Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir Uluslararası Biyotıp ve Genom Enstitüsü - iBG-izmir’de Kişiye Özgü Hassas Tıp alanında Türkiye’nin Vizyonu’nu tartışmak üzere bir üst düzey beyin fırtınası ve AB proje toplantısı yapıldı. iBG-izmir ve DEPARK’ın Avrupalı ortaklarıyla oluşturulacakları konsorsiyum kapsamında Kişiye Özgü Hassas Tıp Ar-Ge programı ve hedeflenen ekonomik etkileri ulusal paydaşların değerli temsilcileri ile gözden geçirilerek görüş ve tavsiyeleri proje programlarına yansıtıldı.
iBG-izmir ve DEPARK Sağlık Teknoparkı, Kişiye Özgü Hassas Tıp uygulamalarının yaygınlaşabilmesi için gerekli olan araştırma, geliştirme ve uygulama faaliyetlerini gerçekleştirmek üzere ele ele vererek yukarıda sözü edilen ekonomik değişimin önemli motorlarından birisi olmayı hedeflemektedir. Bu doğrultuda, Avrupa Birliği ülkelerinden farklı biyomedikal araştırma merkezleriyle işbirliği anlaşmaları gerçekleştirilmiş̧ ve AB H2020 Programı kapsamında bir “TEAMING” projesi tasarlanmıştır. TÜBİTAK nezdinde ilk aşamayı geçen bu projenin nihai toplam bütçesi 30 milyon Euro olup bunun yarısı AB H2020 Programı, diğer yarısı ise Kalkınma Bakanlığı tarafından karşılanacaktır.
Geleceğin tıbbına hakim olması beklenen ve bilim literatürüne “Personalized / Precision Medicine” olarak giren Kişiye Özgü Hassas Tıp uygulamalarının temelinde hastanın sistematik bir yaklaşımla ele alınması yatmaktadır. Kişiye Özgü Hassas Tıp uygulamalarının ana hedeflerinden biri ulusal sağlık harcamalarında önemli tasarruf sağlamaktır. Hastaya bir yandan en uygun ilaçlar en uygun dozlarda verilirken, diğer yandan kişiye özgün koruyucu hekimlik uygulamaları ile hastalıkların önlenmesi hedeflenmektedir. Böylece, hem hasta refahı maksimize edilecek, hem de gereksiz sağlık harcamaları minimum seviyeye inecektir.
Kişiye Özgü Hassas Tıp uygulamalarının ilk örnekleri hedefe özgün kanser tedavileri alanında hayata geçmektedir. Önümüzdeki yıllarda bu uygulamaların diğer hastalıklara da hızla yayılması beklenmektedir. Ancak, bu uygulamaların hayata geçirilebilmesi için biyoteknoloji, genombilim, farmakogenomik, biyoinformatik, klinik bilimler gibi alanlarda özgün araştırma ve Ar-Ge faaliyetlerinin yoğun olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu aktivitelerin ülkemizdeki ekonomik etkisinin özellikle hedefe yönelik biyoteknolojik ilaçların geliştirilmesi ve üretimi ile genom temelli yeni tanı teknolojilerinin geliştirilmesi ve tanı kitlerinin üretimi alanlarında olması beklenmektedir. Kişiye Özgü Hassas Tıp alanı, yaklaşık 10 yıllık bir süreç içinde, ülkemizde ilaç / sağlık endüstrisinin bir transformasyon geçirerek uluslararası rekabette önemli bir aşama kaydetmesinin önünü açacağı gibi, tıbbi tanı ve biyoinformatik alanlarında yeni bir biyoteknoloji / bilişim sektörünün ortaya çıkması için büyük bir fırsat olacaktır.