İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisi AK Parti Grup Başkan Vekili Bilal Doğan hazırladığı denetim şerhli raporunda şunları dile getirdi:
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin halkın vergilerinden oluşan bütçesini daha verimli ve daha kısa sürede sonuç alacak yatırımlara yöneltmeli, kentin altyapısını güçlendirmeli, yeni yollar ve bulvarlar, altgeçitler ve otopark tesisleri inşa ederek kent içi trafiği rahatlatacak projelere imza atmalıdır. Ayrıca yüzde 60'ından fazlası çürük yapı stoku olarak tespit edilen ve gecekondulaşmanın had safhada olduğu ilimizde kentsel dönüşüm projelerine ivedilikle başlanarak bu faaliyetlere harcanan bütçe yükseltilmelidir.
"Mustafa Kemal Sahil Bulvarı Taşıt Altgeçidi" adlı proje için iki kez ihaleye çıkılıp, bir kez de keşif artışına gidilmiş, proje ihale şartnamesi gereği bitirilmesi gereken tarihte bitirilememiştir. 36 milyon 475 bin 519 liraya mal olması beklenen projenin toplam maliyeti de 91 milyon 467 bin 653 lira olmuştur. Yaklaşık üç katına mal edilen bu proje öncesinde yapılan maliyet hesaplaması da hatalı olduğu gibi söz konusu yatırıma benzer çalışmaların iyi şekilde incelenmediği, zemin etütlerinin yetersiz yapıldığı, bahsi geçen gerekçeler nedeniyle yani belediyeden kaynaklı bu hatalar yüzünden de mali zarara yol açtığı gözlenmektedir. Diğer yandan, proje alanı bitişiğindeki yürürlükteki mevzuatlara aykırı biçimde deniz dolgusu yapılarak ilave maliyete yol açılmış, bu durum da toplam maliyetin yükselmesine neden olmuştur. Yapılan her iki ihaleye aynı iş kalemlerinin yer alması ve aynı mahallerde imalatların bulunması 4734 sayılı ihale yasasına aykırılık teşkil etmektedir. Bununla birlikte, altgeçit inşaatında yine belediye kaynaklı zamanlama hatası nedeniyle ihalesi yapılan 15 Temmuz Demokrasi Şehitleri Meydanı için de yer teslimleri geç yapılmış, proje daha başlamadan ertelenmiştir.
Her yıl giderek artan şirket zararları nedeniyle belediyenin ilave bütçe harcaması yaparak zarara uğratıldığını görmekteyiz. Bağlı şirketlerin yüksek iş ve kazanç potansiyeline karşın iyi yönetilememesi ve her yıl katlanarak artan zararları nedeniyle, zaten kendi bütçesi açık veren belediye kurumu 10 şirkete 2017 yılında 386 milyon 590 bin 814 lira para aktarmak zorunda kalmıştır. Bu durum belediye bütçesinin açık vermesine yol açarken, kurum bütçesindeki gelir gider farklarıyla şirketlerin zarar bilançolarından doğan ilave kaynak ihtiyacı ayrıca ulaşıma ve otoparklara yapılan zamlar ile kapatılmaya çalışılmıştır. Belediyenin diğerlerine göre küçük çaplı İZULAŞ A.Ş.'ye yapılan 109 milyon 556 bin liralık maddi yardım diğer şirketleri aşmaktadır. Bu durum ayrıca açıklama gerektirmekte olup belediye kaynaklarının etkin kullanılamadığını göstermektedir.
Belediyenin otopark fonunda 31 Aralık 2017 itibarı ile biriken toplam tutar 62 milyon 874 bin 475 liraya ulaşmış olup, bu kaynağın etkin şekilde kullanılması gerekmektedir. Diğer tesislerin yapım maliyetleri ile kıyaslanacak olduğunda bu bütçe ile 7 ayrı tesis yapılması mümkündür. Senelerdir otopark inşaatlarında kullanılmak yerine faize yatırılan bu paranın acilen kent içi trafikteki sıkıntıların çözümü ve araç park yeri ihtiyacının giderilmesi için kullanılması gerekmektedir. Yapılacak yeni tesisler eğer uygun fiyat politikaları ile işletildiği takdirde, aynı zamanda belediye şirketlerine ek gelir imkanı getirecek olup, bu sayede şirket zararlarını kapatmak için yapılacak yeni sermaye artışlarına da gerek kalmayacaktır.
