İzmir Konak Meydanında yapılan eyleme Sağlık-Sen İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Ekrem Özdemir, yönetim kurulu ve üyeler katıldı. Basın açıklaması yapan Sağlık-Sen İzmir 2 Nolu Şube başkanı Ekrem Özdemir, sağlık çalışanlarının haklarını savunmak için eylem kararı aldıklarını, bugün olduğu gibi 9 Aralık Perşembe günü de bütün Türkiye'de iş bırakma eylemi yapacaklarını vurguladı.
Özdemir, “ Geçen hafta Çarşamba günü, gündeme bir haber düştü… Hükümet, hekimlere 2 bin 500 ile 5 bin TL aralığında zam verileceğini ve konuyla ilgili yasal düzenlemenin aynı gün Meclise geleceğini açıkladı. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşullar dikkate alındığında, Hükümetin zam haberinden herkesin memnuniyet duyması gerekir değil mi? Çünkü döviz almış başını gidiyor, artan enflasyon nedeniyle ürünlerin etiketi günden güne değişiyor. Yani para pula döndüğü için fiyatlar cep değil, adeta yürek yakıyor. Hayat her açıdan ateş pahası! İşte böyle bir ortamda herkese değil de hekimlere zam yapılacağı açıklandı. İlk tepkimiz; “hekimler hak ediyor, elbette zam yapılacak! Peki ya geride kalan yüzbinlerce sağlık çalışanı, onlara zam yok mu, onlar hak etmiyor mu” oldu. Bu tepkiyi sadece bizler değil, yüzbinlerce sağlık çalışanı gösterdi. Sosyal medya adeta inledi. Kısa süre içinde, maalesef geride kalan sağlık çalışanlarının ücretlerinde her hangi bir iyileştirme yapılmayacağını öğrendik. Sadece Sağlık Bakanlığı bünyesindeki sağlık çalışanları değil… Üniversite hastanelerinde çalışan öğretim üyeleri, araştırma görevlileri, aile ve sosyal hizmet çalışanları ve adli tıp kurumunda çalışan sağlık çalışanları da zam kapsamının dışında tutulmuş” diye konuştuk.
Yetkili sendika olarak, zam yapılmasına asla karşı olmadıklarını vurgulayan Özdemir, “Zamma karşı olmamız, sendikal kimliğimizi ve mücadelemizi inkar anlamına gelir. Bildiğiniz gibi sağlık çalışanları olarak 2 yıldır covid mücadelesi verdik, hala devam ediyoruz. Koruyucu tulum kıyafetleri içinde, yüzlerinde maskelerle, vücudunun her yerinde ter gelen, sağlık çalışanları son 2 yıldır canla başla çalışırken halen mağdur edilmeye devam etmektedir. Bizler covid döneminde hemşiresinden doktoruna, hizmetlisinden şoförüne, laborantından acil tıp teknisyenine kadar hep beraber topyekün bir mücadele verdik. Bugüne kadar 500’den sağlık çalışanı arkadaşımız şehit düştü. Hayatını kaybeden şehitlerimiz doktordu, hemşireydi, ebeydi, şofördü, paramedikti, tıbbi sekreterdi, memurdu. Bu covid mücadelesinde şehit olanlar sadece bir meslek grubu olmadığına göre, her meslek gruplarından şehitler verdiğimize göre, sağlık ekip içinde çalışılıp hayat kurtardığına göre, sağlıkta çalışanlar arasında ayrımcılık kesinlikle kabul edilemez. Biz zam üzerinden ayrımcılık yapılmasına karşıyız… Siyaset eliyle, kanun düzeyinde ayrımcılık yapılmasına karşıyız. Hekim harici yüzbinlerce sağlık çalışanının üvey evlat görülmesine, yok sayılmasına, emeklerinin hor görülmesine karşıyız. Can kurtarmak için can vermekten çekinmeyen sağlık çalışanlarının fedakarlıklarının, mücadelelerinin, gayretlerinin görmezden gelinmesine karşıyız. Bizim karşı olduğumuz bu… Vicdan sahibi herkesi de karşı olmaya, tepki göstermeye davet ediyoruz. Hep söylediğimiz gibi; çünkü sağlık ekip işidir, bu hizmeti sunan sağlık çalışanları da bir vücudun organları gibi bütündür” dedi.
Sağlık sisteminin altının oyulduğuna vurgu yapan Özdemir, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Hemşireyi doktordan, doktoru teknikerden, teknikeri ambulans şoföründen ayrı görürseniz ve ona göre muamele ederseniz, bir yönüyle hepsine kötülük etmiş olursunuz. Dahası, bu şekilde davranarak sağlık sisteminin altını oymuş olursunuz! Sağlık çalışanları bu kötülüğü hak etmiyor… Sağlık sisteminin bu ve benzer kötülüklerle, haksızlıklar ayakta durması mümkün değildir. Ülkemizde, kamu adına 1 milyon sağlık çalışanı görev yapıyor.
Kapıdaki güvenlik görevlisinden danışmadaki memura, temizlik görevlisinden teknikere, ambulans şoföründen röntgen teknisyenine, hemşiresinden doktoruna… bunların tamamı 1 milyon sağlık emekçisine dahildir. Görev tanımları farklıdır ancak yaptıkları iş insanımıza sağlık hizmeti sunmaktır. Her bir branştaki, her bir birimdeki sağlık emekçisi, sağlık hizmet zincirinin bir halkasını temsil ediyor. Zincirin bir halkasını yok sayarsanız, tamamını yok saymış olursunuz. Zincirin bir halkasını kırarsanız, tamamını incitmiş olursunuz. Zincirin bir halkasını görmezden gelirseniz, tamamını görmezden gelmiş olursunuz. Zam konusunda geçen hafta yapılan açıklamalarla tam da bu durum ortaya konmuştur. Üstelik en yetkililerin ağzından. Gerçekten de çok üzüntü verici bir durum. Madem isteyince zam kararı açıklayıp, akşamına meclisten geçirebiliyorsunuz, aynısını kapsam dışı bırakılan yüz binlerce sağlık çalışanları içinde yapabilirsiniz, işte o zaman sizleri yürekten alkışlarız, helal olsun deriz. Bir doktora, hemşirenin maaşı kadar zam yapıp, sağlık çalışanları görmezden geliniyorsa ayrımcılık yapmış olursunuz. Geçen hafta, sağlığın bir ekip işi olduğu, sağlık çalışanlarının da bir bütün olduğu, yüce Meclis eliyle resmen inkar edilmek istenmiştir. Ümit ve temennimiz, çok geç olmadan, kapsamlı bir zam açıklamasıyla sağlık çalışanlarının tamamının yüzünün gülmesidir. Her bir sağlık çalışanının yüzünün gülmesine, işine dört elle sarılmasına, iş barışının ve çalışma huzurunun sağlanmasına özellikle bu süreçte büyük ihtiyaç olduğunu hiçbir kimsenin unutmaması gerekir.”