Size şimdi fevkaladenin fevkinde bir haber vereceğim.
148 hektarlık Akçay Sazlığı ve Sulak Alanının 48 hektarı, Cumhurbaşkanlığı tarafından Mahalli Sulak Alan olarak tescil edildi. 100 hektar ise, tescil dışı bırakıldı. Yani kurutulacak bu alan.
Kurutulup ne yapılacak bu yaklaşık 14o futbol sahası büyüklüğünde olan alan?
Bence hepiniz biliyorsunuz, elbette yapılaşmaya açılacak.
Söz konusu alan hem de Edremit fayına çok çok yakınken.
Sulak alan dediğin yoğurdun üstündeki kaymak gibi gevşektir.
Hiç mi akıllanmayacaklar?
Ama bakın akıllanmamışlar olacak ki, bu yoğurdun kaymağı gibi oynak alana ne yapacaklar?
Balıkesir Valiliği, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Edremit Kaymakamlığı ve Edremit Belediyesi’nin de ortak olduğu Edremit Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi.
Hem de bakın, kent yönetim binaları bunlar, kamu yapıları.
Alanda yapılması istenen bir başka proje de Enginkent Konut İnşaatı.
Konut?..
Maraş?..
Hatay?..
Adıyaman?..
Adana?..
Uykusunun en tatlı yerinde, yuva bildiği evinde beton ağırlıkların altında kalarak ölen 41 bin 156 insanımız?..
Uykusunun en tatlı yerinde, yuva bildiği evinde beton ağırlıkların altından çıkarılan, her şeyini, sevdiklerini kaybeden yüz binler?..
Güvenli konutlarda barınma hakkımızı kim karşılayacak?
Yaşayan bir ekosistemi kurutup canlı hayatını zaten sona erdireceksin, bir de üstüne konut yapıp ilk büyük depremde o konutlarda yaşayanlara mezar yapacaksın.
Vallahi pes!
Devlet, yurttaşlarına güvenli yapılarda barınma imkanı sağlamaz mı?
Yani sosyal devletse tabii.
Deprem olalı olmuş 16 gün, hala Hatay Defne Belediye Başkanı İbrahim Güzel, “çoluk çocuk sokakta soğukta donuyoruz, çadır yok” diyebiliyorsa ben burada sosyal devlet göremem.
Pir Sultan Abdal’ın sözünü tekrarlıyorum içimden hep, hep; “Bir halden anlamaz cahile kul eyledi zaman bizi.”