İzmir'in Çiğli ilçesinde 3 yaşındaki Alperen Sakin’in serviste unutularak ölmesinin ardından sanıkların yargılanmasına devam edildi. Tanık olarak dinlenen ve olay tarihinde yıllık izinde olan okulun öğretmenlerinden Eda S., "Olay olduktan sonra okula gittim. Alperen’in öldüğünü bilmiyordum. Arzu G. beni aradı, ‘Yurdagül hanım aradı, Alperen’in yoklamasına artı koy’ dediğini söyledi. Bende yoklamaya Alperen için artı koydum" dedi.
İzmir'in Çiğli ilçesinde yaşanan olayda, 3 yaşındaki Alperen Sakin, servis içerisinde saatlerce unutulmuş ve hayatını kaybetmişti. Olayın ardından açılan davada sanıklar, Karşıyaka 2. Ceza Mahkemesinde üçüncü kez hakim karşısına çıktı. Duruşmaya tutuklu sanıklar Tamer İ., Yurdagül İ. ile tutuksuz sanıklar Arzu G., Dilara K., Bekir G., sanık avukatları, Alperen Sakin'in babası Serkan, annesi Buket Sakin, Sakin ailesinin avukatları, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı Müjgan Bilgen Özen katıldı. Duruşmaya tanıkların dinlenmesi ile devam edildi. Tanık olarak dinlenen okulda önceden öğretmenlik yapan Yeşim B., "Olay olmadan önce 1 Ağustos 2017’de okuldan ayrıldım. Olayla ilgili bir bilgim yok. İşten ayrılmadan önce Alperen’in öğretmeni bendim. 36 ayın altında çocuk alınmaması gerekirken okul alıyordu. 8-9 öğrenci 36 aylığın altındaydı. Çocuklara ceza odası yoktu. Öğrenciler servisten aşağıya indikten sonra her öğretmen kendi grubun yoklamasını yapıyordu. Öğrenci gelmediği takdirde önce Yurdagül hanıma söylüyorduk, sonra birlikte öğrencinin ailesini arıyorduk. Ben ayrıldığım dönemde servis ablalığını Dilara K. yapıyordu. Ben işten ayrılmadan önce servise çıktığım zaman çocukları alıp koltuğa oturtup kemerleri bağlıyordum. Bazen sıkışık oldukları zaman kemerleri bağlayamıyordum. Servisten öğrencileri indirdikten sonra servisi tamamen kontrol ettikten sonra servis aracını kapatıyordum. Servis ablası görevini yaparken dikkat etmesi gerekiyor. Servis saat 08.00-08.30’da okula geliyordu. Öğrenciler sınıfa geçtikten sonra 09.00 gibi yoklama alınıyordu" dedi.
Servis camının çizgi filmi ile kaplı olduğunu belirten tanık Yeşim B., servisin içinden dışarı göründüğünü ancak dışarıdan içerinin görünmediğini söyledi.
Okul sahibi yoklamaya artı koydurdu iddiası
Okulda öğretmen olan bir diğer tanık Eda S. ise "Olay tarihinde senelik izindeydim. Olayı görmedim. Olay olduktan sonra okula gittik. Okulda sadece aşçı Tülay hanım ve velilerine teslim edilmemiş öğrenciler vardı. Beni Arzu G. aradı. Onu da sanık Yurdagül hanım aramış, ‘Alperen’in yoklamasına artık’ koy diye söyledi. Bende Alperen’in öldüğünü bilmiyordum, artı koydum" diye konuştu.
