Bazen hayatta şok olduğunuz anlar olur.
Kişiliğini bilmediğiniz ama temsi ettiği sorumluluğu kaldıramayan insanların, ağlamalı, ağlamaklı hallerini gördüğünüzde, klasik Türk Filmlerindeki şok sahnelerini izlemiş gibi olursunuz.
Sivil Toplum Örgütü başkanı kadın, işte böyle ağladığını gördüğümde, neden ağladığını öğrendiğimde öyle şok oldum.
Buradan ne o Sivil Toplum Örgütü’nün adını yazacağım, ne de başkanı olan hanımefendini ismini.
Ancak ağlamasının gizli kalmasını da istemiyorum. Bulunduğu başkanlığın manevi kıymetini bilmesi için.
Öncelikle şunu bilinmesinde fayda var, Sivil Toplum Örgütü kurmak ve onun başkanı olabilmek manevi bir sorumluluktur.
Yani, maddi bir beklenti, bir makam beklentisi değildir, olmaması da gerekir.
İzmir’de birçok Sivil Toplum Örgütü’nün kuruluşunda, hatta bazılarında bizzat kurucu başkan olarak hareket ettiğim için birçoğumuzun gözünde zar, zor gibi görünen dernek kurmayı kısaca yazayım.
İzmir İl Dernekler Müdürlüğü’nün internet sitesine girin, etrafınızda 16 tane kurucu üye ve denetim görevi yapacak insan bulun, isimlerinin altına imza atsınlar sizin de nur topu gibi bir Sivil Toplum Örgütünüz olur.
İster adını ‘Karabağlarda Yolla Yürüyenler Derneği’ koyun,
İster adını, ‘Buca’da Üzümü Sevenler Derneği’.
Sonra önce resmi, sonra tüzel kişileri temsil edenlerle görüşün, onların bağışları akacaktır. Çünkü derneğinize yapılan bağışlar, vergilerde indirim konusu olduğundan, bağış yapmak istemiyorum, vergide indirim almak istemiyorum diyecek ticari zekâya sahip insanı zor bulursunuz.
Alacağınızı dağıtacak çalışan üyeniz de varsa her şey yolundadır.
Sivil Toplum Örgütlerinin bir de bozulma anı vardır. Sosyal etki ve çevre STK Başındakinin en büyük rahatsızlığıdır.
O 16 kişiyle kurulan, 20 kişiyle çalışan, vergilerden muaf bağışlarla çevresinde sevilmeyen başlayan STK Başkanın, gözünde artık STK Başkanı olmak yetmez.
Meclis Üyesi olmak ister, Belediye Başkanı olmak ister, Milletvekili olmak ister, gücü yetmez bilir ama rüyasında Bakan bile olmak ister.
Geçtiğimiz günlerde bir STK Başkanı kadının ağladığını gördüm.
Şok oldum.
Kim ağlattı bu kadını!
Sonra kafamdan kadının ağlamasını birkaç şeye yordum.
Önce,
İnsanlara fazla yardım edemediği için ağladığını düşündüm.
Sonra,
Üyeleriyle arasında bir fikir tartışması çıktığı için ağladığını düşündüm.
En sonun da,
STK Başkanlığını bırakma zorunda kaldığı için ağladığını düşündüm.
Ama aklıma,
Belediye Meclis Üyesi olamadığı için ağladığı inanın hiç gelmedi.