toplu ulaşımı tercih edin. Gerekirse iki adım yürüyün.
Cam siliciler konusunda mücadele aslında zabıtanın görevi. Ancak trafik güvenliğini tehlikeye düşürdükleri için de biz de müdahale ediyoruz. Para cezası uygulayıp bırakmak zorundayız. Restoranlarda sigara içme hususunda da Sağlık Müdürlüğü bünyesindeki ekiplere yardımcı oluyoruz.
Okul bahçelerine park yapılması konusu, terörle mücadele nedeniyle yasaklanmıştı. Biz de eski düzene dönülmesi hususunda teklif yaptık. Tekrar ileteceğiz.”