Kılıçdaroğlu: "Ben senin kumpasını bozacağım arkadaş"

“Kümeste yakalanan tilki gibi hepsi saldırmaya başladı”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Biz ezber bozduk. 15 milletvekili arkadaşımız kalktı İYİ Parti'ye geçti. Vay efendim nasıl yaparsınız. Kümeste yakalanan tilki gibi hep beraber saldırmaya başladılar. Ben senin kumpasını bozacağım arkadaş, sen beni tanımıyorsun. Sen kumpas yapacaksın, ben gözlerimi kapatacağım. Yemezler, demokrasiyi sonuna kadar savunacaksın" dedi. 

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu. Geçtiğimiz hafta sonu Yörüklerin çalıştayına katıldığını aktaran Kılıçdaroğlu, “Yörüklerin, Türkmenlerin toplantılarına katıldım. Kıl çadırlarında keşkek ikram ettiler, hepsine yürekten teşekkürlerimi ve şükranlarımı sunuyorum. Haklarını helal etsinler. Yörük Türkmenlerle beraber olmak benim için onur ve gururdur. Yörük Türkmenler sadece Anadolu ve Trakya'dan gelmediler. Kuzey Irak'tan da, Kıbrıs'tan da geldiler. Türkiye’nin her tarafındaki Yörük Türkmenlerle buluştuk. Onların gelenekleri, örfleri ve adaletleri hepimizin aslında geleneği örfü ve adetidir. O çadırlarda Yörük Türkmen geleneği yaşatılır. O çadırlarda türküler söylenir, ağıtlar yakılır. Küçüklere masallar, hikayeler anlatılır. O çadırlar zulme, zalime karşıdır, zulme direnirler. O çadırlar Dadaloğlu’nun mekanıdır, Köroğlu’nun mekanıdır. O çadırlar Kuvayı Milliyeciler'in çadırlarıdır. Bay Recep diyor ki, Kılıçdaroğlu gitti orada konuştu. Evet konuştum. Yörüklere, Türkmenlere zulüm yapılmış, evet yapılmış. Sen tarih bilmiyorsan ben ne yapayım? Sana tarih kitabı göndereyim oku o zaman. Şimdi beni yanında doktoru kesin dinliyordur. Dadaloğlu’nun şiirini okuyacağım. 'Kalktı göç eyledi Avşar elleri. Ağır ağır giden eller bizimdir. Arap atlar yakın eyler ırağı. Yüce dağdan aşan yollar bizimdir. Belimizde kılıcımız kirmani. Taşı deler mızrağımın temreni. Hakkımızda devlet vermiş fermanı, ferman padişahın dağlar bizimdir.' Dadaloğlu benim için söylemiyor herhalde. Bolu Beyi zulm etmeseydi Köroğlu çıkar mıydı? Padişah zulm etmese Dadaloğlu çıkar mıydı? Sen tarihi bilmiyorsan ben ne yapıyım? Bütün Yörük Türkmen kardeşlerime söz verdim. Sizin için Yörük Ali Efe nasıl çalışıyorsa sözüm söz Yörük Ali Efe gibi çalışacağım. Dadaloğlu nasıl zulme karşı çıktıysa Kılıçdaroğlu olarak ben de her türlü zulme karşı çıkacağım. Gazi Mustafa Kemal, Yörük çadırında duman tütüyorsa mesele bitmiştir diyor. Firavunu da, Musa’yı da biliyoruz. Onlar Firavun'dan, biz Musa’dan yanayız. Biz Musa'yı baş tacı yaparız, onlar Firavun'u överler” diye konuştu. 

“Kümeste yakalanan tilki gibi hepsi saldırmaya başladı” 

Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti: 

