Bu kapsamda Bayraklı'nın örnek çalışmalarına ilişkin bilgiler veren Başkan Karabağ; “Belediye Başkanlığını meslek olarak görmüyorum. Öyle de yapmadım. Biz, Bayraklı'da birinci dönem kuruluşumuzu tamamladık. İkinci dönemimizde ise marka işlere imza attık. Şimdi de birikimimizi İzmir'e taşımayı arzu ediyoruz. Belediyecilik, gönüllü bir halk neferliğidir. Onların kaynağını yine onlar için çalışarak harcarsınız. Doğumdan ölüme kadar, bir insan ömrünün her anında onların yanında olmanız gerekir. Meşakkatli bir iştir; salon işi değil, sokak işidir ve ödülü de büyüktür. İzmir için görev bu ödülün bir parçasıdır. Çünkü en büyük itici gücüm halktır" diye konuştu.
KENAR MAHALLE GİBİ GÖRÜLÜRKEN, MARKALAŞAN İLÇE OLDU
2009'a kadar bir kenar mahalle gibi algılanan Bayraklı'yı geçilen değil, gelinen yer yapmak için çalıştıklarını ifade eden Başkan Hasan Karabağ; bir belediye başkanının yola çıktığından itibaren ilk iki yılda halk tarafından kabul görüp görmediğinin ortaya çıktığını belirtti. Karabağ, "Bir belediye başkanının kendisine ilk iki yılında 'iyi' dedirtmesi gerekiyor. Kötü dediler mi, sonrası zor. Biz, iyi dedirttik, öyle başladık. İkinci dönemde partimiz tekrar görev verdi, oyumuzu artırarak alnımızın akıyla sandıktan çıktık. Binalarımızı, şantiyelerimizi yaptık, eksikleri giderdik. Elimizdeki bütçeyle yaklaşık 50 park, kız yurdu, çok sayıda tesis yaptık. Hepsinden önemlisi; Bayraklı’nın tanınırlığını, markalaşmasını sağlamaya çalıştık. Yani Bayraklı'yı sadece geçilen, arka sokak görülen bir yer olmaktan kurtardık. Bilinen ve gelinen bir yer yaptık. Uzun vadenin işlerini, orta ve kısa vadede hayata geçirdik" dedi.
BAYRAKLI, İZMİR'İN GELECEĞE DÖNÜK YÜZÜDÜR
Bölgenin tarihi, yeni yatırımları ve cazibe merkezleriyle ticaret ve turizmin merkezi konumunda olduğunu vurgulayan Başkan Karabağ, yeni kent merkezi planları, otel, yat limanları projeleri ve yatırımcı talepleriyle Bayraklı’nın yükselen bir değer taşıdığına dikkat çekti. Karabağ; "Bayraklı bugün, İzmir'in geleceğe dönük yüzüdür. Kentlerin kendi değerleri üzerinden markalaşma adımlarını atması gerekiyor. Marka olmak; halkın, tüm kesimlerin çıkarınadır. İzmir'in de bu adımlara ihtiyacı var. İzmir denince akla sadece saat kulesinin gelmemesi gerekiyor artık. İzmir'in metropolünde, ilçelerinde marka değer taşıyan pek çok unsur var. Kent merkezinin cazip ve İzmir'in dokusuyla örtüşen turizm tesislerine ihtiyacı var. Elbette kısa vadenin işleri değildir bunlar. İnşaat dokusunu yeniden ele alarak kente ve insanımıza nefes aldırarak olur. İzmir’e bu bakış açısıyla hizmet etmek, yeni bir vizyonla, yerinde ve gelecek vadeden işler yapmak istiyorum. Halkta karşılığı olan başarılı bir 10 yılımız var. Biz, üst düzey kulislerle değil, arka planların kurgusu ile değil, gayet açık ve net biçimde, halkımızın isteği ile yola çıktık" diye kaydetti.