İnternet üniversitesi oluşturup oluşturulamayacağına ilişkin soru üzerine, dijital çağda bunların hepsinin mümkün olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, OECD'nin son verilerine göre öğrenim çağındaki çocukların yüzde 65'inin iş hayatına başladıklarında yeni icat alanlarda çalışacaklarını söyledi.
Okuldan mezun olduktan sonra ortaya çıkan yeni alanlarda öğrencilerin yetiştirilmesi gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Biz bunu da aşmak için de İnsan Kaynakları Bakanlığı kurmaya karar verdik. Yani yaşam boyu eğitim. Bir insan okulda gördüğü eğitimle çalışma yaşına geldiğinde o eğitimin büyük bir kısmının yok olduğunu, yeni alanların çıktığını görüyor. O alanlarda insanların çalışması için de özel bir eğitime ihtiyaç var. İnsan Kaynakları Bakanlığıyla bu ihtiyacı gidereceğiz. İnsanoğlu tekerleği 3 milyon yılda buluyor. Bugün her saniyede birden fazla buluş var. Seçim bildirgemizde, Türkiye'nin büyük değişime ve dönüşüme ihtiyacı var, diyoruz. Eğer bir ülke o hızlı değişimi ve dönüşümü yakalayamazsa dijital dünyanın dışında kalır. Katma değeri yüksek ürün üreten ülkelerin tüketicisi konumuna geliriz. Oysa biz üretici olmak istiyoruz."
Kılıçdaroğlu, kendisine yönelik diktatör söylemlerine ilişkin, "Diktatörler yönetim konumundaki kişiler için kullanılır. Yöneten kişiler için kullanılır. Ben Türkiye'yi yönetmiyorum ki, yöneten o. Nasıl yönettiğini de dünya biliyor zaten. Ben kendisine zaman zaman diktatör dediğim için onu çevirip bana diktatör diyor. Bizim o taraklarda bezimiz yok, sadece tebessüm ederiz." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ekonomi konusunu hiç konuşmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Hangi sınav yapılacağını belirleyen o. Kadınların kaç kez doğum yapacağını belirleyen o. İşe girmeyi belirleyen o. Üniversite sınavlarını belirleyen o. Yani her şeyi belirleyen o. Ekonomik kararlara, Merkez Bankası'na müdahale eden o. Dolayısıyla her şeyi yapıyor, niye ekonomiyi konuşmuyor. Seçilirsem şu tarihte şunları yapacağım diyemiyor. Niçin? O da dip dalganın farkında. Çünkü gidici."
"Borç para almadan ekonomiyi yönetemiyorlar"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dış güçler diye tanımlanan şeyin Londra'da borç para istenildiğinde, bunu temin eden, nakdi bulunan ekonomik güçler olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
"Siz gidip borç para istemezseniz sizi nasıl etkileyecekler? Dolar yerinde duruyor zaten. Sizi gidip yalvarıyorsunuz. Erdoğan, Mehmet Şimşek, bürokratlar niye Londra'ya gitti? Niye yalvarıp yakarıyorlar 'bize borç para verin' diye? Yalvarmayın, rest çekin, biz de size destek olalım. İkili oynuyorlar. İçeride dış güçler. Dışarıya gidip yalvarıyorlar. 'Ne olursunuz bize para verin.' Önümüzdeki 1 yılda 240 milyar dolar borç ödemek zorundalar. 240 milyar dolar para bulmak zorundalar. Faiz lobisi de 'Ben de para var, vereceğim. Faizi yükselt. Yoksa vermem.' diyor. Bunlar önce yükseltmeyeceğiz dediler. Olur siz bilirsiniz. Adamların herhangi bir şekilde bize uyguladıkları bir şey yok ki. Borç vermem diyor. Vermeyince Türk Lirası değer kaybediyor. Dolar yerinde duruyor. Bunlar yakayı tefeciye kaptırdılar da ondan. Borç para almadan ekonomiyi yönetemiyorlar. Yaka tefeciye kaptırılmış vaziyette. "
Kılıçdaroğlu, iktidar olduklarında ekonomideki kötü gidişi düzeltmek için önlem alacaklarını dile getirerek, Muharrem İnce Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduğunda bir ay içinde OHAL'i kaldıracağını söyleyeceğini, bunun dünyaya Türkiye'nin demokrasi konusunda önemli bir adım attığı mesajı olacağını söyledi.
Can ve mal güvenliği olmadığında yabancı sermayenin ülkeye gelmeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadele araçlarına siyasal müdahalede bulunulmayacağı, bağımsızlığına dokunulmayacağı şeklinde de açıklama yapılacağını, bu iki açıklamanın da kısa vadede her şeyi çözeceğini söyledi.
