İzmir dendiğinde deniz, güneş ve çiçekli dağları akıllara gelse de, İzmir dendiğinde sporun da akla gelmesinin zamanı geldi de geçti bile.
Mesela İzmir’in tenis olarak gerçekten çok ama çok önemli bir merkez olabileceğini hep düşünmüşümdür.
Yıllardır tenis kortlarını uzaktan da olsa takip ederim, İzmirli gençlerin tenise olan tutkusu, belediyelere bile tenis kortları yapmalarına neden oluyor.
İzmir’in ve İzmirli gençlerin geleceğini, onların isteklerini, düşüncelerini ve hareketlerini görerek yapmak zorundasınız.
Yoksa önce şehri kaybedersiniz, sonra şehrin geleceğini olan gençleri.
Bu anlamda İzmir Maratonu gerçekten çok ama çok önemli bir spor faaliyeti olarak İzmir’in hareketleri arasına girdi.
Bu sene ilki yapıldı.
Korona virüsü nedeniyle fazla şaşalı yapılamadı, tanıtım, şovlara pek fazla girilemedi.
Ama yapılabildi.
Koşulabildi.
Kazananın kim olduğunu hatırlamıyorum ama hafızama gelen şey, önümüzdeki yıllarda, ikinci, üçüncü, dördüncü yapıldığında bu spor hareketini İzmir’in denizine, güneşine ve çiçekli dağlarına uygun şekilde renkli yapmak imkanı olacak.
Dünya İzmir’i sporla konuşacak.
Spor İzmir’de kendine hak ettiği yeri bulacak.
İzmir’i spor yüzü dünyaya açılacak.
Dünya’nın sporcuları İzmir’e koşacak.
İzmir tanıtımla kazanacak, İzmirli gençlerin yüzü de spora daha çok bakacak.