Kılıçdaroğlu, "Bu ülkenin güçlenmesi için çabalayan tüm büyüklerimize rahmet diliyoruz. Hangi partiden olursa olsun, CHP'den selam gönderiyoruz. Siyasi partilerin temel görevi sorun yaratmak eğil, var olan sorunları çözmektir. Bu çerçvede hareket edersek sorunlardan da, kavgadan da kurtuluruz. Şimdi Çınardere'den gelen arkadaşlar orada 50 yıldır oturuyorlar. Kiminin tapu tahsisi var kiminin tapusu ama 50 yıldır oradalar. Orası oralar için vatanın ayrılmaz bir parçasıdır. 460 aile var benzer aile var. Sizin yakınınızda Kartal'da da aynısı vardı, biz halletik. Sözüm söz, Pendik'i bize verin tapunuzu alacaksınız" dedi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Meclis'e geldiğinde korumalarının her tarafta eli silahlı olarak dolaştığını söyleyen Kılıçdaroğlu yaşanan duruma tepki gösterdi. Bunun korkuyla ilgili olduğunu söyleyen CHP lideri, "Polisten korkuyorsun, askerden korkuyorsunuz, halktan korkuyorsun; en çok da benden korkuyorsun" dedi.
Kılıçdaroğlu Osmangazi Üniversitesi'nde 4 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırıya ilişkin olarak, "AKP'nin başındaki zat, insanları muhbirliğe zorladı, bu katliamı yapan kişi kime kızdıysa FETÖ'cü demiş" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:
Bu ülkenin güçlenmesi için çabalayan tüm büyüklerimize rahmet diliyoruz. Hangi partiden olursa olsun, CHP'den selam gönderiyoruz. Siyasi partilerin temel görevi sorun yaratmak değil, var olan sorunları çözmektir. Bu çerçevede hareket edersek sorunlardan da, kavgadan da kurtuluruz. Şimdi Çınardere'den gelen arkadaşlar orada 50 yıldır oturuyorlar. Kiminin tapu tahsisi var kiminin tapusu ama 50 yıldır oradalar. Orası oralar için vatanın ayrılmaz bir parçasıdır. 460 aile var benzer aile var. Sizin yakınınızda Kartal'da da aynısı vardı, biz halletik. Sözüm söz, Pendik'i bize verin tapunuzu alacaksınız."
"Önce casus dediler..."
Önce casus dediler, müebbete hapis ettiler. 25 yıla düşürdüler, olmaz dediler. Sonra 5 yıla düşürdüler. Hakim arkadaşlara soruyorum. Ne yapıyorsunuz siz? AYM'ye sesleniyorum. Sizden nasıl olursa olsun bir karar bekliyoruz. Adaletsizliği büyütüyorsunuz. Enis Berberoğlu suçludur diyorsanız kararınızı verin, adalet arayalım, önümüze set çekiyorsunuz. Hem adaletin önünü tıkıyorsunuz, hem yargının önünü tıkıyorsunuz. 301 gündür bekliyoruz. Neden içeride? Milletvekilleri için de aynısını söylüyorum. Onların adı var, gelir Meclis'te konuşurlar. Onlar milletin vekili. 20 Temmuz darbesi oldu. Yargı korkuyor darbecilerden, üniversite hocası korkuyor. Korkmayan kim, biz korkmuyoruz. Demokrasiyi getireceğiz. Oy verip vermemesi önemli değil, mağdurun yanında olacağız. Zalimin karşısında ses çıkarmamazlık yapmayacağız. Mağduriyetin giderilmesi için üstüne gideceğiz.
"Bu kurumda liyakat olması lazım"
Yaklaşık 200 yıldır bir kurum varsa, bu kurumda liyakat olması lazım. Sağlıklı yönetilmesi lazım. Bu kurumda görev yapan tüm arkadaşların uygar bir teşkilatta görev yapıyorum, kimse yasadışı talimat vermiyor diyerek çalışması lazım. Şu soruyu soralım; polisler hayatımızın hangi aşamasında var. Kimimizin damadı, gelini, babasıdır. Her ailede yakın veya uzakta bir akrabalık vardır. Polis arkadaşlarımız zaten bizim hayatımızın bir parçasıdır.
