Türkiye Alzheimer Derneği’nin verilerine göre ülkemizde 600.000’in üzerinde Alzheimer hastası bulunuyor. Bu sayı hastalığın erken dönemi olan hafif bilişsel bozukluk hastalarını da içermiyor. Yapılan çalışmalar; 60 yaş üzeri yaklaşık her 5 kişiden birinde hafif bilişsel bozukluk yani günlük yaşantıyı önemli ölçüde etkilemese de muayene ile tespit edilmiş unutkanlık vb sorunlar bulunduğunu, bu hastaların yaklaşık yüzde 50’sinin de 5 yıl içerisinde Alzheimer hastalığı tanısı aldığını ortaya koyuyor. 2000’li yılların başlarına kadar Alzheimer hastalığı ve diğer demansların gelişmiş ülkelerde daha sık görülüyorken ibrenin gelişmemiş ülkelere dönmeye başladığını belirten Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Seçkin, bu ülkelerin 2050 yılına kadar çok daha büyük bir demans hastası popülasyonu ile uğraşmak zorunda kalacaklarının öngörüldüğünü söylüyor.
Alzheimer hastalığı hücre ölümüne neden olarak beynin küçülmesine yol açıp bunamayla sonuçlanıyor. Beyin fonksiyonlarının bozulmasını hızlandıran nedenlerin başında Alzheimer hastalığının geldiğini kaydeden Doç. Dr. Mustafa Seçkin son yıllarda beyinde amiloid birikimini azaltacak tedavi yöntemlerinin umut verici olduğunu, bununla birlikte yapılan çalışmaların; sağlıklı yaşam tarzı oluşturulmasının da hastalıkla mücadelede son derece önemli rol oynadığını ortaya koyduğunu söylüyor. Kaliteli yaşlanabilmenin ‘sağlıklı beyin yaşlanması’ sayesinde olabileceğini vurgulayan Doç. Dr. Mustafa Seçkin “Sağlıklı beyin yaşlanması kavramı tüm organların aynı hızda yaşlanmıyor olması ve diğer organlar iyi durumda iken dahi beynin daha hızlı yaşlanabileceği esasına dayanır. Yaşam tarzı değişikliklerinin Alzheimer hastalığı riski üzerine etkilerinin incelendiği çalışmalar; düzenli fiziksel egzersizin Alzheimer gelişme riskini yüzde 30-40 oranında azaltabileceğini göstermektedir. Bu çalışmalar; düzenli egzersize ek olarak sigaradan uzak durulması, alkolden kaçınılması, Akdeniz diyeti, aktif bir sosyal yaşam, kaliteli uyku ve kilo kontrolüne dikkat edilmesi sayesinde Alzheimer hastalığı riskinin yüzde 60’a kadar azaltılabileceğini ortaya koymaktadır. Öyle ki düzenli egzersiz sayesinde beynimizin ürettiği kimyasallar Alzheimer hastalığını önlemede veya yavaşlatmada bilinen en güçlü tedavi yöntemini bize sunmaktadır. Bu kimyasallar ilaç şişelerinin içine konulup bize ulaştırılana kadar üzerimize spor kıyafetlerimizi giyip harekete geçmekten daha iyi bir seçenek şu an için mevcut değildir.” Egzersizin beyne faydalı olabilmesi için haftada en az 3 kez 45-60 dakika aerobik egzersizleri ile birlikte ağırlık, direnç ve denge egzersizlerinin kombine edildiği bir programın uygulanmasının önerildiğini belirten Doç. Dr. Mustafa Seçkin, bu tarz egzersiz planlamasının hekim kontrolünde ve egzersiz bilimine hakim fizyoterapistler gözetiminde yapılması gerektiğinin altını çiziyor.
Peki Alzheimer olmayan ve belki de hiç olmayacak olan yaşlıların da endişelenmesine gerek var mı? Ülkemizde ciddi oranlara ulaşan ve giderek de artacak olan yaşlı nüfusunun başka nelere dikkat etmesi gerekiyor? Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Seçkin kaliteli yaşlanmak için alınması gereken ilave önlemleri “Beyin-damar hastalıklarından korunmak, B12, folik asit, demir, tiroit hormonları gibi beyin sağlığı için hayati öneme sahip vitamin ve hormonların kan düzeylerini normal sınırlarda tutmak, tekrarlayan kafa travmalarından korunmak, hava kirliliğini önlemek, çevresel toksinlere (özellikle tarım ilaçlarına, sanayi atıklarına) maruz kalmamak gibi önlemleri hayatımıza geçirmek” şeklinde sıralıyor. Öte yandan kaliteli yaşlanmayı ulusal ölçekte başarabilmek için şehir planlama, tarım politikalarının gözden geçirilmesi, eğitim, aile içi şiddetin önlenmesi (özellikle tekrarlayan kafa travmaları açısından), ve kültürel faaliyetlerin daha geniş kitleler tarafından ulaşılabilir olması gibi farklı disiplinleri ilgilendiren alanlarda işbirliği yapılmasının da şart olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Mustafa Seçkin “Kapımızdaki bu büyük tehlikenin farkına vararak, ülkemizde ortalama yaşam sürelerini uzatmakta gösterdiğimiz başarıyı beyin sağlığını koruyarak kaliteli yaşlanma konusunda da göstermemiz gerekiyor” diye konuşuyor.