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin kentsel dönüşüm için belirlediği bütçedeki 16 milyon 908 bin liralık yetersiz kaynak etkin şekilde kullanılamamıştır. Bir türlü başlanamayan projeler nedeniyle bütçenin sadece 2 milyon 322 bin lirası kullanılırken, ilgili dairenin bütçesinden 12 milyon 289 bin lirayı tramvay ve asfaltlama faaliyetlerine ayrılmış, 2 milyon 297 bin liralık ödenek de iptal edilmiştir. Dönüşüm konusunda daha titiz çalışılması ve kentimizin ihtiyaçları da göz önünde bulundurularak yeni projeler üretilmesi zorunluluktur.
Kemeraltı'ndaki Balıkçılar Meydanı projesi yüklenici firmaya verilen iki süre uzatımına karşın vaktine bitirilememiştir. 8 yıldır hayata geçirilmesi beklenen bu yatırım temeli atıldıktan sonra projesi değiştiği için hem zarara hem de gecikmelere yol açmıştır. Bulunduğu konum itibarı ile kent ekonomisi için kritik öneme sahip bu proje ivedilikle tamamlanarak hizmete açılmalıdır.
11 yıldır yapımına başlanamayan Mavişehir'deki Opera Binası projesi belediyenin hatalı ihale yöntemi nedeniyle, başlamadan kamu zararını beraberinde getirmiştir. Mahkemelik olan ve ilk ihalesi iptal edilen proje için ikinci kez ihaleye çıkılmıştır. Beş ay sonra gerçekleşen ikinci ihalede projenin içeriği ve kapsamı aynı olmasına karşın, maliyetinde 29 milyon liralık artış olmuştur. Aradaki bu fark kentte birçok önemli yatırıma kullanılabileceği gibi, açıkça belediyeden kaynaklı bu hata nedeniyle kurumun kasasından fazladan para çıkacaktır.
Tüm ısrar ve önerilere karşın hayali proje olarak yola çıkılan Gaziemir'deki monoray yatırımının proje yapım giderleri için harcanan 970 bin lira alınan iptal kararı nedeniyle çöpe gitmiştir. Gerekliliği ve aciliyeti bulunmayan bu yatırım için harcanacak para kentin başka noktalarındaki ulaşım projelerine aktarılabileceği gibi, belediyenin bu konudaki ısrarı kaynakların israfına yol açmıştır.
Belediyenin özellikle Yamanlar Katı Atık Tesisi, Yüzülebilir Körfez Temizliği, yeni katı atık transfer istasyonları gibi çevre yatırımları konusunda vaat ettiği ve bütçe ayırdığı projelere başlanamadığı görülmektedir. Bu noktadaki belirsizlik nedeniyle söz konusu projelere ayrılan bütçeler rutin belediye hizmetlerine aktarılmakta ve kaynaklar etkin kullanılamamaktadır.
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin, bağlı kuruluş olan İZSU Genel Müdürlüğü'nün önceki yıllarda bütçe fazlası veren kasasından toplamda 710 milyon 912 bin 60 liralık kaynağı mevzuata aykırı biçimde belediyeye aktardığı tespit edilmiştir. Bu para kuruma geri iade edilmediği gibi, yasal sıkıntılara yol açabilecektir. Kasası boşalan İZSU kurumu bu sebepten ötürü 2017 yılı içerisinde üst üste yaptığı zamlar ile hemşerilerimizi zor durumda bırakmıştır. Yaşanan bu yasalara aykırı işlemin bir önce düzeltilmesi belediyenin ve İZSU'nun lehine olacaktır.
Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi 4'üncü Faz İnşaatı projesinde yüklenicinin iflası nedeniyle yarım kalan inşaatın tamamlanabilmesi için ikinci kez ihaleye çıkılmış olup, projenin toplam maliyet ide katlanarak artmaktadır. Toplam maliyeti ilk etapta 88 milyon 447 bin lira olan bu projenin ne zaman biteceği, ya da ne kadar daha para harcanacağı konusunda belirsizlikler bulunup, ikinci ihale kapsamında yapılan mevcut imalatların yeniden inşa edilmesi, yani aynı işin ikinci kez yapılması beklenmektedir. Yapılan yeni ihale sürecinde de sıkıntılar yaşanmakta olup, 4 yıldır tamamlanamayan bu tesis için ilerleyen süreçte yeni sıkıntılar doğması muhtemel gözükmektedir.
Çevre ilçelerde yerine getirilen altyapı çalışmaları, su ve kanal inşaatları, içme suyu temin faaliyetleri, bakım onarım ve tadilat işlemleri ile yeni artıma tesislerinin inşaatlarına yeterli bütçelerin ayrılmadığı, acil ihtiyaçlı ilçelerin iyi belirlenemediği gözlenmektedir. Yapılan yatırımların geliştirilmesi, bütçelerin arttırılması gerekmektedir. 2018 yılında özellikle acil ihtiyaçlı bölgeler olan Kiraz, Çeşme, Bergama, Beydağ, Ödemiş gibi ilçelere önem gösterilmelidir.