"Polis şevkatli olmalıdır"
Polis verilen emirleri yerine getirirken şevkatli olmalıdır. diyor Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Polis teşkilatında 200 yıldır liyakat sistemi oturdu mu? Bizce oturmadı. Polis teşkilatını A'dan Z'ye kadar teslim eden kim? Bir numaralı adamı söyledim, sarayda oturan zat. Siyasi ayak odur. Delilleri toplayan bütün polisler içeri atıldı. Yaklaşık 200 yıllık bir kurum, terör örgütü tarafından siyasi iktdar tarafından ele geçiriliyor. Polisin maaşını kim öder. Polis hükümetin değil, devletin polisidir. Hükümetten aldığı konusu suç olan emirleri yerine getirmez. Madde suçluları ortaya çıkaracaksın diyor. Vatandaş vergisini öder polis maaşını alır, polis hükümetin değil devletin polisidir. Polise sıkılan her kurşun millete sıkılmıştır. Polis hükümetin polisi olursa baskı aracı olur. Polis hükümetin değil halkın polisidir. Öyle bakmak lazım. Polisi hükümetin polisi olmak noktasında eğitirseniz halktan koparsınız. Hükümetin polisi olunursa polis saygınlığını kaybetmiş olur. 1934'teki yasa açık ve net şekilde polis devletin polisi olmak zorundadır diyor. Emredici bir hüküm getirilmiş durumda. 173 yıllık bir teşkilat geleneklerini, örfünü adetlerini güçlendirdi mi maalesef hayır. Polisi daha özerk bir yapıya getirmeye hepimizin ihtiyacı var. Siyasetten uzak tutmamız lazım. Siyasete bulaşırsa adaleti kaybederiz. 75 saat mesai yapan polis var.
"Polis teşkilatının üzerinde oyunlar oynanıyor"
Evine gidemeyen polis var. Yine polis teşkilatının bir diğer sorunu, çalışırken aldığı ile emekliyken aldığı arasında yüzde yüz fark var. düne kadar 5 bin ile geçinirken hayat standartınız yarı yarıya düşüyor. Polis emeğinin karşılığını alsın. Güvenlik güçlerine teşekkür ediyoruz. Şehitlerimizi de rahmetle anıyoruz. Polisten bazı yetkilerin alındığını görüyoruz. Yetkileri göç idaresine verdik. Göç idaresi terörü ne bilecek ya. İkamet tezkerelerinin kime verildiğini polis dahil bilmiyor. Siz bazı terör örgütü militanlarını korumak mı istiyorsunuz? Yabancı göçlerle ilgili bilgiler polis teşkilatına verilmiyor. Biz dillendiriyoruz, ülkemizi seviyoruz. İnsanımızın huzur içinde yaşamasını istiyoruz. Polis teşkilatı üzerinde son zamanlarda oyunlar oynanıyor. neden, hala güvenilmiyor.
Roman kardeşlerime açık söylüyorum; kimliğiniz, inancınız ne olursa olsun, insan Allah'ın yarattığı varlıktır dedik, başımızın üstünde yeriniz var. Romanlar gününüz kutlu olsun. Bir çalışma oldu, ve Romanların 5 sorunu olduğunu tespit ettik. 12 yıllık bir eğitim getirirseniz, servis, kalem, kitap ücretsiz olursa hiçbir romanın çocuğu okulu bırakmaz. Kitap, defter, kalem alamıyor okulu bırakıyor. Sadece Romanlar değil, tüm fakir aileler aynı durumda. Kitabı veriyorsun, defteri, kalemi, silgiyi, servisi, öğle yemeğini niye vermiyorsun. Romanlara kucak açan, sorunlarını çözen tek parti CHP'dir. Çünkü CHP Atatürk'ün partisidir. Romanlar günlük yaşıyorlar diyorlar. Sen 5-6 bin lira verdin de Romanlar mı günlük yaşadı. Onlara aile sigortasını anlattım. Hiçbir Roman annesi dilenmeyecek. Aile sigortasına alacağız, herkesin parasını vereceğiz. İnsan gibi yaşayacak, evinde oturabilecek.
Osmangazi Üniversitesi'ndeki katliama değinen Kılıçdaroğlu, "Bir akademisyen, hayatını bizim çocuklarımıza vermiş bir kişi, 4 akademisyeni katletti. Bu noktaya nereden geldik? Nasıl oldu da bir üniversitede katliam oluyor? AK Parti'den bir zat vatandaşları, muhtarları, bakkalları muhbirliğe zorladı. Bu katliamı yapanda her kızdığını FETÖ'cü diye suçlamış. Cadı avı başladı. Hapishaneler doldu taştı. Aile boyu suçlamalar yapıldı. Bu ortam hazırlandı. Ölen kişinin kanları bu muhbirliğe vatandaşı zorlayan zatın yakasındadır." şeklinde konuştu.
