CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Avrupa Birliği'ne üye ülkelerin büyükelçileriyle bir otelde kahvaltıda bir araya geldi. Toplantının ardından CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Yılmaz, AB'ye üye ülkelerin büyükelçileriyle çalışma kahvaltılarından 5’incisini gerçekleştirdiklerini ve toplantının çok verimli geçtiğini, çok detaylı bir görüşme olduğunu ifade etti.
"Afrin operasyonunun esasen PKK’ya ve teröre karşı bir operasyon olduğunu bunun bir işgal olarak nitelendirilmeyeceğini vurgulamış olduk"
Türkiye’nin bütün konularının ele alındığını söyleyen Yılmaz, "AB Büyükelçilerinin doğrudan Genel Başkanımıza soruları oldu. Afrin operasyonu ele alındı. Afrin operasyonuna ilişkin bizim parti olarak tutumumuzu sordular. Genel Başkanımız buna ilişkin tutumumuzu açıkladı. Afrin operasyonuyla ilgili AB büyükelçilerinden bazılarının özellikle Almanya’nın farklı bir tutum içinde olduğunu gördük. Bizim Afrin operasyonun başından beri desteğimiz malumunuz. O destek devam etti. Oradaki yapılanmaya, kent yapılanmasına ve kent meclisi oluşturulması bizim önerimizdi. Bunların hükümet tarafından kabul edilmiş olması, uygulanmaya konulmuş olmasından memnuniyet duyuyoruz. Biz Suriye’deki kapsamlı çözümü destekliyoruz. Bu çerçevede de Afrin operasyonunun esasen PKK’ya ve teröre karşı bir operasyon olduğunu bunun bir işgal olarak nitelendirilmeyeceğini vurgulamış olduk" açıklamasında bulundu.
"Prensipler temelinde ittifakın olabileceğini daha önce genel başkanımız deklare etmişti"
Seçim ittifaklarıyla ilgili soruların olduğunu kaydeden Yılmaz, "Bizim seçim ittifakı düşünüp düşünmediğimiz konusuna değinildi. Bu konularla ilgili prensipler temelinde ittifakın olabileceğini daha önce genel başkanımız deklare etmişti. Bu konulara değindik. Bu konuyla ilgili çalışmaların sürdüğünü, partilerarası bir çalışmanın devam ettiği açıklamış olduk" şeklinde konuştu.
ABD, AB ve Rusya ile ilişkiler konusunun gündeme geldiğini ve CHP’nin bu konulara ilişkin tutumunun sorulduğunu aktaran Yılmaz, "ABD ile güven sorunu yaşıyoruz. Bu güven sorununun aşılması konusunda AB büyükelçileri partimizin ne tür bir yol takip edebileceğini merak ediyorlardı. O da kendilerine açıklanmış oldu" ifadelerini kullandı.
"Büyükelçilerin hepsi OHAL’in daha ne kadar uzayacağını sordular"
OHAL uygulamalarının ele alındığını söyleyen Yılmaz, şunları kaydetti:
"OHAL’in uygulamalarının toplumda ciddi manada kutuplaşmaya sebep olduğunu ve bir an önce OHAL’in kalkması konusuna değindik. Büyükelçilerin hepsi OHAL’in daha ne kadar uzayacağını sordular. OHAL uygulamalarının vermiş olduğu rahatsızlığı kendileri de hissettiğini belirttiler."
Bugün ve yarın Brüksel’de AB Zirvesi yapıldığını hatırlatan Yılmaz, "Bu zirve kapsamında da özellikle Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin ve Yunanistan’ın bazı zirvenin gündemine aldırılması konusunda bazı girişimleri oldu. Özellikle Akdeniz’deki petrol arama konusunda Türkiye’yi suçlayıcı ifadelerin olduğunu biliyorsunuz. Ege Adaları konusunda da farklı düşündüğümüzü biliyorsunuz. Yunan Büyükelçisinin bu konularda farklı tutumu oldu. Biz de kendisine farklı bir yaklaşımımızın olduğunu ifade ettik. Türkiye’nin pozisyonunu anlattık" dedi.