Okul sahibinden Nurcan öğretmene: "Dilara’nın sigortası yok, olayı sen üstlen"
Okulda öğretmen olan bir diğer tanık Nurcan A. ise "Olayın yaşandığı gün 07.30’da okula geldim. Saat 08.00 gibi servis aracı geldi. Çocuklar servis aracından tek tek indirildi. Çocuklar okula girdi. Yurdagül İ. beni telefonla arayıp benim baktığım çocukları Arzu’ya vermemi, doğum günü partisi için bahçeyi süslememi söyledi. Partiden sonra ben kendi sorumluluğumdaki çocukları saat 11.00 gibi çocukları alıp sınıfa geçtim, etkinlikleri yapmaya devam ettim. Saat 17.00 gibi Dilara K. gelip ‘Alperen burada mı?’ diye sordu. Ben de ‘Yok’ dedim. Alperen’i arıyoruz deyince ‘Alperen sabah geldi mi?’ diye sordum. Dilara da ‘Evet sabah ben aldım, geldi’ dedi. Saha sonra Tamer İ.’nin yanına gittik. ‘Araca bakalım’ dedik. Dilara ile birlikte arca gittiğimiz de koltukta ölü bulduk. Şok olduk. Sonra Alperen’i, okulun odasına getirdik. Tamer İ., eşi Yurdagül İ.’yi aradı. Ben ambulansı aramak için telefonu aldığımda çok panik olduğum için telefonun tuş kilidini bile açamadım. Bu sırada Yurdagül İ. geldi ve ‘Hastaneye götürelim’ dedi. Alperen’in kucaklayıp araca götürürken diğer çocuklar görmesin diye üzerine çarşaf attık. Yurdagül hanımla birlikte özel arabayla hastaneye gitmek için yola çıktık. Yolda giderken Yurdagül İ., Ahmet S.’nin kardeşi Sema’yı arayıp ‘Ağabeyine söyle, serviste çocuk unuttular, çabuk hastaneye gelsin’ dedi. Yurdagül İ., bana, ‘Olayı sen üstlen, Dilara’nın sigortası yok’ dedi. Hastaneye gittiğimizde doktor bu çocuğa ne oldu diye sorunca Yurdagül İ., ‘Uyku odasında uyurken böyle bulduk’ dedi. Dışarı çıktığımızda Ahmet S. vardı. Bize ‘Doğruyu söylemememizi, Alperen’in uyku odasında öldüğünü söylememizi’ söyledi. Hastaneden ayrılıp eve doğru giderken Ahmet S. telefonla arayarak, ‘Olaya seni karıştırmayacağız, seni ücretli izinde göstereceğiz. Hiçbir yerde ifade verme’ dedi" şeklinde konuştu.
Sanık avukatından tutuklamaya ‘toplumun gazı’ açıklaması
Tutuklu sanık Taner İ.’nin avukatı Yasin Yiğit, müvekkili Taner İ.’nin toplum gazını almak ve infiali önlemek için tutuklandığını, yasalara göre tutuklanmaması gerektiğini öne sürerek tahliyesini istedi. Tutuklu sanık Yurdagül İ.’nin de avukatlığını yapan Yasin Yiğit, müvekkilinin sorumlulukları yerine getirdiğini, olayda suçu olmadığını belirterek tahliyesini talep etti.
Şubat’a ertelendi
Hakim, dosyanın 3 adet uzman bilirkişilerce meydana gelen taksirli ölümlü kaza, varsa üçüncü kişilerin kusurlarının raporla tespit edilmesine, bilirkişi raporlarının geç gelme ihtimali nedeniyle sanıkların tutukluluk hallerinin 18 Ocak günü incelenmesine karar verip duruşmayı 15 Şubat tarihine erteledi.
"İhmali olan cezasını çeksin"
Duruşmadan önce konuşan Alperen’in babası Serkan Sakin, “Buradaki adalete ve yargıya bizim güvenimiz tamdır. Benim adaletten, büyüklerden ve sorumlulardan tek dileğim, ihmali olan herkesin ben dahil, ihmalim varsa gerekli cezanın verilmesidir. Diliyorum ki inşallah bir daha hiçbir babanın, annenin canı yanmaz. Dilerim ki hiçbir ferdin gözyaşı akmaz. Dilerim ki buradan çıkan karar emsal bir karar olur. Dilerim ki kimse bir daha bir çocuğun canını yakmayı bir kenara bırakın bir annenin, babanın gözyaşının akmasına cesaret bile edemesin. Tek dileğimiz tek arzumuz bu. Bizim Alperenimiz gitti bu saatten sonra bizim savaşımız başka Alperen’ler gitmesin” dedi.
Olayın geçmişi
Geçtiğimiz 15 Ağustos günü Çiğli ilçesindeki bir anaokulunda yaşanan olayda, 3 yaşındaki Alperen Sakin servis içerisinde unutulmuş ve saatlerce araç içerisinde kalarak hayatını kaybetmişti. Servis şoförü Tamer İ., kreş sahibi ve aynı zamanda servis şoförünün eşi Yurdagül İ. tutuklandı. Yaşanan olay sonrasında savcı Şükran Dedeağaoğlu'nun sanıklar hakkında hazırladığı iddianame Karşıyaka 2. Asliye Ceza Mahkemesinde kabul edilerek, sanıklar hakkında dava açıldı. Servis şoförü Tamer İ. ve eşi Yurdagül İ.'nin tutuklu yargılandığı davada savcı, karı-koca hakkında "bilinçli taksirle ölüme neden olma", "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçlamalarından 3 yıldan 14 yıla kadar hapis cezası talep etti. Tutuksuz yargılanan servis hostesi Dilara K. hakkında da 3 yıldan 9 yıla kadar hapis cezası istendi. Savcı, yine okuldaki görevlilerden Bekir G. hakkında "bilinçli taksirli ölüme sebebiyet verme" suçundan 3 yıldan 9 yıl, Arzu G. hakkında ise "taksirle ölüme sebebiyet verme" suçlarından 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istedi. Ahmet S. içinse "suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme", "suça azmettirme" suçlarından 6 aydan 5 yıla kadar ceza talep edildi.