ASYA YAŞARİKİZ / MEDYA EGE - İklim krizinin etkileri, kentte etkisini gösteriyor. Kısa süreli ve ani bastıran sağanak ve dolu yağışları ile yaşanan aşırı hava olayları kentte en çok görülen iklim krizi etkileri olurken, kuraklık da kentin geleceğini tehdit ediyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü Meteorolojik Kuraklık Haritası 12 aylık dönem verilerinde İzmir'in bir bölümünün 'çok şiddetli kuraklık', diğer bölümünün ise 'şiddetli kuraklık' yaşadığını ortaya koyuyor.
Öte yandan İzmir'e su sağlayan Tahtalı, Balçova, Gördes, Ürkmez, Güzelhisar ve Alaçatı Kutlu Aktaş barajlarının doluluk oranları da tehlikeye işaret ediyor.
İZSU verilerine göre, kente su sağlayan 6 barajdan sadece Gördes Barajı geçen yıla göre daha fazla doluluk oranına sahip. Ancak, Tahtalı, Balçova, Ürkmez, Güzelhisar ve Alaçatı Kutlu Aktaş Barajları, geçtiğimiz yıla göre düşüş seyrine devam ediyor.
Kentin su ihtiyacının yüzde 44'ünün karşılandığı Tahtalı Barajı'nda güncel doluluk oranı yüzde 39,77 iken bu oran geçtiğimiz yıl yüzde 58,18 olarak kaydedildi.
Balçova Barajında geçtiğimiz yıl doluluk oranı yüzde 59,22 iken bu yıl yüzde 56,3; Güzelhisar Barajının doluluk oranı geçtiğimiz yıl yüzde 79,08 iken bu yıl 71,65 olarak açıklandı.
En büyük tehlike ise Ürkmez ve Alaçatı Kutlu Aktaş Barajlarında yaşanıyor. İzmir Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planında yer alan 2050-2100 iklim senaryolarına göre kentin en kırılgan bölgelerinden kabul edilen Çeşme'de bulunan Alaçatı Kutlu Aktaş Barajında ise tehlike çanları çalıyor. İZSU verilerine göre Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı geçtiğimiz yıl yüzde 79,08 doluluk oranına sahipken güncel doluluk oranı yüzde 49,44 olarak kaydedildi.
Öte yandan Çeşme, Çeşme Projesi kapsamında, doğa alanlarını kaybetme tehlikesi de barındırıyor.
En büyük düşüşün yaşandığı Ürkmez Barajında geçtiğimiz yıl doluluk oranı yüzde 82,12 iken güncel doluluk oranı yüzde 44,65 olarak açıklandı.
Yapılan araştırmalara göre, iklim krizinin etkisiyle şehirlere düşen yağış miktarı kırsal alanlara düşen yağışlardan daha fazla, aynı zamanda yağışlar kısa süreli ve şiddetli. Aşırı hava olayı olarak adlandırılan bu yağışlar ise barajların doluluk oranlarına yansımayarak sel ve taşkınlara neden oluyor.
Barajları dolduran yağışların, kasım ayından başlayarak aralık, ocak, şubat ve martta olduğuna dikkat çeken bilim insanları, nisandan sonra tarımın başlaması ile ciddi oranda su kullanıldığına işaret ederek yağışların barajları doldurmadığının altını çiziyor.