Partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhuriyet Halk Partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dün açıkladığı ve ekonomideki kötü gidişatı düzeltmeye yönelik olarak duyurduğu ekonomik önlem paketiyle ilgili de değerlendirmelerde bulundu.
Kılıçdaroğlu, "Devletin hazinesi ile kumar oynanmaz. O hazinede 84 milyonun alın teri vardır. Devlet, birilerinin deneme alanı değildir. Hazinede olmayan bir parayla garanti verdiler. Dün yaptıkları buydu. Nas bunu emrediyor diye diye gizli faizin dik alasını uyguladılar. Ama şimdi bunu yaparak daha da büyük bir girdabın içine ülkeyi soktular. Garibanın döviz sahibini fonladığı saçma sapan karanlık bir düzeni getirdiler." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
Yaşanan ekonomik buhran nedeniyle kış aylarında vatandaşlar perişan.
Önce hükümete çağrı yaptık vatandaşlar zamların altında ezilir dedik. Bir Kara Kış Fonu kurun, fakir fukaraya destek verin dedik, yapmadılar. Biz de belediye başkanlarımıza söyledik. Bizim belediyelerimizde hiçbir çocuk yatağa aç girmesin istedik. Hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Bütün belediye başkanlarımız çalışmalarını sürdürüyorlar. Tarih yazıyorlar. Zorluklara, baskılara rağmen tarih yazıyorlar.
Biz neler yapıyoruz, araştır kardeşim. Hatamız, eksiğimiz varsa söyle. Her eleştiriye bakarız. Ama karşı taraf yanlış yapıyorsa oraya da dikkat et.
"SORUNUN TEMELİ GÜVENDİR"
Açıkça söyledim kendilerine. Sorunun temeli güvendir. Eğer bir ülkenin vatandaşları kendisini yöneten siyasi otoriteye güven duymuyorsa artık o kişiler o ülkeyi sağlıklı yönetemezler. Var olan iktidar, bir güven ortamı yaratabilir mi? Yaratamaz. Her kafadan bir sesin çıktığı bir yapının içinde güven ortamı oluşturamazsınız.
Dış güçler diye kıyamet kopardılar. Yeni atanan bakan "Dış güçler falan yok, doları bilinçli olarak yükseltiyoruz" dedi. En iyi kim bilir? Hazineden ve maliyeden sorumlu bakan bilir. O da böyle söylüyor.
Türkiye'nin stratejiye ihtiyacı var. Yarını göremiyorsanız planlama yapamazsınız.
Devleti yöneten kişilerin önce kendisini bilmesi lazım. Kendisini bilirse, ne olduğunu bilirse devleti sağlıklı yönetir. Neyi bilip neyi bilmediğini bilirse iyi yönetir. Her şeyi ben yaparım dediği zaman kişi kendisini bilmez. Devleti yönetenlerin eleştiriden korkmaması lazım.
"DEVLET BİR KİŞİNİN MALI DEĞİLDİR"
Devlet bir şirket değildir, bir kişinin malı mülkü değildir. Bir kişi "Ben devletin sahibiyim" diyor ve devleti yanlış yönetiyor. Kargaşa çıkarıyor. Ekonomide şimdiye kadar hiç olmayan sorunları yarattı. Devleti bir kişi yönetmeye kalkarsa o devletin yönetimi otoriter olur.
Türk lirası yerlerde sürünüyorsa bir sorunumuz var demektir. Soru "Ülkeyi bu hale kim getirdi?"
Yolsuzluğu, israfı teşvik ederseniz ülkede birliği sağlayamazsınız.
Bir yandan zamlar yağarken, bir yandan dövizi tutamıyorsanız bir sorun var demektir. Soru şu: Sorunu kim çözecek?
Bütün demokrasilerde sorunu siyasi partiler çözerler. Sorunu yaratan kurum sorunu çözemez.
13. cumhurbaşkanımız Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı olacak.
Biz keyfi hareket etmeyeceğiz. TBMM'nin çıkardığı kanunlara uygun hareket edeceğiz.
Şu anda Merkez Bankası'nın bağımsızlığı söz konusu değil. İstediğiniz zaman istediğiniz kişiyi getirebiliyorsunuz. Bu, güveni sarsar. Güven kurumu olmasını ve Türk lirasından da sorumlu olmasını istiyoruz.
13. Cumhurbaşkanımız makama oturduğu gün israfla mücadele genelgesi yayımlayacak. Devleti yönetenler 84 milyonun parasını harcarlar. İsraf haramdır diyorsan AKP-MHP'ye oy vermeyeceksin. Kul hakkı yiye yiye şiştiler.
Döviz garantili ihaleler var. Türk lirasını pul ettiler, kendi yandaşlarına verdikleri ihaleleri de dolar ve euro bazında yaptırdılar. Öyle bir düzen kurdular ki...
AKP'ye ve MHP'ye oy veren kardeşlerime soruyorum. Amerika'daki enflasyonu niye 84 milyonun sırtına yüklüyorlar? AB'deki enflasyonu niye gelip 84 milyonun sırtına yüklüyorsunuz?
Asla yapılmaması gereken bir işi bunlar ikinci kez yapıyor. Beytülmâle el uzatıyorlar. Bu milletin 128 milyar dolarını kime verdiler belli değil ama öğreneceğiz.
EKONOMİK ÖNLEM PAKETİ DEĞERLENDİRMESİ
Devletin hazinesi ile kumar oynanmaz. O hazinede 84 milyonun alın teri vardır. Devlet, birilerinin deneme alanı değildir. Hazinede olmayan bir parayla garanti verdiler. Dün yaptıkları buydu. Nas bunu emrediyor diye diye gizli faizin dik alasını uyguladılar. Ama şimdi bunu yaparak daha da büyük bir girdabın içine ülkeyi soktular. Garibanın döviz sahibini fonladığı saçma sapan karanlık bir düzeni getirdiler. Kurla Türk lirası arasında fark çıkarsa o fark hazineden ödenecek. Yani garibanın parasından ödenecek. Kime ödenecek? Bankada doları olana ödenecek.
Akıl var mantık var. Nasıl bunu yapıyorlar? Garibanın sırtından faizi teşvik ettiler hem de dolar garantili olarak. Nas bunun neresinde?
O garibanlardan bazıları bu gelişmeleri kutluyor. İşte bu Türkiye'nin onulmaz bir trajedisidir. Erdoğan belki iyi değil, belki hiç iyi değil ama buna rağmen onu destekleyen varsa onların oturup düşünmeleri gerekiyor.
Biz onların haklarını, alın terini savunuyoruz, biz fakirden alınıp zengine verilmesini doğru bulmuyoruz.
O kumar masasını alkışlayanları tarih asla unutmayacaktır. Bir organize kötülükle karşı karşıyayız. Milletime sözümdür bu organize kötülüğü yok edeceğim.
ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?
Erdoğan, dün kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, "İnsanlarımız, bankadaki Türk Lirası varlığının mevduat kazancı kur artışından yüksekse bu getiriyi elde edecek ama kur getirisi mevduat kazancının üstünde kalırsa aradaki fark doğrudan vatandaşımıza ödenecek. Üstelik bu kazanç stopaj vergisinden de muaf tutulacak. Ayrıca TL varlıklarının yeni bir döviz talebi oluşturmayacak şekilde değerlendirilmesini temin edecek araçları devreye alacağız. Dolayısıyla bundan sonra hiçbir vatandaşımızın 'Kur daha yüksek olacak' diye mevduatını Türk lirasından dövize geçirmesine ihtiyaç kalmayacak." ifadelerini kullanmıştı.