Artık sonlara geldik.
Seçim propagandalarının sonlarına, kararsız seçmenlerin kararlarının sonlarına, son tahminlerin yapılmasına.
Siyaset uzmanları, siyaset yazan gazetecilerin seçimlerle ilgili tahminleri tam ortada kalmış durumda. Hepsinin ortak görüşü, seçimin sonucuna değil, sonuçlarına dair tahminlerde bulunmaya başladı.
Bu da gösteriyor ki, seçimin sonucu değil sonuçları Türkiye’de konuşulacak.
Sadece siyaset uzmanları ve gazeteciler tabi ki, bir o kadar da ekonomistler seçimin sonunu ve sonuçlarını değerlendirmeye başladı.
Türkiye’nin geneline hakim değilim, genelinde ne olacağı ise malum.
Türkiye’de her seçim olduğu gibi bu seçimde üç büyük kente, İstanbul, Ankara ve İzmir üzerine kitlenmiş vaziyette.
İstanbul’u, Ankara’yı yöneten AK Parti’nin, İzmir’i yöneten CHP’ye karşı yerelde yapılan ama genelde düşünülen bir seçim yarışı var.
CHP’nin İzmir’de yeterince seçim faaliyeti yapmadığını söylemeye gerek yok sanırım. Yeterli değil derken ne kast ederek bu kanıya vardığımı düşünenlere şunu söylesem sanırım yeterli oldu.
CHP İzmir’de anakent dışı küçük ilçeler dışında mitingi yapmadı, yapamadı.
CHP’nin her seçim için İzmir’den verdiği bir mesaj vardır. İzmir’in siyasi yönetimini elinde tutmasına bağlı olarak.
Her yer İzmir gibi olacak sloganlarıyla başlayan, Cumhuriyet, laiklik, Atatürkçülük rüzgarı estiren.
Bunun için de İzmir’in sahilinde, Kordon’da, Gündoğdu Meydanı’nda büyük bir miting yaparak bunun mesajını tüm Türkiye’ye verirdi.
Geçtiğimiz seçimlerde böyle oldu.
Ama bu seçimde CHP, kalesi olarak gördüğü İzmir’de bu mitingi yapmadı, yapamadı.
Aksine AK Parti, MHP ile kurduğu Cumhur İttifakıyla o İzmir’in beklenen kırmızı beyaz olan sahil mitingini beklenenin de üzerinde yaptı.
CHP’nin İzmir’de miting düzenlemeye ne parası, ne de zamanı olmadığını düşünemeyeceğimize göre, bunun nedenini İzmirli seçmenin tepkisine, İzmirli CHP’lilerin küskünlüğüne bağlamak gerekir.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, son dakikaya kadar adaylar üzerinde yaşanan değişimlere bağlı olarak, milletvekili olduğu şehirde kendisine yönelik kırgınlıkların farkında.
Bu kırgınlıklarla yüz yüze gelmemek, onların herhangi bir tepkisini meydanlarda varlıklarıyla veya yokluklarıyla almamamı düşünmüş olabilir demiyorum, kesin öyledir.
Peki İzmir’de bu seçim sonuçlarını etkiler mi?
Herkes biliyor ki, kararsız seçmen bir hayli fazla.
Kararsız seçmenin meydanlara gizli gizli bakan bir gözü vardır. Bakar görür, bir fikrim yok ama çoğunluk ne diyorsa, o der.
Cumhur İttifakı çoğunluğunu Gündoğdu Meydanı’nda yaptığı miting ile gösterdi. Millet İttifakı yapmadığına göre gösteremedi.
CHP’nin geçtiğimiz seçimlerde yüzde 60’ların üzerinde oy aldığı yerlerde oyları düşse de yerel seçimi kazanır ancak, aynı CHP geçtiğimiz seçimlerde küçük yüzdelerle kazandığı ilçelerde seçimi kaybedebilir.
Örneğin, Karabağlar’da, Buca’da, Bayraklı’da.
AK Parti’nin hedefi de anakent sınırları içinde birkaç ilçe alıp, buralardan AK Belediyeciliği İzmirlilere gösterebilmek.
İzmir’in seçim sonuçları ilçe ilçe ne olursa olsun kazanan AK Parti’ye bu fırsatı veren ilçenin olacağını söylemek, seçmeni yönlendirmek değil, merkezi hükümet gücünün o ilçeye yağdıracağı yatırımları düşünmektir.
Bunun içinde siyaset uzmanı, ekonomi uzmanı, seçim uzmanı olmaya gerek yok.
Düşünebilen insan olmak yeterli!