Şeker Mitingi'ni değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Asla oraya bir parti bayrağı ile gitmeyeceğiz dedik. Şeker vatandır, vatan satılmaz dedik. Her vatandaş yılda 35 kilo şeker tüketiyor. Bir kişi hariç. Saraydaki zat bal ve badem ile besleniyor. Sen badem sütünü nerede kullanıyorsun diyorum, tık yok. Kılıçdaroğlu diyince dili kapı gibi maşallah. Bir yıl petrol kullanmazsanız ölmezsiniz, ama bir yıl şeker kullanmazsanız ölürsünüz. Kardeşim şeker üret, Ortadoğu'ya sat. İngiliz, Fransız satana kadar sen sat. 15 yılda bir şeker fabrikası açmamış. Atatürk, İnönü, Menderes, Ecevit, Erbakan, Özal kurmuş ama bir kişi kurmamış. Onlar kurmuş ben satacağım diyor. İntikam alacağım diyor, kimden Demirel'den, Erbakan'dan, Ecevit'ten. Sana o fabrikaları kapattırmayacağız diyoruz. Binlerce kişi çalışıyor, hayvanlara posası kullanılıyor, hayvancılığı öldürdüler. Dünyanın en pahalı yemini veriyorsun. Artık yem de bulunmuyor, saman ithal ediyorsun. Ormandan 3 kat daha fazla oksijen üretiyor şeker pancarları. Yok etmek için adeta yemin etmişsiniz. Tüm araçlarıyla üstümüze geliyorlar. TV, gazete, radyoyla üstümüze geliyorlar. Siz kimsiniz, biz kimiz. Biz Kuvayi Milliye'ciyiz. Biz kendi vatanımızı koruruz. Kendi kendine yeten 7 ülkeden biri olan Türkiye, 7 ülke arasından çıktı. Erzurumluya, Yozgatlıya sesleniyorum. Oy verdin, her sene nüfusun azalıyor. Herkes büyük şehirlere gidiyor ekmek bulabilir miyim diye. Yakayı tefeciye kaptırdılar. 150 milyar dolar faiz ödediler. Dilin kapı kadar uzun desene 150 milyar dolar faiz ödemedik diye. Hiç kimse günaha, harama ortak olmasın. Düne kadar bağırıyorlardı faizler çok yüksek, KHK ile düşmezmiş. Talimat ver o zaman. Zirat Bankası, Halk Bankası, Vakıflar Bankası emrinde. 700 milyon doları verecekler o TV'ler, gazeteler, CHP'ye kapalı olacak. 7/24 konuş, millet senden bıktı ya. Koltuk ittifakı kurdular, biz şeker ittifakı kurduk. Çorum'dan sordum beyefendiye, sevgili Erdoğan, Türkiye Sudan'da tarım arazisi kiraladı. TRT Haber yayınladı. Tık yok. Çiftçiye sesleniyorum, Sudan'daki vatandaşı destekliyor, seni köstekliyor. Sandıkta hesabını sormak senin namus borcun, namus."dedi.
Cumhurbaşkanının tarafsız olması lazım diyen Kılıçdaroğlu, "Muhtarlar kongresine gidiyor, il, ilçe kongrelerine gidiyor. Sen namusun ve şerefin üstüne yemin ettin ya. Bir siyasetçi namusunu ayaklar altına alır mı ya. Bu ülkede milyonlarca kişi rahatsız diyorum. Bunları diyince siz doğruları söylemiyorsunuz diyorlar. KHK ile işçi sorunu çözülmez diyor. İbrahim Kaboğlu, Pelin Buzluk, Funda Cantek'i atıyorsun, KHK ile atıyorsun ama bir işçiyi aldıramıyorsun demek senin gücün yetmiyor arkadaş. KHK ile faiz inmezmiş, ben de biliyorum inmez. Üretim ile iner. Senin bunları anlama yeteneğin yoksa günah bende değil ki. Sağ olsun beni övmüş. Ömründe devletten aldığının dışında tek kuruş kazanamamış diyor. Evet devlette çalıştım. Bütün hayatımı incelediler. Bir kuruş yolsuzluk bulamadılar, bulamazsınız. Biz de kul hakkı yememiz söz konusu olamaz. Bizim Man Adası'nda şirketimiz yok. Bu ülkede vergi vermemek için Man Adası'nda şirket kuranların arkasında duruyorsun. Diyordu ki yırtık ayakkabı ile siyasete girdim, ben yırtık ayakkabı ile girmedim. Mal varlığımı siyasete girerken açıkladım. Sen mal varlığını internet sitesine bile koyamıyorsun. Bir eğri beni övdü. Devlet yönetmek için garip gurebanın hakkına dokunmamak gerekir." ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın er meydanına gel sözlerine yanıt veren Kılıçdaroğlu, "Er meydanına gelmezsin diyorsun. Nihayet söyledin. Şimdi sana söylüyorum. Er meydanını tespit et gelmeyen şerefsizdir." dedi.