Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Yatırımcının gelmesi için can ve mal güvenliğinin oluşması gerekiyor. Peki niye gidiyorlar? Borç para dilenmek için. Çünkü doların ateşini düşürmeye çalışıyorlar" dedi.
Kılıçdaroğlu, Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Eskişehir Şubesi’nin düzenlediği Eskişehir Aydınlanma Buluşmasına katıldı. Zübeyde Hanım Kültür Merkezi’nde düzenlenen buluşmaya, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Han Belediye Başkanı Erdal Şanlı, Mahmudiye Belediye Başkanı İshak Gündoğan ve dernek üyeleri katıldı.
"Bu sorunları bilen ve çözeceklerin iktidara taşınması gerekiyor"
Programda konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, Aydınlanma Buluşması'nın önemine dikkat çekti. Türkiye'deki eğitim sistemini eleştiren Kılıçdaroğlu, "Eğitim gibi çok önemli bir konuda sizlerle beraber aynı atmosferi soluduğum için çok mutluyum. Bir sınıfı geleceğe atlatacaksanız, ilerletecekseniz bunun tek yolu eğitim. Aramızda eğitime bir ömür ve gönül verenler var. Köy Enstitüleri konusu bizim tarihimizde eğitim denildiği zaman ilk akla gelen kurumsal yerlerdir. Bizim Köy Enstitüleri modeli gelişmiş ülkelerin örnek olarak aldığı bir sistemdir. Ama maalesef bizde belli bir zaman sonra kapatıldı. Burada yetişenler ülkemizde önemli görevler üstlendiler. CHP Genel Başkanı olarak şunu rahatlıkla ifade ederim, nerede bir eğitim sorunu varsa, bizim orada onlarla birlikte olmak görevimizdir. Daha önce Türkiye’nin 5 sorunu var demiştim. Bu sorunlar halen devam ediyor. 5. temel sorunumuz eğitim demiştik. Eğitimi bir sorun yumağına getirirseniz, Türkiye muasır medeniyetler seviyesine çıkamaz. Aslında sorunlar bilinmiyor değil. Bu sorunları bilen ve çözeceklerin iktidara taşınması gerekiyor. Bugün anneler ve babalar çocuklarının iyi eğitim almasını istiyorlar. Ama eğitimde geldiğimiz nokta felaket bir durumda. 1 milyon 890 bin çocuğumuz okulla buluşamadı. Az bir rakam değil" dedi.
"Yapılanlar ile Eskişehir çölde bir vaha oldu"
Eskişehir'in modern bir şehir olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Eskişehir’e her geldiğimde büyük bir memnuniyet olarak görüyorum. Yeşillikler, kütüphaneler, sanat eserleri var. İnsanlar sokakta rahatça gezebiliyor. Eskişehir’i, Bursa ile Ankara arasında bir vaha olarak görüyorum. Büyükşehir, Tepebaşı ve Odunpazarı Belediyelerimizi şükranla anmak istiyorum. Yapılanlar ile Eskişehir çölde bir vaha oldu. Eskiden Yeşil Bursa derlerdi, şimdi beton Bursa oldu. İsmi eski ama Eskişehir yeni ve modern bir şehir" diye konuştu.
"Doların ateşini düşürmek için para dileniyorlar"
Türkiye'nin içerisinde bulunan durumu değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Bugün Erdoğan Kızılcahamam’da konuşarak tek hedefi olan bana diyor ki, ‘Kriz Türkiye’de yok. Ekonomide yok’ diyor. Ama 16 dakika önce aynı Erdoğan, ‘Özel sektör kendi içerisinde bu krizi aşar’ diyor. Ben ne diyeyim şimdi? Biliyorsunuz, kendisi camlara gelen metinleri okuyup geçiyor. Düşünmediği için de kendisi ile çelişiyor. Ben söyleyeyim, Türkiye’de bir kriz var. Vatandaşın mutfağında yangın var, sen diyorsun kriz yok. Tabii Saray’da kriz yok, ama vatandaşın mutfağı yanıyor. Hani kriz yok diyor ya, sonrasında 'Her kriz kendisi ile fırsatlar getiriyor' diyor. 'Yurt dışına gidip yatırımcıyı çekiyoruz' diyor. Hangi yatırımcı gelecek? Yatırımcının gelmesi için can ve mal güvenliğinin oluşması gerekiyor. Peki niye gidiyorlar? Borç para dilenmek için. Çünkü doların ateşini düşürmeye çalışıyorlar" şeklinde konuştu.
"Dış güçlerle anlaşmaları ben mi yaptım?"