"Biz ezber bozduk. 15 milletvekili arkadaşımız kalktı İYİ Parti'ye geçti. Vay efendim nasıl yaparsınız. Kümeste yakalanan tilki gibi hep beraber saldırmaya başladılar. Ben senin kumpasını bozacağım arkadaş, sen beni tanımıyorsun. Sen kumpas yapacaksın, ben gözlerimi kapatacağım. Yemezler, demokrasiyi sonuna kadar savunacaksın. O nedenle bütün ayarları bozuldu, her türlü hakareti yapıyorlar. Ne olursa olsun sözümüz, gönlümüz, yüreğimiz demokrasiden, insan haklarından, beraber yaşamaktan yana. Benim gibi düşünmeyenle oturup çay kahve içebilmeliyim. Biz kavgadan, gerginlikten yana değil, biz kendi ülkemizde barıştan ve huzurdan yanayız. Kumpas kurdular demokrasiye, açığa çıkardık. Açığa çıkardık, kümeste tilkiler gibi saldırıyorlar. Ama yemezler, istedikleri gibi saldırsınlar. Bu kararı niye aldık? Tarihsel süreç içinde CHP'nin kültürünü de o zat öğrensin diye anlatıyorum. Merhum Erdal İnönü ve Sosyal Demokrat Halkçı Parti 1987 yılında Türkeş’in, Ecevit’in ve Demirel’in ve Erbakan’ın siyasi yasaklarının kaldırılması için mücadele etti. Bizde aynı kültürden geliyoruz zaten. Kimse siyasi yasaklı olmasın diye. Beyefendi unutmuş herhalde. Arada bir diyor ya, ‘Bana muhtar olamazsın diyorlardı. Ben geldim cumhurbaşkanı oldum’ diye. Sana o yolu kim açtı? CHP açtı, seni sevdiği için mi? Hayır, demokrasi için yaptı. O nedenle bizi anlayamazlar. 2016 yılında yüzde 49.5 oy alan dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu'nu çağırdılar. Dedi ki beyefendi ‘Gel Binali şu senin Bakanlar Kurulu listen, şu da hükümet programın hadi sen başbakansın.’ Davutoğlu’nu kapının önüne koydular. Davutoğlu’nun hakkını kim savundu, biz savunduk. Demokrasi için savunduk. Yüzde 49.5 oy alan bir partinin genel başkanı kapının önüne konulamaz dedik. Bizim dışımızdan başka savunan da olmadı. Recep Bey’den korkuyorlardı. O diyor ki 'Ben konuşursam CHP de korkar.' Recep Bey bizim Kuvayı Milliye ruhundan geldiğimizi hala anlayamadın mı sen. 15 arkadaşıma görev verdik, 15 arkadaşımın da gözlerinden öpüyorum. Ankara’dan İstanbul’a 450 kilometre niye yürüdük? Adalet için, demokrasi için yürüdük. Niye yürüyorsunuz diyorlardı. Adalet var diyemiyorlardı." 

“15 arkadaşımızı görevlendirdik, toplumda büyük sevinç oldu” 

"Önce demokrasiyi sağlayacağız” diyen Kılıçdaroğlu, “Bu nedenle ben bu ülkenin bütün milliyetçi demokratlarına, ülkücü, muhafazakar, liberal, sosyal demokratlarına sesleniyorum; gelin yeniden cumhuriyeti inşa edelim, birlikte mücadele edelim. Bizim kişisel beklentimiz yok, söz konusu vatansa gerisi teferruattır. 15 arkadaşımızı görevlendirdik, toplumda büyük sevinç oldu. Birilerinin rengi attı, bizi anlayamazlar. Demokrasi tramvay gibidir istediğim yerde inerim diyen adam bizi anlayamaz. Bizim liderimiz Allah'ın bütün vasıflarını toplamıştır diyenler bizi anlayamazlar. Bizim liderimiz ikinci peygamberimizdir diyenler bizi anlayamazlar. Kula kulluk etmeyin dedik, siz bizi anlayamazsınız dediler. Demokrasi hukuka uygun kafa ve ruh yapısını ister, sizde bu kafa yoksa ben ne yapayım?" dedi. 

Referandumda 'evet' çıkarsa ekonominin depara kalkacağını söylediklerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Ne oldu, dolar şaha kalktı, euro şaha kalktı. Vatandaşın 250 gramlık ekmeği 200 grama düştü. Bugün Denizli'de bir inşaat ustası intihar etmiş. İntihardan sonra cebinde bakıyorlar bir borç ihtarnamesi var. Borcunu ödeyemediği için intihar ediyor. Ben bu Recep'e nasıl sormayayım, sen badem sütü ile besleniyorsun, bu vatandaş intihar etmek zorunda kalıyor. Vallahi de billahi de bunların yatacak yeri yok. Beyefendi yine bir açıklama yapıyor, ‘Birileri ısrarla Türkiye’de kimi firmaların ve vatandaşların varlıklarını yurt dışına çıkardıklarını söylüyor. Bu doğru değil diyor. Yurt dışına para kaçırmaya tevessül edenleri affetmeyeceğiz’ diyor. Son 15 yılda Londra’daki bir avuç tefeciye Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin ödediği faiz 150 milyar dolar. Sürekli konuşuyorsun, 'Ey Kılıçdaroğlu bu 150 milyar doları biz ödemedik' de. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti hükümeti dünyanın en pahalı faiziyle yurt dışından borç arıyor. Buna rağmen istediği kadar borç para bulamıyor” ifadelerini kullandı. 

