Kahrolsun İsrail Zulmü

Erdal Özyıldız

FİLİSTİN’İN ACILARINA SESSİZ KALMAYALIM

Dünyanın gözleri önünde süregelen bir trajedi var: Filistin. Yıllardır süren bu zulmün sorumlusu ise İsrail. Filistin halkının çektiği acılar, yaşadığı zulümler, kaybettiği canlar, yerinden edilen insanlar… Tüm bunlar, insanlık vicdanını derinden yaralayan olaylar olarak karşımızda duruyor. “Kahrolsun İsrail zulmü” demekten başka ne yapılabilir ki?

İSRAİL’İN ASKERİ OPERASYONLARI: YIKIM VE ÖLÜM

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik düzenlediği askeri operasyonlar, insanlık onurunu ayaklar altına alan, vicdanları sızlatan eylemler olarak hafızalarımıza kazındı. Sivil yerleşim alanları bombalanıyor, masum çocuklar, kadınlar ve yaşlılar hayatlarını kaybediyor. Bu operasyonlar, İsrail’in güvenlik gerekçesiyle başlattığı ve terörle mücadele adı altında yürüttüğü saldırılar olarak lanse edilse de, gerçek şu ki orantısız güç kullanımı ve sivil kayıplar kaçınılmaz hale geliyor. Gazze’deki hastaneler, okullar ve evler yerle bir olurken, bir halkın umutları da enkaz altında kalıyor.

YERLEŞİM FAALİYETLERİ: TOPRAK VE ADALET İHLALİ

Batı Şeria’daki yerleşim faaliyetleri, İsrail’in Filistin topraklarını gasp etmesinin en somut örneklerinden biri. Uluslararası hukuka göre yasadışı olan bu yerleşimler, Filistinlilerin yaşama alanlarını daraltıyor, geçim kaynaklarını yok ediyor ve sosyal dokularını parçalanmaya zorluyor. Bu durum, sadece fiziksel bir toprak gaspı değil, aynı zamanda Filistin kimliğine ve kültürüne yönelik bir saldırıdır. İsrail’in yerleşim politikaları, Filistin halkının günlük yaşamını çekilmez hale getirirken, barış umutlarını da her geçen gün biraz daha tüketiyor.

GAZZE ABLUKASI: İNSANLIK DIŞI KOŞULLAR

Gazze Şeridi’ne uygulanan abluka, bir halkın nefesini kesen, yaşamı dayanılmaz hale getiren bir başka zulüm aracı. Temel gıda maddelerinden ilaçlara, inşaat malzemelerinden yakıta kadar pek çok ihtiyaç maddesi Gazze’ye ulaşamıyor. Ablukanın neden olduğu ekonomik sıkıntılar, işsizlik ve yoksulluk, Gazze’de yaşayanların günlük hayatını felç ediyor. Elektrik kesintileri, yetersiz sağlık hizmetleri ve eğitim imkanlarının kısıtlılığı, gençlerin umutlarını ve gelecek hayallerini yok ediyor. Gazze, adeta bir açık hava hapishanesi gibi, içindeki insanları çaresizliğe mahkum ediyor.

ULUSLARARASI TOPLUMUN SESSİZLİĞİ: ÇİFTE STANDARTLAR

Filistin’de yaşanan bu insanlık dramı karşısında uluslararası toplumun sessizliği ise kabul edilemez bir çifte standart olarak karşımıza çıkıyor. Bazı ülkeler ve uluslararası örgütler, İsrail’in eylemlerini kınarken, diğerleri stratejik ve ekonomik çıkarlar uğruna sessiz kalmayı tercih ediyor. İnsan hakları ihlalleri karşısında gösterilen bu kayıtsızlık, Filistin halkının acılarını daha da derinleştiriyor ve adaletin yerini bulmasını engelliyor.

Filistin’in çektiği acılar, sadece Filistin halkının değil, tüm insanlığın ortak yarasıdır. İsrail’in uyguladığı zulme karşı sessiz kalmak, bu suça ortak olmak demektir. “Kahrolsun İsrail zulmü” demek, sadece bir slogan değil, aynı zamanda insanlık onurunu savunmak, adaleti ve barışı talep etmektir. Uluslararası toplum, Filistin halkının çığlıklarına kulak vermeli, bu zulmü sona erdirmek için daha kararlı ve tutarlı adımlar atmalıdır. İnsanlık, Filistin’in acılarına sessiz kalmamalı, adalet ve barış için el birliğiyle mücadele etmelidir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.