İnanılır gibi değil dediğimiz ne varsa hepsine inanır olduk...
Son iki yıldır bir virüsle savaş halindeyiz. Toplum sağlığı için ;maske, mesafe, hijyen, eve kapanmalar, kısıtlamalar vs.. derken dön dolaş hep aynı yerdeyiz yine... Kışın kapan, yazın açıl. Çünkü sistem bunu gerekiyor!
Aşı gelirse iyi olacak denildi ama yapılan her iki aşı için bir dünya söz söylendi. Toplumun aşıya olan güveni sarsıldı. Beni bu süreçte en çok üzen ise çocuklarımızın, gençlerimizin eğitimleri oldu. Eğitim ve öğretim yılında ne yazık ki beklenilen eğitim verilmedi. Gerek teknolojik imkana sahip olamayan öğrencilerimiz için, gerekse online eğitime yabancı olan öğretmenlerimiz için bu süreç oldukça zorladı. Velilerin çoğu ne olduğunu bile anlamadan geldi geçti iki yıl...
Şimdi sokaklar, eğlence merkezleri, tatil köyleri, sahiller dolup taşıyor. Herkeste bir rahatlık ve ferahlık var. Bu korkunç! Maskeler yok, mesafenin korunması imkansız zaten. Ve vaka sayıları günden güne yükseliyor. İnsanlar artık korona virüs tablosunu da incelemek istemiyorlar. Kimilerinin umurumda değil kimileri ise gerçeklerle yüzleşmek istemiyor. Velhasıl herkes bildiğini okurken korana virüs belası her gün sayısız bedene giriyor.
Eylül ayı gibi tekrardan kısıtlamaların geleceğini düşünüyorum. Okullar yine uzaktan eğitime devam edecek, öğrencilerin eğitime olan tüm inancı günden güne azalacak. Bir duruma alışıyor olmak, onu sıradanlaştırmak bir ülkeye verilecek en büyük zarar olsa gerek...
Çünkü artık bir kabüllenişlik hakim olacak insanlarda. Zihin karşı gelmeyecek, düşünceler bu durumu hazmedecek, denenmiş şeyler tekrardan denenecek ama maalesef kaybettiğimiz zamanı kimse bize geri veremeyecek.
Şimdi ne desem, ne yazsam hepsi askıda kalacak. O yüzden söyleyebileceğim tek bir cümle var.
Sevgili dostum sen kendin ve insanlık için önce sağlığını ve psikolojini koru.