Mehmet ÖZDOĞRU
İzmir Ticaret Borsası (İTB) Ocak Ayı Olağan Meclis Toplantısı Yeni Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. Yılın ilk meclis toplantısında konuşan İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, ekonomide 2017 yılının öngörülenden daha pozitif sonuçlarla tamamladığını söyledi. Kestelli, 2018 yılına yine jeopolitik riskler başta olmak üzere, dövizdeki aşırı oynaklık, yüksek faiz ve yüksek enflasyon gibi olumsuzluklarla girdik. Doğal olarak piyasalarda bir tedirginlik var. Bunun en somut göstergesi, ekonomik güven endeksi’nin aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 3 oranında azalması. Bu düşüş, tüketici, imalat sanayi, hizmet ve inşaat sektörü endekslerindeki düşüşlerden kaynaklandı. Türkiye, zorluklar karşısında proaktif politikalar üretme ve krizleri daha soğukkanlı yönetme alışkanlığını iyice kazandı. Kırılganlıklarımızı azaltacak reform adımlarını atmaya devam ettikçe aşamayacağımız bir engel bulunmadığına inanıyorum” diye konuştu.
İzmir Ticaret Borsası 2017 yılı toplam işlem hacminin bir önceki yıla göre cari olarak yüzde 38 oranında artarak 13 milyar 200 milyon liraya yükseldiğinin bilgisini veren Kestelli, “İşlem hacmimizin enflasyondan arındırılmış reel artışı ise yüzde 21 olarak gerçekleşti. İşlem hacminde ilk beş sırayı bitkisel yağlar, çeşitli gıda maddeleri, canlı hayvan-et-deri-bağırsak, pamuk ve yağlı tohumlar grupları aldı. Bu beş grubun, toplam işlem hacmindeki payı yüzde 64 oldu. İşlem hacmindeki en yüksek artış ise yüzde 120 ile deniz ürünleri grubunda yaşandı” açıklamalarında bulundu.
Türk tarımı ile ilgili sorunlara dikkat çeken Kestelli, “Çalışma döneminin kısa, çalışanlar açısından ücretin düşük, sosyal hakların ve çalışma ortamının, barınma koşullarının yetersiz olması tarım işçisi bulmayı zorlaştırıyor. Bu durumun artçı etkileri de var. İşçilik sorunu ve benzer sıkıntılar ülkemizdeki üretim deseninin de değişmesine neden oluyor. Çiftçiler daha az maliyetli ve daha az işçilik isteyen ürünlere yöneliyor. Pamuk yerine mısır ekiyor. Mercimek, nohut, fasulye yerine buğday veya arpa gibi makineli hasada uygun ürünlere yöneliyor. Pamuk ve bakliyat ürünlerindeki ithalatın artmasının bir nedeni de bu. Bu sorunu, hem tarımda teknoloji kullanımını yaygınlaştırmadan hem de gençleri yeniden tarıma kazandırmadan çözebilmemiz hiç de kolay değil” ifadelerini kullandı.
Tüketilen hammadde açığını kapatmak için uzun yıllardır ithalat yapıldığını söyleyen Kocagöz, “600 ila 900 bin tonluk ithalat yapmak zorunda kalıyoruz. Ancak 400 bin ton ile dip yapan üretimimiz, son 5 yılda yapılan doğru uygulamalar ile nihayet geçtiğimiz sezon sonu itibariyle 850 bin tonlara ulaşmış olacak. Ulusal pamuk konseyi ve İzmir ticaret borsası’nın birlikte geliştirdiği “Gmo Free “marka kimliğinde, Türk pamuğu ile yapılan tekstil ürünlerimizde kullanılmak üzere, aslında zaten elimizde olan marka avantajı artık Türk tekstil ihracatçısının ve ihracatçı meclisinin de sahip çıkmasıyla ivme kazanacak. Çünkü TİM ve Ekonomi Bakanlığı’nın desteği ile “Gmo Free Turkish Cotton” projesi Türkiye tanıtım grubu himayesinde dünya’ya tanıtılacak. Böylece Türk tekstilcisi sadece kendisine ait olan bu marka avantajı ile dünya tekstil liginde rekabet üstünlüğü sağlama şansı elde edebilecek” diye konuştu. Kocagöz, İzmir ticaret borsasının liderliğinde kurulan ELİDAŞ’ın, pamukta ilk defa lisanslı depoculuk faaliyetlerini hayata geçirdiğini de sözlerine ekledi.
Lisanslı depoculuk ve çağdaş tarımsal pazarlama adına ülkemiz için dev bir adımın atıldığını söyleyen Kocagöz, “Lisanslı depolara ürünlerini depolayacak üreticiler için getirilen çok önemli destekler geçtiğimiz hafta imzalanarak resmi gazete’de yayınlandı. Buna göre üreticilerimizin depoladıkları ürünlerin tüm kira masrafları 6 ay süresince bakanlığımız tarafından ödenecek. ayrıca lisanslı depolara ürünlerini sevk ederken üreticiler, 25 TL/KG’ı aşmamak üzere nakliye desteği alacak. Giriş ve çıkış sırasında yapılacak analiz bedelleri de yine bakanlığımızca ödenecek” açıklamalarında bulundu.
Dünya pazarında iddialı olabilmek için kalitede de ödün vermemek gerektiğini, pamukta iyi bir hedefe doğru yol alırken pamuk işlemede sıkıntıların baş gösterdiğini söyleyen Kocagöz, çok kaliteli pamuk üretimi olduğu halde çoğu zaman çırçırlama işleminde yapılan hatalar ile ülke kalitesinin de riske edildiği vurgusunu yaptı.