Türkiye'de 79 yılda bütün hükümetlerin 713 milyar dolar para harcadığını belirten Kılıçdaroğlu, 2003-2017 arasında ise AKP hükümetlerinin harcadığı paranın 2 trilyon 73 milyar dolar olduğunu ifade etti.
Kılıçdaroğlu, bu paranın nereye gittiğinin hesabının verilmesi gerektiğini belirterek, "Türkiye'de para var ama paranın kimin için kullanılacağı çok önemli. Halk için mi, yoksa cebimizi doldurmak yandaşı zengin etmek için mi? Asıl sorun bu, gençlerin de asıl bilmesi gereken konu bu. Şunu sormalılar 2 trilyon doları nereye harcadınız. Bir şeker fabrikası bile yapmadılar. Hangi fabrikayı yaptı devlet? Sadece var olan fabrikaları sattılar." değerlendirmesinde bulundu.
Muharrem İnce'nin cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda asgari ücretin 1 Ocak 2019'dan itibaren net vergisiz 2 bin 200 lira olacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, şu anda bir milyon 644 bin emeklinin bin 500 liranın altında aylık aldığını belirtti.
"Medya alanında özel yasa çıkaracağız"
Kılıçdaroğlu, kendileri ile iktidar partisinin geleceği bakışı arasında büyük fark olduğunu anlatarak, "Biz önümüzdeki 50 yılı 100 yılı düşünüyoruz. Onlar, yarın sabah ne olacağını bilmiyorlar." dedi.
Medya patronlarının sadece medya işleriyle uğraşması gerektiğini aktaran Kılıçdaroğlu, bununla ilgili özel bir yasal düzenleme getireceklerini söyledi.
Kılıçdaroğlu, medya çalışanlarının tamamının sendikalı olmasını sağlayacaklarını ifade ederek, medya çalışanlarının patrona rağmen haberinin arkasında duracak güce kavuşmasının ancak sendika ile mümkün olduğunu aktardı.
"Bölge ülkelerin katılımıyla OBİT'i kuracağız"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP iktidarı durumunda Türkiye'ye sığınan Suriyelilerle ilgili planının ne olduğunun sorulması üzerine, Türkiye, İran Suriye ve Irak'ın bir araya geleceği Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı'nı (OBİT) kuracaklarını söyledi.
İnce'nin Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda bu üç ülkenin başkanıyla görüşeceğini anlatarak, "Biz bölgeyi büyük bir barış havzasına dönüştürmek istiyoruz. Akan kanı durdurmak istiyoruz, terörü de sonlandırmak istiyoruz. Bir süre sonra bu OBİT dediğimiz 4 ülkenin kurduğu teşkilata Ürdün, Mısır, Libya, Lübnan, Filistin gibi ülkeler de katılabilirler. Dolayısıyla OBİT genişledikçe bölgede istikrar da sağlanacaktır." diye konuştu.
Muhalefette bulundukları ve iktidar olmayacakları için insanların hoşuna vaatlerde bulundukları eleştirisinin yapıldığı hatırlatılarak, iktidar olduklarında vaatlerinin hayata geçmesinin ne kadar süreceğinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, seçim bildirgelerine bu eleştirinin yapılmasının acizlikten kaynaklandığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, "Üretemiyorlar, politika üretemiyorlar çünkü yarın sabaha ne olacağını bilmiyorlar. Kontrol edemiyorlar, 'ülkeyi biz yönetiyoruz' diyorlar ama aslında ülkeyi onların yönettiği yok, faiz lobisi, müteahhit lobisi yönetiyor, dış güçler yönetiyor." ifadelerini kullandı.
İktidar olmaları halinde bu ülkeye huzur geleceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Farklı düşünen rahatlıkla konuşacak, farklı düşünen rahatlıkla yazacak, baskı, dikta yönetimi asla ve asla olmayacak." dedi.
Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin işsizlik, enflasyon, yoksulluk gibi pek çok sorunun bulunduğunu, AKP'nin bu sorunların hiçbirini çözemediğini savunarak, şöyle konuştu:
"Bana çıkıp desinler ki biz Türkiye'nin bu sorununu çözdük diye. Çiftçi rahatsız, emekli rahatsız, memur, işçi, sanayici herkes rahatsız. Bu düzenden sadece rantiyeci sınıf memnun. Son 16 yılda AK Parti hükümetlerinin yurt dışındaki bir grup rantiyeciye ödediği faiz 151 milyar dolar. O dış güçler dediğin adamları sen 151 milyar dolarla beslemedin mi?"
Kılıçdaroğlu, 25 Haziran'da Türkiye'nin güzel bir sabaha uyanacağını, Muharrem İnce'nin Cumhurbaşkanı koltuğuna oturacağını, Millet İttifakının da parlamentoda çoğunluğu sağlayacağını söyledi.