"Kadına dönük şiddetin sonlandırılması konusu da gündeme geldi" diyen Yılmaz, "Bu konuya nasıl yaklaştığımızı sordular. Biz de açık yüreklilikle düşündüklerimizi paylaştık" diye konuştu.
"Entegrasyonun zorluklarına işaret ettik"
Suriyeli mültecilerin Türk toplumuna entegrasyonunu mu geri gönderilmesini mi desteklediklerinin sorulduğunu bildiren Yılmaz, şöyle konuştu:
"Suriyeli mültecilerin esasen Suriye’de bir barışın sağlanması Suriye’nin toprak bütünlüğünün, egemenliğinin tesis edilmesi ve akabinde de Suriyelilerin kendi memleketlerine yurtlarına dönmelerinin sağlanması konusunda bizim pozisyonumuzun olduğunu ifade ettik. Entegrasyonun zorluklarına işaret ettik. Esasen Suriye konusunun Türk toplumunda ciddi bir maliyete sebep olduğunu vurguladık. Suriyeli mültecilerin de bir an önce barışa odaklanıp, kapsamlı bir çözümü gerçekleştirip kendi vatanlarına, evlerine dönmeleri, orada bir imar faaliyetinin başlaması gerektiğine işaret ettik."
"ABD orada, Rusya orada onlara ilişkin Almanya’dan herhangi bir ses duymadık"
Yılmaz, basın mensuplarının sorularını da cevapladı. Almanya’nın Afrin operasyonuna tutumuyla ilgili soru üzerine Yılmaz, "Almanya’nın Afrin operasyonu konusunda farklı bir tutumu var. ABD orada, Rusya orada onlara ilişkin Almanya’dan herhangi bir ses duymadık. Ama Türkiye teröre karşı bir mücadele yaptığı zaman farklı bir ses geliyor. Bunu doğru bulmuyoruz. Kendisine de ifade ettik" değerlendirmesinde bulundu.
Dışişleri bürokrasininin şu anda dışişleri konusunu yürütenler açısından çok içler acısı bir durumda olduğunu söyleyen Yılmaz, "Bir gün önce biz anlaştık Münbiç konusunda diyorlar. Arkasından ABD onu tekzip ediyor böyle anlaşma yok diyor. Anlaşma demedik, anlayış birliğine vardık şeklinde u dönüşü yapılıyor. Bunlar hoş değil. Bizim esasen eleştirdiğimiz konuları önceleri kabul etmiyorlardı ama bütün bunlar toplumun gözü önünde cereyan ediyor. Dış politikanın düştüğü irtifa kaybını da görüyoruz" açıklamasında bulundu.
"Kuzey Suriye kelimesini biz ilk defa duyduk"
Fırat'ın doğusuyla ilgili Yılmaz, şunları kaydetti:
"ABD orada PKK’yı açıkça himaye ediyor. Özellikle Münbiç bölgesinden Münbiç’in altındaki Tapka havaalanından Rakka’nın batısından bir şekilde PKK’nın elinde tuttuğu o bölgeleri yani Fırat’ın batısında tuttuğu bölgeleri Fırat’ın doğusunda bir devlet veya federal bir birim oluşturabilme karşılığında elinde pazarlık unsuru olarak tutuyor. Bu konudaki müzakereler Fırat’ın batısından çekilmesi Fırat’ın doğusuna gitmesi önemli ama PKK’nın Türkiye’ye tehdit olduğu her yer Türkiye açısından güvenlik riski teşkil edecektir. Bu cümleleri kurarken bu tanımlamaları yaparken sanki batıdan gittiği zaman doğuda bir zarar olmayacakmış gibi algılaya sebep olacak yaklaşımlardan kaçınmak gerekiyor. Terminolojiyi kendileri oluşturdular. Kuzey Suriye kelimesini biz ilk defa duyduk. Kuzey Suriye kelimesinin kullanılması da yanlıştır. Bunları doğru bulmuyoruz."
TSK’nın Kuzey Irak’ta üs kurduğu yönündeki iddiaların sorulması üzerine Yılmaz, Başika kampında bir üs olduğunu hatırlatarak, "Onun dışında bizim bildiğimiz bir üs konusu yok" dedi.