Kriz göstergelerinin Türkiye'de mevcut olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, "Bir ülkenin yerli parası dolar karşısında yüzde 40 değer kaybediyorsa, kriz var demektir. Bunu bilmek için bilgin olmaya gerek. Merkez Bankası faizi ocaktan bu yana tam 3 kat arttırmış ise, bu ülkede kriz var demektir. İnsanlar geçinemedikleri için kendilerini yakıyorlarsa, kriz var demektir. Bir ülke kendisini yönetemeyip, gidip yabancı şirketlerle anlaşılıyorsa, bu ülkede derin kriz vardır. Daha vatandaş krizi tam hissetmedi. Doğalgaz ve elektrik faturaları yarın gelecek. O zaman görülecek. Recep bey bütün bunları dış güçlere atıyordu. Bu müdahaleye ülkeyi kim açtı? Vatandaşı kandırmak için bir sürü laf söylüyorlar. Gidip anlaşmaları biz mi yaptık? Bayrağımıza ve ezanımıza karşı duran dediğin dış güçlerle anlaşmaları ben mi yaptım? Hiç yüzün kızarmadı mı? Kendisine 10 soru sordum. Aldı okudu ve hazmedemedi. Bir şey de diyemedi. Sözleşmeyi iptal etti. Peki bu sözleşmeyi imzalayan damat görevine devam edecek mi?" ifadelerine yer verdi.
"Adaleti ve hukuku her alanda savunacağım"
Başkan Erdoğan ile aralarında geçen davalara değinen Kılıçdaroğlu, "Kılıçdaroğlu’na davalar açtım. Çok paralar kazandım' diyor. Benim davaların görüldüğü 3 mahkemenin hakimleri değişti. Buralara 3 militan hakim atandı. Beni tazminata mahkum ettiler. Sözüm söz, o hakimlerden hesap soracağım. Onların da kaçacağı yer olmayacak. Adaleti ve hukuku her alanda savunacağım. Bu hakimler avukatın sözünü, savunmasını ve delilleri dinlemeden dünya kadar para cezası kestiler. Bilirsiniz, davaları genelde bilgisayar dağıtır. Mahkeme açılır ve hangi mahkemeye düşeceğini bilemezsiniz. Ama benim davalarım hep 3 mahkemeye düşüyor. Hiç kimsenin bir endişesi olmasın bu davaları da kazanacağız" dedi.
"Benim açığımı bulmak için çalışmışlar"
Kendisinin açıklarının bulunması için yıllardır Sosyal Güvenlik Kurumu'nda denetimlerin yapıldığını öne süren Kemal Kılıçdaroğlu, "Bugün yine, 'SGK’yı batırdın' diye açıklama yapmış. Açığımı bulmak için 10 yıl boyunca müfettiş ordusu göndermişler. Benim açığımı bulmak için çalışmışlar. Buldular mı? Bulamazlar. Çünkü ben senin gibi kul hakkı yemem, haram yemem. 'Külliye’yi kaça yaptırdın?' diye bir soru sordum. Bunu milletin vergileri ile yaptırdın. Açıklamak zorundasın. Bunu 81 milyon adına soruyorum ama cevaplamıyor. 'Kriz yok' diyorsun, eyvallah Saray’ın mutfağında kriz yok. Çünkü cebinden çıkan 5 kuruş yok. Her şey bedava ve Emine Hanım’a soruyor, ‘Bizim mutfakta kriz var mı?’. O da, ‘Yok, çok şükür her şey var’ diyor. Ayşe ablanın mutfağına bakmıyorlar ki. Biz Ayşe ablanın mutfağına bakıyoruz. Saray’dan beslenenlerde de kriz yok. Onlar kim? Dolar ile ihale alanlar. Dolar yükseldikçe o kadar çok gelirleri var" diye konuştu.
"Asıl söyleyeceklerimi Salı günü söyleyeceğim"
Katar'ın hediye ettiği uçağın acilen iade edilmesi gerektiğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Şimdi kendisine çok açık ve net söylüyorum; sende haysiyet, onur ve gurur varsa, Katar'a uçağı iade edersin. Bir ülkenin hibe ettiği uçağına binersen, o ülkeye bağlı olursun. Bu Türkiye’nin onuru ve gururu ile oynamaktır. Katar Türkiye’yi çok seviyorsa gelsin öğrenci yurtları açsın hediye etsin. Niye uçak hediye ediyor? Bugünlük bu kadar yeter, asıl söyleyeceklerimi Salı günü söyleyeceğim. Bizi eleştirmeleri için namuslu, ahlaklı ve dürüst olmaları lazım" şeklinde konuştu.