Seminere İzmir YMMO Başkanı Şadi Çetin, İzmir Vergi Dairesi Başkanı Rıfat Engin, Denizli Vergi Dairesi Başkanı Hasan Öztaş, İzmir Büyük Ölçekli Mükellefler Grup Başkanı Murat Olgun, İzmir Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanı Muhammet Ağan, Müfettişler, Grup Müdürleri, Vergi Dairesi Müdürleri, Yeminli Mali Müşavirler ve ilgili sektör çalışanları katıldı.
İzmir YMMO Başkanı Şadi Çetin açılış konuşmasında “Katma değer vergisi 1985 yılında yürürlüğe girdi. Aradan geçen 32 yıl boyunca oldukça yıprandı ve bu kanunun günümüz koşullarına göre yeniden yazılması gerekir.
Türkiye bütçesinin %86’sı vergilerden karşılanıyor. Vergi gelirleri içinde katma değer vergisi birinci sırada yer alıyor. Vergi gelirlerimizin yaklaşık üçte biri KDV’den oluşuyor. Hal böyle olunca bu vergi üzerinde yoğun tartışmalar yaşanıyor, bu son derece normaldir.
Türkiye dünyanın 17. büyük ekonomisidir ve hedef ilk 10’a girmektir. Öyleyse üreticilerimize ve ihracatçılarımıza her türlü kolaylığın sağlanması gerekir. Bir ihracatçı yurt içine sattığı maldan %18 KDV tahsil ettiğinde, bu tahsilata hiç kimsenin bir itirazı olmamaktadır. Ancak aynı ürünü ihraç ettiği zaman, yüklenen KDV hesabı ve aşırı mevzuat karmaşası nedeniyle mükellefler mağdur olmaktadır. İhracatçılarımıza ihraç ettikleri malın KDV'si tıpkı yurtiçi teslim gibi içerde tabi olduğu oran neyse (ör.%18) aynen iade edilmelidir. Tabi ki mevzuat gereği inceleme yapılmadan iade yapılamaz, biz YMM’ler olarak bu konuda her türlü katkıya hazırız.
Diğer taraftan devreden KDV’lerinin yüksek olması mükelleflerimizin üzerinde ağır bir yük oluşturmaktadır. Hâlbuki KDV üretici ve ihracatçıların değil sadece nihai tüketicilerin yükü olmalıdır. Bu nedenle son beş yıldan eski olanlar ve stoklara isabet edenler hariç olmak üzere mükelleflerin devreden katma değer vergilerinin tamamı mükelleflere her yılın sonunda iade edilmesi gerekir. Gelişmiş ülkelerde devreden KDV’ler her yılın sonunda mükelleflere iade edilmektedir. Dünyanın ilk 10 büyük ekonomisinden biri olmanın yolu buradan geçer.
KDV Kanununda istisna uygulamaları çok artmıştır. Aradan geçen 32 yıl boyunca Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 17/4 maddesindeki istisnalar a'dan z'ye kadar 29 harfi tüketmiştir. İstisnalar devlet kararıyla vergilendirme alanlarının terk edilmesi demektir. İstisnalar çoğaldıkça diğer mükelleflerin vergi yükü artar. 2001 yılında Türkiye'de büyük bir kriz yaşanmış ve 37 banka batmıştır. Bu krizin ardından bankalara bazı istisnalar sağlanmıştır. Bugün en çok kar eden kurumların başında bankalar geldiği halde bu istisnalar hala devam etmektedir. KDV Kanunu’nda ki istisnaların yeniden gözden geçirilmesi ve azaltılması gerekir.
Aynı şekilde tevkifat uygulamaları da çok artmıştır. Türk vergi sisteminde tevkifatlar ağırlıklı bir yer tutmaktadır. Gelir vergisinin yaklaşık %90'ı tevkifatlar yoluyla toplamaktır. Aynı alışkanlık katma değer vergisine de yansımıştır. Devlet verginin toplanmasını adeta mükelleflere ihale etmiştir ve etmeye devam etmektedir. Bu da mükelleflerin beyan, bildirim ve ödemeler açısından yükümlülüklerini artırmaktadır.” dedi.
Seminerde İzmir İhtisas Vergi Dairesi ile ilgili yapılan sunumun ardından soru-cevap bölümü büyük ilgi gördü. Yeminli Mali Müşavirler soru ve önerilerini yetkililere iletme fırsatı buldu.