KİME NE?

Banu Pirinçcioğlu

İnsanlar sorular sorarlar.

Bir cinayet soruşturmasındaki dedektif misali, çok seçenekli soruları vardır.

Ne, neden, kim, nasıl, niçin.

Her konuda fikir sahibi oldukları için sormaktan çekinmezler.

Her soruya uygun cevapları, çözümleri vardır.

Tabii ben bizim ülkemizin isanlarından bahsediyorum. Elbette her ülkenin dedikodu seven meraklı teyzeleri vardır, ancak bizimle yarışamazlar.

Evli değilseniz sizi evlendirmeye, çocuk sahibi değilseniz çocuk dünyaya getirmenize yardım etmek isterler. Bazen aile bakanı bazen bir ebe olurlar.

Sizin istekleriniz çok da önemli değildir.

Ama artık evlenmen aileni kurman gerekir diye girerler konuya.

Belli bir yaşa geldiyseniz, örneğin 25, evlilik çağınız gelmiş geçmiştir.

Evlenmen lazım, neden kimseyi beğenmiyorsun, neden istemiyorsun  sorularına maruz kalmanız normaldir.

Evleninceye kadar başınızın eti yenilir.

Meraklı komşularınızı evlilikle mutlu ettiyseniz, sırada çocuk vardır.

Ne zaman geliyor bebek? Hadi artık zamanı geldi, bir çocuk ister. Çocuksuz evlilik olmaz. Bebek haberini ne zaman alacağız inşallah?

Bir çocuk olmaz ama, çocuk yalnız kalmamalı, en az iki çocuk yapın.

Bakın sizin hiç endişe etmenize gerek yok. Hayat planınız tanıdıklarınız, akraba ve komşularınız tarafından yapılıyor zaten. Size kalan uygulamak.

Peki hiç aklınıza geliyor mu, ısrarla çocuk siparişi verdiğiniz o kişilerin belki çocuğu olmuyor? Herşeyi sizinle paylaşmak zorundalar mı? Belki kendilerine bile itiraf edemedikleri bir sızı var içlerinde. Siz durmaksızın çocuk da çocuk dedikçe çok üzülüyor olamazlar mı?

Belki evliliğinde sorun yaşıyor, belki evlendiği kişi anne/ baba olmaya uygun değil?

Ve en önemlisi de belki bunu sizinle paylaşmayı uygun görmüyor.

Ne zaman anlayacağız kimsenin hayatının kimseyi ilgilendirmediğini?

Özel hayatın gizliliği  diye bir kanun bile var. Kanun bile varken siz kim olarak karışıyorsunuz ki?

Neden evlenmiyorsun, neden çocuk yapmıyorsun, neden çalışmıyorsun, neden çalışıyorsun, neden çok geziyorsun, neden gezmiyorsun...

Soruların sonu yok.

İhtiyacınız olan iki kelime var sadece.

Birincisi sana ne, ikincisi bana ne.

Bu iki basit ve konuya nokta koyan kelimeyi kullanmayı öğrendiğinizde hayatınıza gelen hafifliğe inanamayacaksınız.

Özel hayatınıza karışma hakkını kendinde gören kişilere rahatlıkla sana ne diyebilirsiniz. Ayıp olmaz. Bilakis çok yerinde olur.

İnsanların  hayatları sizi ilgilendirmiyor. Bana ne demeyi iyice öğrenin.

Her konunun uzmanı olmadığınızı bir anlayın. İşte, aşkta, finansta,tıpta uzmanlaşmış olamazsınız.

Herkes kendi hayatından sorumludur.

Kime ne?