Türk Kızılay’ın her anlamda en yoğun çalıştığı dönemde, Kızılay’ın tartışma konusu yapılmasını karşı çıkarlardan birisiyim.
Kızılay, kendisinden yardım isteyen, destek isteyen herkese ulaşmaya çalışıyor.
Eline hayırseverlerin verdiklerini en iyi şekilde dağıtmaya çalışıyor.
Destek isteyenlere ulaşmaya çalışıyor.
Destek isteyenleri bulmaya çalışıyor.
Arada desteği suiistimal edenleri de ayrıştırmaya çalışıyor.
Canla başla, gece gündüz demeden, birçoğu da oruçlu halleriyle sokaklarda geziyor, kolileri taşıyor, insanların yardımına koşuyor.
Şimdi bu halde bu Kızılay’ı alkışlamak, bu Kızılay’da gönüllü olarak çalışanların alkışlamak, bu Kızılay’a bağış yapanları takdir etmek varken, tartışma konusu yapmak neyin nesi?
Elinde desteğe ihtiyacı olan, destek isteyen bir vatandaşın alamadığı Kızılay desteği olur anlarım.
Elinde, yardım edecek gücün kadarıyla desteğin olur ve bunu alacak Kızılay’ı bulamazsın anlarım.
Elimden bir şey gelmiyor ama bir gün de ben yardım etmeye geleyim dersin, seni kabul etmezler bak bunu da anlarım.
Ama Kızılay’ı bunları yapmadan, bunlar elinde yokken tartışma konusu yapmanı siyasetçi değil, ilim adamı bile olsan anlayamam.
Sadece,
Yardımın kıskanıldığı,
Çalışmanın kıskanıldığı,
Desteğin kıskanıldığı,
İyiliğin kıskanıldığı,
Mutluluğun kıskanıldığı,
Barışın,
Huzurun,
Paylaşmanın,
Zor günlerde birlikte olabilmenin kıskanıldığını anlarım.