İçimizde susmayan biri var. Durmadan eleştiren, durmadan bunu böyle yapmadın öyle yap, neden böyle olmadı da öyle oldu diyen... İçimizde, yaptığımız hiç bir şeyden memnun olmayan biri var...
Bazen minik bir es verir gibi olur ama ardından vıdı vıdıya kaldığı yerden devam eder maşallah.
Ne güzel bir gündür şahane deniz, şahane arkadaşların belki ailen yanında, şahane bir kahvaltıdasın, sen de bunun farkındasın. Ama o ses yok mu o ses? Rahat bırakmaz insanı. Hemen başlar vesveseye. Tamam şahane manzara, şahane kahvaltı ama geçen hafta gelseydik hava biraz soğuk mu ne?
Yersin, içersin , gezersin, sevdiklerin yanındadır yine bir ses yine bir vesvese hep kafada döner durur.
İlla bir kulp bulunur bu iç ses tarafından... O yüzden kendimizi huzursuz, mutsuz hissederiz...
Spor yapmak istersin içerdeki hazırdır aman şimdi onu yapma bunu yap.. Kitap okuyayım dersin içerdeki yine sana konuşur birazdan yaparsın. Gelecek ile ilgili güzel şeyler düşünürsün güzel planlar yaparsın, içerdeki yine konuşur ya bu olursa ya şu yanlış gelişirse diye huzursuz eder insanı... Sus artık seni dinlemek istemiyorum dersin ama o hep iş başında... Vesveseye devam eder...
Gerek var mı bu vesveseye, vıdı vıdıya? Hayatı kendi kendimize zehir etmeye değer mi? Hayat kısa hepimiz bunu biliyoruz.... Demem o ki, içerdekini biraz sakinlestirebilsek ne iyi olur. Kendimizden razı olmak, kendimizi onaylamak hepimize iyi gelecek. Hatta hayat bayram olacak...
Hayatımızı yaşarken kendimizden, yaptıklarımızdan, yaşadıklarımızdan razı olmalıyız.
Ne büyük ferahlıktır , ne büyük mutluluktur, ne büyük rahatlıktır kendinden razı olmak.. Ertelemeyin , unutmayın, korkmayın... Kendinden mutlu olmak için kendinden razı olmak ne büyük nimettir. Hadi bakalım içerdekileri dışarı... Dışardakileri içeri... Bunun için küçük bir adım yeter... Yeter ki sen kendinden razı ol...