"Hak, hukuk, adalet" sloganlarıyla kürsüye gelen Kemal Kılıçdaroğlu, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. "Ne yaparlarsa yapsınlar, inandığımız yolda kararlılıkla yürüyeceğiz" diyen Kılıçdaroğlu, "Yeni bir dönem başlamak üzere, her birimizin tek tek sorumluluğu var. Yaşlısı genci, erkeği kadını, her birimiz bu ülkenin geleceğinden sorumluyuz. Bu ülkeyi haramilere teslim etmeyeceğiz" dedi.
"KAFTANCIOĞLU" KARARINA TEPKİ
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkındaki cezaların Yargıtay tarafından onanmasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “Parti kapatmakla, farklı düşündü diye insanları hapse atmakla bir ülkeye demokrasi gelmez. O mahkemede görev yapan hakimler unutmasın, bu ülkeye demokrasiyi Saray’a rağmen getireceğiz. Kararı tanımıyorum, kararı veren mahkemeyi de tanımıyorum. Canan Kaftancıoğlu, İstanbul İl Başkanımızdır” dedi.
SADAT TEPKİSİ: "KORKAK BİR YAPI"
Bir dönem Cumhurbaşkanlığı Danışmanlığı yapan emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi’nin kurduğu SADAT’ı eleştiren Kılıçdaroğlu, “Bunun Cumhurbaşkanlığı danışmanlığında ne işi var. Oraya gittik, Engin bey zile bastı. SADAT’ın görevi, amacı nedir bilgilenmek istiyoruz. İki kişi geldi, bir daha gelmedi. Bu kadar da korkak bir yapı. Kendi dilini reddeden, Arapçayı resmi dil yapmak isteyen anlayış Saray'da danışmanlık yapıyor. Ben bayrağımın, vatanımın mücadelesini veriyorum" dedi.
Kılıçdaroğlu devamında, "Açıkça ifade edeyim yolunu kaybeden bir MHP var. Erdoğan'a soru sormak isterim, bu SADAT'çılar senin yanında hizalandılar, sana ne danışmanlığı verdiler. Emniyer var istihbarat var sen bunları bir tarafa atıyorsun getiriyorsun ordudan atılan bir adamı kendine danışman tayin ediyorsun. Çık bunu anlat. Sen bunları ne için kullandın" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamasında öne çıkan kısımlar şöyle:
"Gezi davası tutukluları sanıyorlar ki onlar yalnızlar sanılıyorlar. Onlarla onların aileleriyle onların düşünce ve idealleriyle beraber olacağız. Mücadelemiz demokrasi, insan hakları, yargı bağımsızlığı, kadın erkek eşitliği mücadelesidir. Mücadelemiz hakkı, hukuku bu ülkede inşa etme mücadelesidir. Söylemlerimizi verilere dayandırmak zorundayız. Toplumu ikna etmek zorundayız. Doğruları söylemek zorundayız. Şunu hafızanızdan hiç çıkarmayın AK Parti iktidarlarına kadar ülkeye 57 hükümet hizmet etti. 57 hükümetin harcadığı para 713 milyar dolar. Osmanlının borcunu ödediler, barajlar yaptılar, demir ağlarla döşediler, fabrikalar yaptılar, onurlu durdular dik durdular kimseye gidip yalvarmadılar. Ve onların bir felsefesi vardı her fabrika bizim için bir kaledir diyorlardı. Ekonomik olarak güçlenmek zorundasınız onun için ihracat yapması, Türkiye'nin onuruyla saygın devletler arasında yer alması çabaya bağlıydı. 713 milyar doları harcadılar ve Türkiye'yi 1990 yılında dünyanın en gelişmiş 20 ekonomisinden biri yaptılar. AK Parti iktidar oldu, harcadığı para 2002 ve günümüze kadar 2 trilyon 631 milyar dolar. Tarihimizde eşi görülmedik şekilde bir soygun düzenini başlattılar. Türkiye Cumhuriyeti devletini borç batağıyla karşı karşıya getirdiler. Sizin feriştahınız gelse beni susturamaz. Korkmayacağız, yürekli olacağız. Ülkeyi 12 Eylül karanlığına sokmak istiyorlar. Buradan çıkaracağız ülkeyi.
KAFTANCIOĞLU AÇIKLAMASI
Geçen hafta Erdoğan'ın bir siyasi intikamına tanık olduk. İstanbul İl Başkanımız Canan Hanımı mahkum ettiler. Mahkum etmekle kalmadılar bir de siyasi yasak getirdiler. Yasaklarla özellikle siyasi tutuklularla Türkiye asla yol almamıştır. Parti kapatmakla farklı düşündü diye bir insanı hapse atmakla demokrasi gelmez. Demokrasi herkesin özgürce düşüncesini ifade edebildiği ortamı yaratmak demektir. Akıl akıldan üstündür. Benim söylemime katılmayabilirsiniz ama dinleyebilirsiniz. Canan Hanımın hapse atılmasını isteyenler, seçilmiş mahkemeler, seçilmiş hakimler, o mahkemelerde görev yapan hakimler şunu unutmasın bu ülkeye demokrasiyi, özgürlüğü size rağmen getireceğiz. Bu ülkeye kardeşliği saraya rağmen getireceğiz."
ATATÜRK HAVALİMANI ÇIKIŞI
Psikolojik harp metotlarından birini devreye soktular. Öncelikle bütün vatandaşlarımın bilmesini isterim. Atatürk Havalimanı’nda yapılan net bir ihanettir. Bu iş 'Talimat aldım, mecburdum’ diyeceğiniz bir iş değildir, bunun adı vatana ihanettir."