İzmirli Filozoflar

Abdulkadir Hazman yazdı...

İzmir filozoflar yatağıdır. Bunu ben demiyorum tarih diyor. Geçmişte ki filozoflar yalnızca laf üretmekle suçlansa da bu günkü filozoflara bakınca geçmişte ki filozoflara haksızlık edildiğini düşünmekteyim. Geçmişte ki filozofları hatırlatması bizden, bu günkü filozof geçinenlerin değerlendirmesi de siz değerli okuyucularımız takdirine bırakıyoruz.
     

Homeros: Bırakın Yunanı dünya edebiyatının temel taşları sayılan ‘’ İlyada’’ ve ‘’Odysseia’’ destanların da Turuva savaşını ve Çanakkale’yi anlatırken bizlere o dönemde ki  insanların yaşamını, dini inançlarını ve gelenek- göreneklerini yalın bir dille aktarırken insanoğlunun temel dürtülerinin toplamı olan ‘’Duygu’’ dan uzaklaşmamıştır. İşte Homeros’u ölümsüz kılan ve eserlerini ‘’Klasik  ‘’ mertebesine ulaşmasını sağlayan da budur. Homeros destanlarını yalın bir dille yazarken yaşanmışlıkları gerçekçi bir şekilde gelecek kuşaklara aktarmıştır. İşte bu yüzdendir ki İrlandalı yazar James Joyce, İngiliz yazar Shakespeare, Romalı şair Virgil ve daha niceleri onun bu topraklarda yazdığı destanları çalışmalarına ilham kaynağı yapmışlardır.
         

Ksenophanes: Bu gün Değirmendere dediğimiz Kolophonlu’dur. Özellikle esi Yunan ve Roma’da olan İnsan biçimindeki çok tanrıcılığa karşı çıkmış ve neredeyse ilahlaştırılan arena sporcuları ve gladyatör dövüşçüleri düşüncesinin topluma zararlarını dile getirmiş, dünyanın ve evrenin oluşumuyla ilgili birçok düşünce ortaya atarak tartışılmasını sağlamış ve insanların aldatılmasına yönelik kehanetlere karşı çıkmış çağının devrimci filozofudur. Perslerin Anadolu’yu işgal etmesiyle İtalya’ya göçen ve Elea kentinde yine bu adla açtığı okulda birçok filozofun yetişmesini sağlayan bu büyük filozof tek tanrılı dinlerin yolunu açan kişi olarak bilinir ve kendinden sonra gelen Platon ve Sokrates gibi ünlü düşünürleri derinden etkilemiştir. 
       

Efesli Herakleitos :  ‘’Bilge bana değil akla kulak vermelidir. Ancak böylelikle her şey birdir diyebilir.’’ Ve ‘’ insanoğlu için kaderi değil kişiliğidir belirleyici olan’’ gibi düşünce ve tezleri döneminin filozofları pek de anlaşılmasa da bu gün bile ne yazık ki yeterince önem verilmemiştir. Modern felsefeciler onun meşhur olmuş ‘’Aynı ırmakta iki kez yıkanılmaz’’ sözünü tartışmakla yetinmişlerdir.
     

Anaksagoras: Klazomenai’de doğan yani Urlalı olan ve Sokrates’ten öncesi düşün dünyasını en önemli filozofu. Çok zengin olmasına rağmen tüm servetini düşün bilimi için harcayan ve Atina’da ilk felsefe okulunu açan kişidir. Onun ana madde ve ilk hareket ettirici neden öğretisi fizik bilimine önemli katkılar sağlamıştır. O yalnızca felsefeci değil aynı zamanda bir bilim adamı olarak MÖ. 468 de düştüğü düşünülen gök taşını inceleyerek taşın düşmeden önceki halini ‘’Kızgın bir taş’’ olarak betimlemesi onun filozofluğu kadar bilim adamlığı konusunda ki en güzel örnektir. Dönemin yöneticileri onun düşüncelerine ve çalışmalarına tahammül edemeyerek onu Lampsakos’a yani Çanakkale sürgün etmişlerdir.

Galenos: Bergamalı filozof, tıp adamı, bilim insanı. Hekimlerin İmparatoru, Hekimlerin Babası olarak adlandırılan bu bilim insanı aynı zaman da Fizyolojinin kurucusu ve Farmakoloji alanında yeniliklerin temsilcisidir. Galenos dünyanın ilk spor hekimidir ve Antik Roma döneminin en önemli hekimidir. Hekimlik yaptığı dönemde toplardamar, atardamar arasında ki farkı, Kalp kapacıklarını, kafatasında ki sinirler hakkında oldukça geniş araştırmalarıyla modern tıbbın temellerini attı. Yalnız hekimlik alanında değil o aynı zamanda felsefe alanında da birçok ilke imza attı. Yaptığı çalışmaların günümüze ulaşması için tam dört yüz eser üretti fakat ne yazık ki günümüze ancak yüz eseri ulaşabildi. Biraz daha yakın tarihimize bakacak olursak iki önemli isime rastlıyoruz. 

Bergamalı Kadri: Kanuni Sultan Süleyman döneminde yaşamış olan Bergamalı Kadri hemen göze çarpıyor. Bergamalı Kadri bu toprakların yetiştirmiş olduğu en büyük Dil Bilimcilerinden biridir ve Batı Türkçesiyle yazmış olduğu Müyessiretü’l-Ulüm adlı eseri bu konuda yazılmış olan ilk ve en eski eser olarak kabul edilmektedir. Bergamalı Kadri yalnızca dil bilgisi ile uğraşmamış aynı zamanda dil ile toplum ilişkisi konusunda geniş çalışmalar yapmış bu toprakların önemli filozoflarından biridir.

İsmail Hakkı İzmirli: Osmanlını son dönemi ve Cumhuriyetin ilk döneminde yaşayan özellikle eğitim ve din konusunda ki çalışmalarıyla öne çıkan bu düşünce insanı İzmir’de doğup büyümesinden dolayı tüm fikir ve ilim camiasında ‘’İzmirli’’ lakabıyla anılmasına neden olmuştur. Yeşilay Cemiyetinin kurulmasına öncülük edenlerden olduğu gibi, Arapçanın telaffuz zorluğundan dolayı namazda ayetlerin Türkçe okunabileceği konusunda devlete rapor yazacak kadar da cesur biridir. Eğitimci filozof İsmail Hakkı İzmirli İslam diniyle ilgili birçok eser ortaya koyduğu gibi aynı zamanda Felsefe ve Mantık alanında da yaptığı çalışmalar günümüzde hala tazeliğini korumaktadır. 
 

Filozof aslında felsefeyle uğraşan ve felsefenin gelişmesine katkıda bulunan kimse olarak bilinmesine rağmen yukarıda örneklerini de görüleceği üzere bizim filozoflarımız yalnız felsefeyle değil bilim ve edebiyatla ilgili de çalışmalar yapmış ve ürün vermişlerdir. Filozoflar için çok yaygın bir eleştiri olan ‘’yalnızca laf üretip hiçbir şey yapmayanlar’’ savı bizim geçmişte yaşamış olan filozoflarımızı kapsamadığı açıktır.  Filozof kelimesini ilk kullanan kişi olan Pisagor filozof sözcüğünü ‘’Sorgulayıp bulmaya çalışan kişi’’ anlamında kullanıyor. Bu cümle bize geçmişte bu topraklarda yaşayan filozoflarımızı daha iyi tanımak ve anlamak konusunda olduğu gibi günümüzde filozof geçinenleri daha iyi değerlendirme konusunda rehber olacağı kanısındayım.

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Gündem Haberleri