Müteahhitler Federasyonu (MÜFED) Başkanı Necip Nasır, bir türlü istenilen değere kavuşamayan tarihi Kemeraltı çarşısının bir an önce tarihi çarşılar statüsüne alınması gerektiğinin önemine dikkat çekerek, gerekli düzenlemelerle Kemeraltı’nın 24 saat yaşanan bir cazibe merkezi haline getirilebileceğini söyledi.
Kemeraltı'nın, yalnız İzmir'in değil aynı zamanda tüm Anadolu'nun geçmişten günümüze binlerce yıllık ticaret kültürünü yansıtan önemli merkezlerin başında geldiğini ifade eden Nasır, “5366 ve 6306 sayılı mevcut kanunlardan yararlanarak (Ankara Hamamönü Projesi, Gaziantep, Beypazarı, Safranbolu tarihi çarşılar projeleri örneklerinde olduğu gibi) veya özel kanun çıkartılarak, çarşımız eski güzel günlerine kavuşabilir” dedi.
Bugüne kadar Kemeraltı’nın tarihi çarşılar statüsüne alınmamasının İzmir adına büyük bir kayıp olduğunu dile getiren Necip Nasır, “Kemeraltı ülkemiz için hem ticari, hem de kültürel açıdan çok önemli bir yapıya sahip. Tarihimizdeki her topluluğun dini ibadethanelerinin, cami, kilise, havra, sinagog ve mescitlerin bir arada, yan yana bulunduğu çok önemli bir merkez. İzmir’in tarihi kent alanı ve kent kimliğini oluşturacak ve ekonomiyi canlandıracak bu değerimizi, yeniden İzmir’e kazandırmak bir zorunluluktur” diye konuştu.
Nasır, sözlerine şöyle devam etti: “Kemeraltı, ilgili kanunlar veya çıkarılacak özel bir kanun ile Kültür Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Büyükşehir Belediyesi'nin eşgüdümlü çalışmalarıyla, Kemeraltı Çarşısı, Saat Kulesi'nin bulunduğu yerden, Fevzi Paşa Bulvarı'na, İkiçeşmelik, Varyant ve Saat Kulesi'ne kadar uzanan bir alanı tarihi dokusuna uygun, gerekli sosyal donatı alanları, yeraltı otoparkları, yeşil alanları ile hazırlanacak projeyle kısa sürede arzu edilen görünüme kavuşturulmalıdır; lokal düzenlemeler ile istenen sonuç alınamaz”
Kemeraltı'nın hak ettiği noktaya getirilebilmesi için fotoğrafa büyük bakmak gerektiğini de hatırlatan Nasır, “Bölgede aslına uygun olmayan çok sayıda yapı var. Bunların bazıları boş bir halde yıkılmayı beklerken, diğerleri ise ticari anlamda can çekişiyor. Bu yapıların yıkılarak yerlerine tarihi dokuya uygun binalar inşa edilmeli. Öncelikle boş tarihi hanlar restore edilerek, yıkılması gereken yerlerdeki esnaflar öncelikle restorasyonu yapılan yerlere yerleştirilmeli. Etaplar halinde bir çalışma yapılarak esnaf mağdur edilmeden yapılacak proje uygulamaya konmalı. Hatta 6306 Sayılı kanunun dönüşüm çalışmalarında mülk sahibi ve kiracılara sağladığı kredi benzeri, esnafa destek olacak kredi imkanı tanınmalıdır” ifadesini kullandı.
HAYALİ BİLE HEYECANLANDIRIR
Projenin devamında İzmir’in eski yerleşim alanlarının da planlamaya dahil edilerek Basmane, Agora ve Altın Park’a kadar olan bölgenin aynı kapsamda değerlendirilip İzmir’in gerçek tarihi kimliğinin ortaya çıkarılması gerektiğini vurgulayan Nasır sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu alanın hemen yanı başında bulunan Mimar Kemalettin Moda Merkezi ile bütünleşen tarih, sanat ve ekonomi İzmir’de müthiş bir sinerji yaratacaktır. Hayal ettiğimiz kruvaziyer turizmi işte bu durumda gerçek karşılığını bulacaktır. Yapılacak bütüncül proje, hem kent ekonomisine, hem de kültürel ve tarihsel zenginliğimize sahip çıkmak için bulunmaz bir fırsattır. Yüzlerce yıllık bir miras gün yüzüne çıkarılarak, 24 saat yaşanabilen, alışveriş ve eğlencenin tarihi dokuyla birleşeceği devasa bir müzenin hayali bile, bütün İzmirliler'i heyecanlandıracaktır. Bu mirası kaderine terk etmek, İzmir gibi aydın bir şehir için büyük bir eksikliktir. Bizlere sadece elmasın üstündeki tozları üflemek kalıyor.”