CHP lideri Kılıçdaroğlu, Hakkı Savunanlar Platformu’nun İstanbul’da düzenlediği iftar programına katıldı. İftar programına Kürt camiasının tanınan isimlerinin yanı sıra gazeteciler, bazı melalar, iş insanları ve yazarlar da katıldı.
Kılıçdaroğlu, iftar sonrası yaptığı konuşmada 23 Haziran’da İstanbul’da gerçekleşecek seçim sürecini değerlendirdi.
Kılıçdaroğlu, anadilin vazgeçilmez bir hak olduğunu ifade ederek, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) Kürtçe için yasal bir düzenleme yapılması gerektiğini söyledi: “Kürtçe’nin yasal olarak kullanılması, öğrenilmesi, okutulması konusu tamamen yasal bir düzenleme ve bu yasal düzenlemenin de yapılması gerekiyor. Nerde yapılacak? Parlamentoda yapılacak. Buna uygun bir zemin oluşabilirse inanıyorum ki bütün parlamenterler de buna ‘Evet’ diyeceklerdir.”
Kılıçdaroğlu, “Kürtçe’nin yasal olarak kullanılması ya da Kürtçe üzerindeki yasakların kaldırılması gibi durumları Ekrem İmamoğlu ya da yerel yönetimler çözemez, çünkü bu onların ilgi alanına girmiyor. Onlar olsa olsa ancak kurs açabilirler. Başka bir düzenleme yapamazlar” dedi.
Anadilin vazgeçilmez bir hak olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Eğer beraber ve birlikte yaşıyorsak insan olarak bütün hakların eşit olması lazım. Bunu eşit hale getirmek de demokrasinin bir gereğidir. Kişilerin kendi anadilini öğrenmesi, anadilinde okuması ve yazması en doğal ve vazgeçilmez haklardan birisidir. Kürtçe de bunların içerisinde yer alıyor. İnsan hakları çerçevesinde baktığımızda da hepimizin en büyük dileği bunun gerçekleşmesidir” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de mevcut yasakların ayrışmalara sebep olduğunu ve bunun Türkiye’ye zarar verdiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: “Yıllar yılı yasakların Türkiye’yi bir yere getirmeyeceğini gördük. Yasakların Türkiye’de ayrışmalara, gerginliklere yol açtığını hepimiz gördük. Türkiye’nin bu yasaklardan kurtulması ve Türkiye’nin kendi özgüvenini yakalaması gerekiyor. Bu ülkede beraber bir iklim yaratarak huzur içerisinde yaşamalıyız. Tüm bunlar sağlanabilir. Ben Türkiye’de çözümsüz hiçbir sorunun olduğuna inanmıyorum. Akli yöntemlerle istişare ederek, danışarak, araştırarak, konuşarak birlikte çözebiliriz. Bu konularda herkese eşit mesafede mesajımız var.”
İMAMOĞLU: HALK İYİYİ VE KÖTÜYÜ BİRBİRİNDEN AYIRIYOR
Programa sonradan katılan Ekrem İmamoğlu ise, “Siyasi bir süreç içindeyiz. Bu da ramazan ayına denk geldi. Hepimiz bu ayın maneviyatını bilmeli ve elimizden ne geliyorsa yapmalıyız. Fakat bunu çarpıtmaya çalışanlar da var. Ama toplum bunları birbirinden ayırıyor. Ama hiç şüpheniz olmasın halk, iyi ve kötü dili birbirinden ayırıyor” dedi.
İmamoğlu şunları söyledi: “Ben bu yolda kararlı bir toplum görüyorum. Asla bu süreçte aykırı düşünen vatandaşlarımız rakibimiz değil. Bu düşünceyle hareket etmeliyiz. Toplumda farklı düşünen insanlar olabilir. Onları kazanmak için sonsuz mücadele vermeliyiz. Sadece bir avuç insanın kötülüğü bize bugünleri yaşatıyor. O bir avuç insana hak ettiği dersi 23 Haziran’da sandıkta vereceğiz. Topluma huzuru, barışı, özgürlüğü ve bir arada hissedebilmeyi, toplumun geleceğini hep birlikte hazırlayabilmeyi başarmalıyız. Her zaman şu örneği veriyorum: Kutsalımız olan ailelerimizin en değerli varlığı çocuklarımız. Çocuklarımızın geleceği için çalışıyoruz. Çocuklarımızın geleceği, bizim ortak yolumuz olmalı. Evrensel değerlerle yol haritamızı insanlık adına çizmeliyiz. Bu bilinçle hareket ettiğimi bilmenizi istiyorum. Tüm gücümü de sizlerden, İstanbul’da yaşayan herkesten aldığımı belirtmek istiyorum.”