“105 maddeden oluşan bir muhtarlık kanun taslağı hazırladık” 

Muhtarlara yönelik vaatlerini de açıklayan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: 

“82 değişik kanunda ve 354 maddede muhtar adı geçer. Bunların tamamını ne ben bilirim ne de bir muhtar, hakim, avukat bilir. Belediye Kanunu var. Büyükşehir, milletvekili kanunu var. Seçimle mi geliyorlar, evet. Muhtar seçimle mi geliyor, evet. Niye onun bir kanunu yok? 105 maddeden oluşan bir muhtarlık kanun taslağı hazırladık. Muhtar arkadaşlara göndereceğiz. Sizden gelen önerilerle bunu düzelteceğiz. Bize yetki verirseniz muhtarlık kanunu çıkaracağız. Muhtarlar demokrasinin ana omurgası olacaklar. Muhtarlar için niye birleşik oy pusulası esası getirilmiyor? Vatandaş hangi muhtarı beğeniyorsa oraya mührünü basar. Şaibe de olmaz, kırgınlık da olmaz. Belediye başkanı seçildiği zaman makamı var, memurları var. Milletvekilinin de makamı var, personeli var. Muhtar seçildi, nerede oturacak? Kesinlikle Türkiye'de nerede muhtar varsa orada bir muhtarlık evinin olması lazım. Doğrudan devlet tarafından yapılması lazım. Bizim bazı belediyelerimiz bunu yapıyor ama bu belediyelerin insafına bırakılacak bir konu değil. Kanun çıkaracaksınız. Muhtar seçiliyor, yanında bir sekreter bile yok. Muhtar bir yere giderse kapatmak zorunda. Bizim bazı belediyelerimiz muhtarlara birer personel görevlendiriyor. Ama bu yetmez. Doğrudan doğruya belediye veya il özel idaresi muhtara bir kişi görevlendirecek. Bir kişinin mutlaka muhtarın yanında olması lazım. Muhtarlık bütçesi oluşuncaya kadar aylığını il özel idaresi ya da belediye ödemeli. Köy tüzel kişilikleri yeniden inşa edilmek zorunda. Mahalleye döndürdüler. Yarın onlar elektrik, su parası, emlak vergisi tamamını ödeyecekler. Köydeki adamdan ne istiyorsunuz? Sosyal yardımlar kesinlikle muhtarlar aracılığıyla dağıtılmalıdır. Kimin fakir olup olmadığını en iyi muhtar bilir. Bazen kentlerde belediye meclisi bir karar alır sizin mahallenizle ilgili, muhtarın haberi olmaz. Kesinlikle mahalle ile ilgili karar alınacaksa o kararın görüşüldüğü belediye meclisinde muhtar söz ve karar sahibi olmalıdır. Belediye Kanunu 75. maddesi, 'Belediyeler, belediye meclisi kararıyla kamu kuruluşları ile ortak proje geliştirebilir' diyor. Ama muhtar ile ortak proje geliştiremiyor. Muhtarlık bir kamu kurumu olarak belediye kanununda yer almalı. Türkiye Belediyeler Birliği var ama muhtarlar birliği yok. Yasal olarak Türkiye Muhtarlar Birliğinin oluşturulması lazım. Muhtarlığı bir kurum olarak düşünüyorsanız onu güçlendirmeniz lazım. Muhtarlığın bir bütçesi olması lazım. 'Parayı nereden bulacağız' diyeceksiniz. Emlak vergisi toplanıyor. Nereye gidiyor bu para, belediyeye gidiyor. Demek ki o mahallenin çevresindeki konutlardan alınan ve emlak vergisinin belli bir payının muhtarlığa tahsis edilmesi lazım.” 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri