6 Mart tarihinde açıklanmıştı ilk defa Türkiye’nin koronavirüs haritası ve şehirlerin renkleri.
Maviler çoktu, kırmızılar çoktu ama sarı ve turuncular daha çoktu.
İzmir, İstanbul ve Ankara’da yüksek riskli turuncu renkte idi.
O zaman bir yazı kaleme almıştım.
Okuyanlar bilir, bilmeyen 6 Mart tarihli yazıma şöyle bir göze atabilir.
Dedim ki, ‘İzmir Mavi Olamaz!’
Bilgiçlikten, kâhinlikten, medyumluktan değil, İzmir’in ve İzmirlinin nasıl yaşadığını görerek demiştim.
Dediğim de oldu.
Bugün açıklanan sonuçlarda İstanbul ve Ankara gibi, daha bir çok il gibi İzmir’de kırmızı oldu.
Yani çok yüksek riskli iller arasına girdi.
Turuncu’dan, sarıya, sarıdan maviye dönmesi için dilek tuttuk, dualar ettik, sosyal medyadan yazılar yazdık, bazen de isyanlar yazdık ama maalesef İzmir’in kırmızıya girmesine hep birlikte neden olduk.
Kırmızı olunca ne mi olacak!
- Cumartesi sokağa çıkma yasağı kaldırıldı, sadece pazar günü yasak. 21.00-05.00 saatleri arasındaki yasak ise hem hafta içi hem hafta sonu sürüyor.
- Okul öncesi, ilkokul, 8 ve 12. sınıflar açık.
- Ortaokul ve liseler kapalı, ancak liselerde yüz yüze sınavlar yapılabilecek.
- Yeme-içme yerleri ile kıraathane ve çay bahçesi gibi işyerleri kapalı.
- Halı saha, yüzme havuzu tesisleri kapalı.
- 65 yaş ve üzeri ile 20 yaş altı için sokağa çıkma yasağı devam ediyor. Sokak süreleri ise 3 saatten 4 saate yükseltildi.
- Nikah ve düğünler, katılımcı sayısı 50’yi geçmemek ve 1 saatle sınırlı olmak üzere yapılabilecek.
Allah’tan daha da kırmızısı, koyu kırmızısı, siyaha yakın kırmızı falan yok.
Bizim İzmirli, o kategoriye girebilmek için de sokaklarda, deniz kenarlarında, parklarda, kafeteryalarda vs mücadele eder.
Özgürlüğümüzü kendi kendimize kısıtlamak da üstümüze yok, vesselam!