Saygınlığın azaldığı, görgü kurallarının yitip gittiği değişik bir dönemdeyiz.Ben bu döneme kaybolan değerler dönemi diyorum.Peki bunda kimin payı var dediğinizi duyar gibiyim.
Yaşananların toplumun, medyanın, küresel baskının, teknoloji çılgınlığının ve sayamadığım daha niceleri gösterilebilir.Yakın zamanda metro seferinden yükselen uyarı sesi dikkatimi çekti.Kalabalığın içinde lütfen yaşlılara oturması için öncelik verelim.Ses tekrar etti.İnsanlar birbirlerinin yüzlerine bakıyor, yaşlılara yer veriliyordu.Aslında gerek var mı bu sese diye düşündüm.Bildiğimiz, yıllardır öğrendiğimiz kuralların tekrar öğretilmeye çalışılması hayret verici değil mi?
Pandemi dönemini anımsattı bende, aylarca el yıkama becerisi anlatıldı. En sonunda el yıkama, hijyen eğitimi tamamlandı. Toplumsal olarak gelenek ve göreneklerine bağlı olan bizler, değerlerimize sahip çıkmayı bilmek zorundayız. Yoksa hep geriye sarmak zorunda kalabiliriz.
Saygı, sevgi, hoşgörü, gülümseme, teşekkür etme , nezaket kurallarına uyma hem bedava hem de saygınlık kazandıran becerilerdir. Kaybolan değerleri yerine koymada merhemdir. Yeter ki merhemi doğru yerde kullanmayı bilelim. Görüşe, fikirlere saygı duymayı, eleştiriyi saygı çerçevesine yerleştirelim. Çerçevenin içine konulacak değerlere iyi bakıp ,bir kez daha düşünelim olmaz mı? Bizi biz yapan, özümüze iyi bakalım.
Sevgi ve saygılarımla.