Sevgili dostlar
Bilindiği gibi son kitabımın hazırlıkları için bir müddettir çok sevdiğim ilkeli ve kaliteli yayın organı Medya Ege'de yazılarıma ara vermiştim.
Radikal bir kararla geçtiğimiz günlerde kış aylarını geçirdiğim ve ikamet ettiğim İstanbuldan temelli olarak canım memleketim İzmir’e geldim.
Allah hakkımızda hayırlısını nasip etsin.
Bundan sonra kısa aralıklarla Ege Medya’da yazmaya devam edeceğim.
Şimdi gelelim bu yazıdaki başlık olan kara karalama konusuna.
Bir müddettir benimde içime dert olmuş ve gidişatını hiçte iyi görmediğim bilhassa dalında çok başarılı olmuş
bazı güzide işletmelere yapılan haksız ve çirkin saldırılara.
Heleki bu saldırılara hassas konumuz olan kadına şiddetin alet edilmesine.
Çünkü ne çare bu hassas konunun iması bile bizleri çılgına döndürmeye ve yargısız infazlara götürüyor.
Bazı kişilerde bu yumuşak yanımızdan dem vurup fayda sağlama babında acımasızca oyunlar kuruyor.
Turizm sezonunda ayakta kalmaktan başka bir gayesi olmayan güzide işletmeler zaten var olan onca derdine dert ekleyip hain bir linçe maruz kalıyor.
Bakınız bugün sektörde gerek kıskançlıklar gerek rekabet sebebiyle
yıpratılmaya çalışılan işletmeler hepimizin devamlı gidip istifade ettiği ve genelde kaliteli hizmetinden memnun kalındığı mekanlar.Bu gibi işletmeler baskı ve zorlamalara ne kadar daha direnip Turizme katkı sağlama yolunda direnebilecekler.Oysa ki bu işletmelerin onlarca kişiye ekmek parası kazandırıp gelen misafirleride memnun etmekten başka bir gayeleri yok.
Sevgili canlar,
Sözün özü bu beldeler bizim,bu hava deniz toprak bizim.İçinde ki işletmelerde bulundukları yörelere kaliteli misafir gelmesi için gerekli.E o zaman niye bindiğimiz dalı kesmelerine çanak tutuyoruz.Olabilir fiyatı beğenmezsin,
lezzeti beğenmezsin,hizmeti beğenmezsin ve bir daha gitmezsin bu senin en doğal hakkın ama hem gitmek için can atıp hemde sonrasında oraya zarar vermek için türlü vicdansızlıklarla misal Kavga çıkarmakla,ateş etmekle,iftira atmakla,başkalarını görgüsüzce rahatsız etmekle o markaya şuursuzca zarar veremezsin.
Madem yazmaya tekrar başladık önümüzdeki günlerde bilhassa bazı konuların üzerinde ısrarla duracağım.
Beni bilen bilir bildiğim inandığım doğruları düm düz yazar ve eleştiririm.
Bundan sonra da bu değişmeyecek.
Son söz,
‘’Şerrin azı da çoktur’’
Vesselam