İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin en büyük şirketlerinden birisi İZBETON, sermaye attırımının yapıldığı toplantıda büyük tartışmaların da konusu oldu.
Büyük Belediyesi Meclis Üyeleri, belediyeye ait şirketin batak olduğundan, kara delik olduğundan, asıl yapması gereken işleri dahi yapamadığından, asıl yapması gereken dışında işlere ortak olduğuna, başka şirketlere ortaklık kurduğuna kadar her şey tartıştı.
Sonuç, o çokluğuyla İZBETON’un sermayesi 150 Milyon TL’ye çıkartıldı.
Olmadık işlere ortaklığı kuruldu, olmadık işlere girişi yapıldı.
İZBETON İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bir şirketi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ise İzmirlilerin.
İzmirlilerin paralarının biriktiği, biriken paralarla planlı şekilde şehrin gelişmesi, güzelleşmesi ve yaşanabilir bir hale dönüşmesi amacıyla çalışır.
Yöneticisi A Parti’nin insanları olur, B Parti’nin insanları olur fark etmez.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ve doğal olarak şirketlerine giren para belli, amaç belki, sonuçlarında belli olması gerekir.
Paranın ne kadar girdiği konusunda sıkıntı yok ama şirketlerin kurulma ve çalışma amaçları ile bunun sonuçları arasında büyük bir çelişki var.
İZBETON’un battığı, batak olduğu, batacak olduğu, yüklü miktarda borçlu olduğu konusu gizli saklı bir şey değil.
Ama aynı şekilde İZBETON’un, İzmir’de yapması gerektiği, İzmirliler için yapması gerektiği ama yapmadığı şeylerde gizli saklı değil.
İzmir’in alt yapısı eror veriyor, İzmir’in yolları patates tarlası gibi, İzmir’in kaldırımları eski dönemde kalmış, yıpranmış durumda ve tehlike saçar durumda.
İZBETON çalışıyor mu? Sorusunu sorduğunuz bir yerde, ‘Sermayesini attıralım mı?’ sorusunu sormak tartışmaya bile gerektirmez.
Çalışmayan, çalışamayan, hizmet üretemeyen bir sisteme para koymanız, daha çok paranın heba olması, yok olması, boşa gitmesinden başka bir şey değildir.
Yerel seçimler her zaman en önemli seçimlerdir.
Ama maalesef bizim şehirli insanlarımızda bu bilinç bir hayli eksik.
Hala birileri seçimlerde Belediye Binalarında, Belediye Başkanlık Makamında, Belediye Başkanlığı koltuğuna oturacak, verdiği kararlarla da kendisine, kendi yakınlarına maddi destek sağlayacak insanları seçme derdinde.
Birilerini de bu derdi gizleyerek, İzmirli olmak, İzmir’i kurtarmak, İzmir’i sevmek konusunda ikna ederek.
Merkezi yönetimi hatalı seçtiğinizde kolunuz, bacağınız gider, yerel yönetimi hatalı seçtiğinizde ise direk kafanız gider.
Şu an ise İzmirlilerin kafası kopartılıyor!