İzmir'e toz kondurmuyoruz sloganını sevdim. İyi niyetli güzel bir çalışma. Ama faydasız. Bu kadar inşaat varken o tozlar izmire nasıl konmayacak bilemedim. Zor.
Sürekli bir inşaat var. Bina olmasa taş döşeniyor yollara. Hep bir kazı hali.
Hiç unutmam seneler evvel alsancak caddelerine taş döşenmişti. Aylarca süren bir kaldırım yenilemesi. Oh bitti şükür demişken aynı yerler bir daha kırılmıştı. Taşa vurulan her kazma kalbimi kırmıştı. Çünkü acımıştım. O kadar emeğe.
Boru döşemek gelmişti akıllarına. Bir daha inşaat toz duman. Evimize ulaşmak için aylarca ayakkabı eskitmiştik.
Mesela şimdi mavişehirde opera binamız yapılıyor. Şahsım adına sevinçliyim, operayı çok severim. Ancak 24 saat süren bir inşaata gereklilik göremedim. Okul olsa, hastane olsa peki tamam acele bitsin. Ancak eminim ki operaya sıkışmadık hiçbirimiz. Bu kadar sene bekledik az daha sabredebiliriz.
Opera inşaatının hemen bitişik duvarı mavişehir sitesi. Yani balkonuna çıkan bir şahıs elini uzatsa römorka dokunabilir. Öyle yakın. Şimdi düşünün bir kere bu yakınlıkta bir mesafede 24 saat inşaat sesi. Yer deliniyor kazılıyor. Bu tam bir senedir sürüyor. Bahsettiğim evlerde oturan insanların konuştuklarını duyması mümkün değilken gece yarısı yapılan inşaat sesine rağmen uyuması bekleniyor. Sitenin muhtarı dilekçe vererek gece 12'den sonra inşaatın durdurulması talebinde bulundu. Bilirkişi geldi inceledi ve ne yanıt verdi dersiniz? Desibel ölçümü yapıldı ve çıkan sesin uykuya engel olmadığı tespit edildi. Bu kararı veren bilir kişinin duyma sorunu yaşadığını farz ediyorum. Lâkin bu ses eşliğinde değil uyumak camlar açıkken iki kişinin konuştuğunu duyması dahi mümkün değil. Ancak her zamanki gibi halkın sesi duyulmadı.
Tozu geçtik, uykuya hasret kaldık.
Toz toprak kir pas demişken karabağlar belediyesine ait İnönü caddesi üzerindeki poligon durağında üç adet çöp konteynırı dikkatimi çekti. Tam karşısında oturan dostlarımı ziyaret ettiğimde gördüm. Karabağlar belediyesi bu konteynerleri buraya yerleştirmiş. Dökülen saçılan çöplerle birlikte enteresan bir temizlik anlayışı getirmiş konuya. Örneğin caddenin tam karşısında balkonunda kahvaltı keyfi yapan şahıs bu mükemmel görüntü eşliğinde çayını kahvesini yudumluyor. Çer-çöp eşliğinde kahvaltı keyfi.
Resimlerde de görüleceği gibi, çöpler yerlerde. Kırk derece sıcaklıkta yerlere yayılan çöplerle nasıl bir temizlik bekleniyor? Sinekler fareler elele...
Burası şehrin göbeği, dağ başı değil. Dağın başı bile olsa yöntem bu olmamalı.
İzmire toz kondurmazken bunlara da biraz dikkat etsek mi acaba? Ne dersiniz?