Son zamanlarda bizi sadece soğuktan koruduğunu düşündüğümüz kahverengi yağ hücreleri üzerinde daha fazla durulmaya başlandı. Yapılan çalışmalarda bu yağ hücrelerinin görevinin bizi sadece soğuktan korumak olmadığı kilo kontrolü ve kilo ile birlikte ortaya çıkan bazı metabolik hastalıkların tedavisinde de etkili olabileceğine dair çalışmalarda mevcut.
Kahverengi veya plurivacuolar yağ dokusu olarak bilinen bu hücreler; yağ asitlerinin oksidasyonu (termojenez) yoluyla ısı üretebilen özel bir yağ dokusudur. Kahverengi yağ nedir? Yüksek mitokondri konsantrasyonu nedeniyle, bu tip yağ mikroskop altında karanlık görünür ve bu nedenle "kahverengi yağ" olarak adlandırılır.
Kahverengi yağ, vücudumuzda köprücük kemiğinin altında, boyunda, ensede ve omurga boyunca bulunur. Isı dengesi ve yağ yakımı üzerinde etkisi vardır. Bilim adamları, kahverengi yağ hücrelerinin yardımıyla obezite, diyabet , karaciğer yağlanması, damar sertliği ile savaşabilmeyi umuyorlar.
Kahverengi yağ dokusu, beyaz yağ dokusundan çok daha sağlıklıdır. Beyaz yağ dokusu yağı depolarken, kahverengi yağ dokusu yağı yakar. Beyaz yağın aksine, kahverengi yağ enerji tüketir, kalori harcar ve ısı şeklinde verir. Bu eşsiz işlev, yeni doğanlar (bebekler) tarafından vücut ısısını korumak için kullanılır. Bu süreç aynı zamanda titremesiz ısı üretimi olarak da bilinir. Kahverengi yağ hücrelerine, doğuştan itibaren var olan küçük termik santraller de diyebiliriz. Bu hücreler soğuk uyaranlara tepki verir: Soğuğa maruz kaldığımızda; titreriz , zıplarız.. kısaca bedenimiz sıcaklık üretmek için termik santral harekete geçer.
Yaş ve obezite ile birlikte bu hücrelerin sayısı giderek azalmaktadır. Bazı yetişkinlerde hala kahverengi yağ bulunur, ancak vücut yağının çoğunluğu beyaz yağdır.
Kiel Üniversitesi beslenme uzmanı Inga Asbeck ‘’ Vücudunuzdaki kahverengi yağ dokusunu harekete geçirirseniz kilo verebilirsiniz’’. diyor. Peki Kahverengi yağ hücrelerini nasıl aktive edebiliriz?
‘’Termojenik Yaşam Tarzı’’nı rutinimiz haline getirmek. Termojenik bir yaşam tarzı, sıcaklık konfor bölgesinden biraz çıkmamız gerektiği anlamına gelir. Oturma odasında diyelim ki 19 derecelik sıcaklığa dayanabiliyorsak, her zaman 22 derece olmak zorunda değil. Yada ılık bir duştan sonra kısa bir soğuk duş almayı alışkanlık haline getirip, sadece soğuğu hissetmek. Ama bunu düzenli olarak yapmak çok önemli! Böylece vücudun kendi ısıtma sistemi çalışır ve ek enerji kullanır. Çünkü kahverengi yağ hücrelerinizin aktivitesi büyük ölçüde çevrenizin sıcaklığına bağlıdır. Farelerle yapılan deneylerde , dış ortamın sıcaklık değişimi ile birkaç gün sonra kahverengi yağ hücrelerinin tamamen aktive olduğu ve bu hücrelerin günde 200 kaloriye kadar enerjiyi harcadığı yaktığı tespit edilmiştir.
Prof. Martin Klingenspor’ da yaptığı çalışmalar sonucunda ‘’ Günde tüketilen enerjinin yüzde onu, yiyeceklerin termojenik etkisi nedeniyle tükenir.’’ bulgusuna varmıştır. Yani besinlerden kalori alırken bu kalorinin bir kısmınıda harcayabilmemiz mümkün! Termojenik etkisi olan besinlerde mevcut.
Münih Teknik Üniversitesi'ndeki Else Kröner-Fresenius Beslenme Tıbbı Merkezi'nde (EKFZ) Moleküler Beslenme Tıbbı Kürsüsünde Profesör Martin Klingenspor başkanlığındaki aynı ekip, Finli araştırmacılarla birlikte,sadece soğuğun değil, yemenin de kahverengi yağın termojenezini artırdığını kanıtladılar.
Örneğin baharatlar özelliklede kırmızı biberler, kırmızı biberlerdeki kapsaisinler, ya da biberlerdeki kapsinoidler. Bu maddelerin ısı üretimi ve artan enerji tüketimi ile bağlantıları açıkça kanıtlanmıştır. Bu tür yiyecekler termojenik yaşam tarzına yerleştirilebilir.
Aynı çalışmada, uzun zamandır bilinen bağırsaklarda bulunan sekretin hormonun bir işlevide tokluğu tetikleyen, enerji harcayan kahverengi yağ hücrelerini harekete geçirmektedir. Yani bağırsak sağlığının önemi bir kez daha güçlü bir şekilde ortaya çıkmıştır. Sekretinin doğrudan beyinde belirli sinir hücrelerine etki ederek doygunluğa yol açtığı ve açlık hissini azalttığı yönünde daha önce geçerli olan doktrin, bu bulgularla revize edilmiştir. Prof. Klingenspor sonucu şöyle özetliyor: "Kahverengi yağ dokusu adeta bir aktarma istasyonu gibi araya giriyor".
Sonuç olarak İnsan bedeninin her bir parçası büyük mucizelerle dolu. Bilim tarafından yeniden keşfedilen muazzam mucizeleri içinde barındıran vücudunuzu onurlandırın, onu sevgiyle kabul edin. Bütünsel sağlığınız için her gün kendinize bir adım atın.
Sevgiyle ve ışıltınızla kalın.
Senem Köse Bektaş
Holistik Beslenme Danışmanı
İnstagram @holistikmuhendis
Twitter @senemkose14