İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, sanıkların savunmaları alındı.
Tutuklu sanık Murat Canım, 30 yıldır Gülbahar Mahallesi'nde yaşadığını belirterek, spor eğitmenliği ve esnaflık yaptığı için mahallede herkesin kendisini tanıdığını söyledi.
Canım, sorunlar yaşadığı eşinin bir tartışmalarında telefonunu kırdığını anlatarak, şöyle devam etti:
"Eşim kıskançtır, kimseyle görüşmemi istemez. Eşimin telefonunu birlikte kullanıyoruz. Avukat olduğum için cezaevine görüşmelere gittiğimde eşimin telefonunu da yanıma alıyordum. Eşim birden fazla kez sığınmaevine gitti. Bu nedenle onun her dediğine 'tamam' demek zorundaydım. Ben hiç telefon kullanmayan, iletişim kurmayan biri değildim. 2013'ten sonra başladığım avukatlık mesleğini danışman olarak yürütüyorum."
Kendisinin herhangi bir tabanca temin etmediğini dile getiren Canım, "Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. Yaşam hakkı kutsaldır. Hiç kimsenin yaşam hakkına müdahale edilmesini tasvip etmem. Benim çocuklarım var. Rahmetlinin de ailesi, çocukları var. O insanın bugün hayatta ailesiyle, çocuklarıyla birlikte olmasını isterdim. Ben yapmadım, vicdanen de rahatım." dedi.
Canım, sanıklardan Mustafa Koçak'ı çocukluğundan beri tanıdığını, Koçak'ın babasıyla arkadaş olduğunu söyledi.
SANIK ÖZTÜRK: BERNA YILMAZ'I TANIMIYORUM
Tutuklu sanık Mithat Öztürk de suçlamaları kabul etmeyerek, 15-20 yıldır muhasebecilik yaptığını ve mükelleflerin defterlerini tuttuğunu, onların bilgisi dışında herhangi birinin sigorta girişini yapamayacağını söyledi.
İşe girişlerde, kendilerine yollanan TC üzerinden giriş yaptıklarını dile getiren Öztürk, mükelleflerine her ay prim çizelgesini yolladıklarını, çalışanların kendi elemanı olup olmadıklarını sorduklarını, mükelleflerin beyanına göre sigorta girişi yaptıklarını anlattı.
Öztürk, savcı Kiraz'ın öldürülmesi talimatını yurt dışından getirdiği belirtilen Berna Yılmaz'ı, defterlerini tuttuğu şirkette sigortalı gösterdiği iddiası kabul etmeyerek, bu kişiyi tanımadığını söyledi.
SANIK ÖZEL: SALONDA SAVUNMA YAPMAK İSTİYORUM
Duruşmaya tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS'le bağlanan Cengiz Özel, duruşma salonunda avukatıyla birlikte savunmasını yapmak istediğini belirterek, "14 aydır tutukluyum. Mağdurum. Tahliyemi istiyorum." dedi.
Bunun üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Tamer Keskin'in "Sanıkları getireceksek SEGBİS'i niye kurduk? Burada olmasıyla, orada olması arasında ne fark var." sözlerine sanık avukatları tepki gösterdi.
Avukat Ercan Kanar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin, ilk derece mahkemelerinde SEGBİS yöntemini kabul etmediğini söyledi.
MAHKEME BAŞKANI'NDAN SANIĞA: GÖZÜN BOZUKTUR BELKİ
SEGBİS'le bağlanan tutuklu Sanık Mustafa Koçak da mahkemeye getirilip avukatıyla birlikte duruşma salonunda savunma yapmak istediğini belirterek, bulunduğu yerden duruşma salonunu karanlık gördüğünü söyledi.
Başkan Keskin'in "Gözün bozuktur belki. Gözün kaç numara?" sorusu üzerine Koçak, dinlendirici kullandığını belirtti.
Bunun üzerine sanık avukatları tepki göstererek, mahkemenin nasıl yargılamayı ciddiye alıyorsa sanıkların bu tür taleplerini de ciddiye alması gerektiğini ifade ederek, bu sanıkların duruşma salonuna getirilmesini istedi.
Duruşmada sanıklar ve avukatları tahliye talebinde bulundu.
TUTUKLULUK HALLERİNİN DEVAMINA KARAR VERİLDİ
Talepleri ve diğer hususları değerlendiren mahkeme heyeti, 4 sanığın tutukluluk halinin devamına, SEGBİS'le bağlanan 2 sanığın duruşmaya getirilerek burada savunmalarının alınmasına karar verdi.
Mahkeme, firari sanıklar Faruk Ereren, Zerrin Sarı, Nuri Eryüksel, Mesut Demirel, Hüseyin Fevzi Tekin, Şadi Naci Özpolat, Şerafettin Gül, Seher Demir ve Musa Aşoğlu hakkında çıkarılan yakalama emrinin kaldırılarak tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasına hükmetti. Mahkeme, bu sanıklar hakkında ayrı ayrı tutuklamaya yönelik yakalama kararının infazı için kırmızı bülten çıkarılmasına ve bu hususta işlem yapılmasını oy birliğiyle kararlaştırdı.
Heyet 5 tanığın talimatla dinlenilmesine hükmederek, duruşmayı erteledi.
DAVANIN İDDİANAMESİ
İddianamede, DHKP-C silahlı terör örgütünün üst düzeydeki karar organı olan merkez komitesinde Faruk Ereren, Zerrin Sarı, Nuri Eryüksel, yine örgütün genel komitesinde Mesut Demirel, Hüseyin Fevzi Tekin, Şadi Naci Özpolat, Şerafettin Gül, Seher Demir ve Musa Aşoğlu ile Mustafa Koçak, Deniz Özel, Cengiz Özel, Mithat Öztürk ve Murat Canım "sanık" sıfatıyla yer alıyor. Sanıklar Faruk Ereren, Zerrin Sarı, Nuri Eryüksel, Mesut Demirel, Hüseyin Fevzi Tekin, Şadi Naci Özpolat, Şerafettin Gül, Seher Demir ve Musa Aşoğlu'nun "Anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs" ve "Kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak kasten öldürme" suçlarından 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
Sanıklar Mustafa Koçak ve Murat Canım'ın, "Anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs" suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, Koçak ve Canım'ın "Kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak kasten öldürme yardım", "Ateşli silahlar kanununa muhalefete yardım" ve "Kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya yardım" suçlarından 28 yıl ile 48.5 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılması da talep ediliyor. İddianamede, sanıklar Deniz Özel, Cengiz Özel ve Mithat Öztürk'ün için de "Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapsi cezası isteniyor.
İstanbul Adliyesi'nde görev yapan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın, makam odasında terör örgütü DHKP/C üyelerince rehin alınarak şehit edilmesine ilişkin 4'ü tutuklu, 9'u firari 14 sanığın yargılandığı davada, firari sanıklar hakkında kırmızı bülten çıkarılmasına karar verildi.
DURUŞMAYA, KİRAZ'IN AİLESİNDEN KATILAN OLMADI
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına, davanın tek tutuksuz sanığı olan Deniz Özel ile tutuklu sanıklar Mithat Öztürk ve Murat Canım katıldı. Yine tutuklu olan sanıklar Cengiz Özel ve Mustafa Koçak ise SEGBİS sistemi ile duruşmaya bağlandı. Sanıkları temsilen 7 avukat duruşmaya katıldı. Duruşmaya, Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın ailesinden katılan olmadı.