Başarı için büyük laflar söylemene, büyük adımlar atmayı beklemene gerek yok. Başarının en sevdiği şey ilerlemektir. Olmazsa olmazı da hedeftir. Hedefin doğrultusunda ilerliyorsan adımlarının büyük ya da küçük olmasının önemi yok, ilerleme göstermen yeter. İnsanı motive eden ve başarı yönünde tetikleyen şey ilerleme gösterdiğini görmektir. Bunu görmek için, son basamağa gözünüzü dikip varmak istediğiniz yer ile aranızdaki mesafeyi hesap etmek yerine, başladığınız yer ile şimdiki durumunuz arasındaki mesafeye bakın, ne kadar ilerlediğinizi gördüğünüzde şaşıracaksınız. Kim ilerlemek için yukarı bakar, sürekli arkasına bakarap ilerleyen de görülmemiştir. İlerleme göstermek için hareket halinde ol. Düşünmekten vazgeç, eyleme geç!
Düşüncesiz eylem ve eylemsiz düşünce insana zarar verir. Karar ver ve eyleme geç. Eyleme geçmek için beklediğin her dakika vücudunda yayılan ve performansa dönüşmeyi bekleyen enerji strese dönüşecek. Kararsızlık kadar, hatta ondan daha kötü bir şey duymak ister misin? Eylemsizlik kararsızlıktan kötüdür. Karar verdiğinde kararın yanlışsa tecrübe edinirsin oysa eyleme geçmediğin her kararın için pişmanlık edinirsin ve kalbine cesaretsizlik tohumları ekersin. Niyetine eylem tohumu ektiğinde, yanlış karar toğrağını döksen bile tohumun çiçek vermezse toprağını değiştirebilirsin. Eylemsizlik tohumsuzluktur, eline hiçbir şey geçmez. Kararsızlıksa tohuma uygun toprak arayışıdır, elindeki toprağı savur gitsin. Yanlış hesap Bağdat'tan döner.
Kararının doğru veya yanlış olup olmadığını neden harekete geçmeden anlamaya çalışıyorsun? Düşünce ile varamadığın kararın, yine aynı yöntem ile (düşünce ile) doğruluğunu mu kanıtlamaya çalışıyorsun? Harekete geçmekten korkma, eylemsizlikten kork. Yanlış kararları değil, harekete geçme cesaretini yitirmek insanı bitirir. Yanlış kararları ise insanı bilge kılar. Yanlış kararlarımdan daha iyi bir öğretmen tanımadım.
Görüyorum ki, genç nesil karar almakta zorlanıyor. Karar jetonlarını önemsiz detaylar için kullandıklarından hayatları için önemli kararları almakta oldukça güçlük çekiyorlar. Öfke, kaygı ve korku gibi duyguların karar alma mekanizmalarını felce uğrattığı aşikar. Dünyaca ünlü bilim dergisi New Scientist'in derlediği karar alma sürecinizi kolaylaştıracak ve size rehber olacak yolları siz değerli okurlarımla paylaşmak istiyorum.
Karar verme sürecinde işinizi kolaylaştıracak 10 yol şöyle;
1. Kararlarınızın Sonuçlarından Korkmayın
Karar vermeyi zorlaştıran en önemli faktörlerden biri daha kararı vermeden sonucunu düşünmeye başlamak. Aslında araştırmalar, kararın sonucunu düşünürken her zaman abartıya kaçıldığını gösteriyor. Yani kararın sonucunda hiçbir zaman önceden hayal edildiği kadar acı ya da mutluluk yaşanmıyor. Kişileri bu abartılı yanlış öngörülerde bulunmaya iten ise kaybetme korkusu.
2. İçgüdülerinize Güvenin
Aşırı bilgi birikimi hayatın her alanında, özellikle de pratik düşünülmesi gereken zamanlarda sorun oluşturabilir. İyi ve doğru bir karar için her zaman uzun bir süreye ihtiyaç olduğu düşünülür; oysaki, hayatın bazı alanlarında ani ve içgüdüsel fikirler uzun zaman harcanarak alınan kararlardan çok daha iyi sonuçlar verir. Bilimsel araştırmalara göre, ilk kez karşılaştığımız insanlara ait izlenimlerimizi, o kişinin yüzünü gördüğümüz ilk 100 milisaniye içinde ediniyoruz.
