Yıllar önce bir tanıdığım, kurban bayramında ülkeden kaçtığını söylemişti. Dayanamıyorum o hayvanların çektiği eziyetleri görmeye demişti.
Kaçmak kurtuluşmuş gibi. Senin benim bakmaya dayanamadığımızı hayvanın yaşaması. Kaçarak eziyet bitiyorsa hep beraber kaçalım.
Yıl 2021. Milenyuma gireli 21 sene olmuş. Ülkeler yürümemiş koşmuş.
Biz olduğumuz yerde kalmışız.
Ne kamu spotundan anlamışız, ne uyarıdan.
Dahası önüne geçilebilecek felaketleri seyretmişiz.
Ne haber seyretmek ne gazete okumak istiyorum. Şu bayram bitene kadar dünyadan kopmak istiyorum. Olmuyor.
Çıkıyor karşıma bir yerden.
Bugün karşıma İzmir'in Menderes ilçesinin köyünden katliam haberi çıktı.
Çok özür dileyerek resimleri de paylaşacağım. 2021 modern İzmir'inin görünmeyen yüzüne bakın. Ben midem bulandığı için hepsine bakamadım detaylı. Sonra da hayvanların acısını düşünüp kahroldum. Ve utandım. İnsanlığımdan utandım.
Köyün sokakları mezbaha olmuş. Kahvehanede hayvan kesiliyor. Doğranıyor daha doğrusu. Hayvanlar avaz avaz bağırıyor, canlı canlı kesiyorlar.
Sokaklar kan gölü. Sokaklarda hayvan kafaları var. Deriler yerlerde kanların içinde.
Siz gidip yarın o kahvede kahve içeceksiniz. Kanların üzerinde oturduğunuzu bilmeyerek. Kanın kokusu öyle kolay da geçmez. İllaki o koku burnunuza gelecek.
Ne kadar hijyen değil mi?
Yıl 2021, modern Turkiye'nin gözdesi modern İzmir.
Çok basit bir sorum var.
Denetleme nerede?
Bu tarifsiz iğrençliğin sorumlusu kim?
Yollarda, ara sokaklarda hayvan kesmek ne demek?
Köyse köyün muhtarı yok mu? Jandarması yok mu?
Senin benim gördüğümü onlar göremiyor mu?
Neden hala 1900 lerin başında gibi yaşıyoruz?
Menderes belediye başkanı sayın Kayalar beyefendiye sormak isteriz. Hani denetim kusursuz olacaktı? Hani tek bir kaçak kesim dahi olmayacaktı?
Eğer hal böyleyse kasaplar da hayvanları yolun ortasında kessin.
Veterinerler hayvanları sokakta ameliyat etsin.
Neden hastanelerimiz var, ne gerek var ki? Çadır kuralım orada keselim insanları. Çadıra bile gerek yok. Uygun bir yol kenarında yapsın doktorlar işlerini. Varsın kanlar saçılsın sokaklara.
İyice ilkelleşelim. Ne olacaksa olsun. Madem en ilkel kabile gibi davranacağız, hakkını verelim!
Bu yaşananların bir köyde geçiyor olması bir mazeret olabilir mi?
Köy yeridir olur öyle deyip geçebilir miyiz?
Ah vah deyip lanetimizi okuyup üstünü örtebilir miyiz?
Birileri bu yaptıkları iğrençliğin hesabını vermeyecek mi?
Yetkililer hesap sormayacak mı?
Dini vecibelerimizi yerine getirelim tamam. Ama bunun için de koyulmuş kurallar var. Uyulması gereken kurallar. Kurban da bir canlı sonuçta, kalbi atan bir canlı. Hayatında kesim yapmamış, eline testereyi alan adama teslim edilir mi?
İdam suçlularını bile iğne ile öldürüyorlar. Kıtır kıtır kesmiyorlar. Ne kadar cani ne kadar suçlu olursa olsun. Herşeyin bir adabı var, yöntemi, kuralı var.
Bu ilkelliği bize yaşatmaya kimin ne hakkı var?
Ve bu ilkellik ne zaman son bulacak?