Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle oldu:
Türkiye'nin bir değişime, dönüşüme, akılcı politikalara ihtiyacı var. Beraber, birlikte olacağız. Engeller çıkartabilirler. Yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz. Muhtarlara belediye meclisi toplantılarına katılmayı bile fazla görüyorlar. Bizim iktidarımızda söz sahibi olacaklar. Astsubayların göreve başlama derecesi bile haksızlık içeriyor. Milletin iktidarında çözülecek. Tazminatları ile ilgili sorun var. Bunun giderilmesi lazım. Daha önce de bu sözler verilmiş. Sayın Erdoğan müjde ile başlıyor konuşmasına, hayırlı olsunla bitiriyor. Ne müjde var, ne hayırlı olsun. Ben söyledim belki kulağına gider. Kılıçdaroğlu'ndan önce yapacağım diye. Yaptıracağım ona. Kamuda çalışan 530 bin civarında sözleşmeli personel var. KPSS'ye giriyorlar, normal bir devlet memuru ile aynı eğitime sahipler. Ama hakları yok. Sözleşmeleri yenilenmezse kapıya konuyorlar. Sözleşmeli personelin durumunu TBMM'de tartışmaya açacağız. Bu sorunu orada ya çözeceğiz ya çözeceğiz deyin. Sosyal kimlikler üzerinden politikayı kararlılıkla sürdürüyoruz. Bütün sosyal medya kimliklerinin sorunlarını masaya yatırıyoruz.
Devletin kurumlarına sahip çıkmak en çok CHP'ye yakışır. Fiyat istikrarından sorumlu olan kim: Yasaya göre Merkez Bankası. Sıcak siyaset Merkez Bankası'na müdahale ediyor. Onların sağlıklı karar almasını engelliyor. Yarın zeytinin fiyatı ne olacak elli değil. Herkes zam bekliyor. Merkez Bankası'nın kullanacağı araçları doğrudan kendisi belirler diyor yasa. Saray karar almasını engelliyor. Merkez Bankası'nın kendi kültürü var. Dışarıdan eleman getirmek doğru değil. Kültürünü yok eder. Unutmadık: Merkez Bankası'nın kasasından alınan 128 milyar doların Maliye Bakanı'na bırakıldığı süreci unutmadık. Hangi kurla kime satıldığını bilmiyoruz?
Rezervdeki 123 milyar doların 1 centi bile Merkez Bankası'na ait değil. 128 milyar dolar kime gitti? Kim aldı? Satışını Merkez Bankası değil kendisi yaptı. Türk lirası kar gibi eriyor. Merkez Bankası'nın dolar satması lazım. Kendi doları yok ki satsın. Başkasının. Satamıyor. Devri iktidarımızda Merkez Bankası'nın nasıl çalıştığını, sıcak siyasetin nasıl müdahale etmediğini, ekonominin nasıl düzeldiğini göreceksiniz.
Tefecilere hizmet eden bir siyasi iktidar Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ekonomisini düzeltemez. Sadece ve sadece tefeci sektörüne hizmet eder. Her gün faizi memleketin fakir fukarası ödüyor. Saray ve şukerası bir kuruş ödemiyor. 83 milyonu teslim ettiler. Az kaldı. Sandığa gideceğiz ve hep birlikte göndereceğiz. Bir video paylaştım. Devlet memurlarınıza görevinizi yapın dedim. Siz Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin memurlarısınız. Pazartesi kim yasa dışı talimat verirse orada durun ve yapmayın. Doğru söylüyorum, haklı söylüyorum değil mi?
Onlar malı götürürken bunları söyledim Saray ve şurekası baştan aşağı bunları söyledi: Vesayetmiş, darbeci zihniyetmiş. Allah akıl fikir versin. Hırsızlığa bulaşmayın dedim. Savcılığa suç duyurusunda bulunacaklarmış bulunmazsanız namertsiniz. Saray'ın baş memuru var. Fuat Bey. Vesayet ve paralel yapı oluşturmaya çalışıyormuşum. Çalışanlarımızın diyor. Kimsin sen? Devlet memuru ne zamandan beri çalışanlarınız oluyor. Bu lafı kullandığın andan itibaren toplumu bölüyorsun. Devletin memuru milletin işini yapar. Kullandığım her cümlenin kanunda yeri vardır.