3. Duygularınızı Küçümsemeyin
Kararlarınızı alırken duygularınızı küçümsemeyin. Önemli olan duygularınıza güvenerek karar almanız değil, karar alırken hangi duygulardan yararlandığınızdır. Örneğin, öfke altında aldığınız kararlar daha bencil, daha aceleci ve daha risklidir. Üzüntü ise doğru karar alınmasını sağlayan tek duygudur. Hatta araştırmalara göre hayatı, kararları ve geleceği en iyi öngören kişiler depresyondakiler. Psikologlar, bu özelliği, 'Depresif gerçekçilik' olarak tanımlıyor.
4. Kendinizi Haklı Çıkarmaktan Vazgeçin
Hiçbir zaman gerçek anlamda objektif olamayacağınızı kabul etmelisiniz. Geçmişiniz, yaşadıklarınız ve duygularınız, farkında olmasanız da sizi taraf yapar. İyi ve doğru bir seçim yapmak istiyorsanız hatalı olduğunuzu gösterecek kanıtları görmezlikten gelmeyin. Fikirlerinizi çoğaltmaktan, değiştirmekten kaçınmayın. Kendinize açıklıkla bakmayı deneyin ve öyle karar verin.
5. Ayrıntılara Boğulmayın
Karar alma sürecinizi sekteye uğratacak en büyük kriz anlarından biri de ayrıntılara takılmaktır. Psikologların 'Demir atma etkisi' adını verdikleri bu durumun ne zaman karşınıza çıkacağı belli olmaz. Örneğin indirim döneminde, eşyanın orijinal fiyatına bakınca kelepir olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak, aslında ürün indirimli fiyatı ile hala değerinin üstünde satılıyor olabilir.
6. Gidenin Ardından Yas Tutmayın
'Zararın neresinden dönülse kardır' sözüne fazla inanmayanlar, eski alışkanlıklarından kopmakta zorlanırlar. Oysa, bazı durumlarda geçmişi bırakıp geleceğe yönelik kararlar almak, zarardan çok yarar getirir. Yürümeyen bir ilişkiyi zorla yürütmeye çalışmak, kapasitenin üstünde bir işin altından kalkmaya uğraşmak ya da artık kullanılamayan giysilerden vazgeçmek gibi. 'Olan oldu, biten bitti' mantığını benimseyenler, geçmişteki hatalardan pişmanlık duymadan yeni kararlara doğru kolayca yol alabilirler.
7. Gözlüklerinizi Değiştirin
Hayata bakış açınızı değiştirdiğinizde geçmişte gözden kaçan birçok şeyi fark etmeye başlayacaksınız. Örneğin ürününe 'yüzde 10 yağ içerir' yerine 'yüzde 90 yağ içermez' yazan satıcılar artık sizi avlayamayacak. Siz görmek istediğiniz gibi bakmak yerine, birkaç farklı açıdan bakmaya başladıkça kararlarınızı daha kolay ve daha emin bir şekilde vermeye başlayacaksınız.
8. Toplumsal Baskılara Yenilmeyin
İnsanların fikirlerini oluştururken ve karar verirken sosyal yapıdan nasıl etkilendiğine dair verilecek en doğru örnek dini tarikat, çete ve örgüt mensuplarıdır. Tek yaşayan kişiler, grup içindeki kişilere göre kararlarını her zaman daha kolay verirler. Sorumluluğunuzun ve kararlarınızın hiçe sayıldığı ortamlardan uzak durun. Bireylerinin fikirlerine saygı duyan tartışmaya açık gruplar içinde yer almak size çok şey kazandıracaktır.
9. Seçeneklerinizi Azaltın
Fazla seçenek hata yapma oranınızı artırır. Örneğin elinizde birden fazla diyet programı varsa kendinize en uygun olanını seçmekte mutlaka zorlanırsınız. Seçenekler arttıkça, inceleme, değerlendirme süreci artar, zihin karışır ve beyin bir anda bloke olma tehlikesi ile karşı karşıya gelir. Az ama öz seçenek, her zaman fazla seçenekten daha iyidir. O nedenle karar vermeden önce seçenekleri azaltmakta her zaman fayda vardır.
10. Topu Başkalarına Paslayın
Bazı durumlarda karar vermek sanılandan daha zor ve karmaşıktır. Bu gibi durumlarda karar verme görevini başka bir kişiye devredebilirsiniz. Örneğin kendinize uygun birkaç diyet programı arasında sıkıştığınızı hissediyorsanız bırakın kararı doktorunuz versin. Ya da arkadaş grubunuz için ortak bir plan yapma görevini başka kişilere paslayabilirsiniz. Böylece hem zihninizi rahatlatır hem de stres düzeyinizi aşağıya çekebilirsiniz.