Meles Deresi başta olmak üzere diğer dere yataklarının temizliği, dere yataklarının ıslahı için bütçede harcanan 10 milyon 955 bin lira etkin şekilde kullanılamamış, yapılan çalışmalar yetersiz kalmıştır. İZSU Genel Müdürlüğü'nün yaptığı harcamalar günlük temizlik işleri ve basit faaliyetlere gitmekte olup, birçok bölgede bilimin öngördüğü kalıcı çözümler üretilmemektedir. Bu durum hem kurum bütçesinin boşa harcanmasına yol açmakta, hem de başta metropol olmak üzere kentin çeşitli noktalarında yer alan birçok dere yatağının halk ile çevre sağlığını tehdit oluşturmasına sebebiyet vermektedir. Uzun vadede bu ihmal nedeniyle körfezde yapılacak temizlik faaliyetlerinin de olumsuz etkilenmesi muhtemeldir.
Sudaki kayıp kaçak oranlarının giderilebilmesi için yapılan faaliyetler yeterizdir. Yaşanan su arızalarına zamanında müdahale edilmediği için kaynak israfı yaşanmaktadır. Bununla birlikte yapılan altyapı iyileştirme yatırımları da yetersiz kaldığından kentteki suyun üçte biri tüketim öncesinde israf edilmektedir. Nitekim 2017 sonu itibarı ile su kaçak oranının yüzde 30,48'de kalmasının gerekçesi de budur. Yaklaşık son 4 yıldır yüzde 30'lar seviyesinde kalan bu rakamın düşürülebilmesi için tamirat tadilat faaliyetlerinden ziyade, senelerdir kullanılan eski şebekelerde kapsamlı altyapı yatırımlarına ihtiyaç vardır.
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin toplu ulaşım hizmetlerini yerine getiren ESHOT Genel Müdürlüğü'nün bütçesi İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden sağlanan mali destekle denkleştirilirken, kurumun buna karşın belediye şirketlerinin sermaye artışlarına iştirak ederek 13 milyon 509 bin 536 liralık bir harcama yaptığı görülmektedir. Kurumun borç aldığı bu kaynağı şirketlerin zararını kapatmak adına borç vermesi yerine kentimizin faydasına hizmetler üretip filosunu geliştirmek adına yeni araçlar satın alması daha uygun olacaktır. Belediyeden kasasından aktarılan bu kaynağın yerinde ve etkin kullanılamamış olması toplu ulaşımda yapılan zamları da kaçınılmaz kılmaktadır. Unutulmaması gereken husus ise, ESHOT'un belediye şirketlerini değil, ücretsiz biniş hakkına sahip vatandaşlarımıza sübvansiyon sağlaması gerektiğidir.
ESHOT Genel Müdürlüğü'nün kendi bünyesinde kendi personelleriyle hali hazırda kendi bünyesinde yürüttüğü rutin hizmetler için ilaveten çeşitli hizmet alım ihalelerine çıkmasındaki ihtiyaç anlaşılamamıştır. Nitekim bu hatadan geri dönülmüş ve iptal kararları alınmıştır. Önümüzdeki dönemde bu konuda titiz davranılıp kurumun zarar ettirilmemesi için bütçenin etkin kullanılması gerekmektedir.
Önceki yıllarda elektronik ulaşım kartlarında yaşanan sistem krizi ve ücretsiz binişlerden doğan yaklaşık 14 milyon liralık kamu zararı bu yıl da kapatılamamıştır. Buna karşın yasal zorunluluk olmamasına karşın, diğer illerin aksine ulaşım kartlarında firma değişimi nedeniyle kart değişikliğini de zoraki tutan İzmir Büyükşehir Belediyesi ESHOT Genel Müdürlüğü 1 milyon 760 bin yeni ulaşım kartı bastırmış ve 12 milyon 135 bin 61 liralık ilave gelir elde etmiştir. Yani kurumun zararları halka fatura edilmiştir. Burada vatandaşın lehine karar alması gereken belediyenin sorumlulardan tahsil etmediği bu tutarlar ve kart satışlarından kasasına koyduğu kaynak ilerleyen süreçte yeni bazı yasal sıkıntılar yaşanmasına yol açabilecektir. Bu noktada yaşanan bu belirsizliğin giderilerek, uğranan kamu zararının ilgililere rücu edilmesi gerekmektedir.