Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH); akciğerlerdeki hava yollarının kimyasal zararlılar, enfeksiyonlar, yaşlanma gibi hasarla giden süreçler nedeniyle kronik iltihaplanmaya bağlı olarak, hava yollarının daralması, tıkaçlar oluşması, lokal bağışıklık sisteminin bozulması ile karakterize, geri döndürülebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olarak uzmanlar tarafından belirtiliyor. Uzm. Dr. Özgür İnce, genellikle maruziyete göre ilerleme hızı belirlense de genetik ve çevresel faktörlerin KOAH’ta önemli olduğunu vurguladı. Dünyada KOAH’ın en sık görülen sebebinin tütün ve tütün mamulleri kullanımı olduğuna dikkat çeken İnce, her gün dünyada 12 bin kişinin sadece bu sebeple hayatlarını kaybettiğini açıkladı.
Hastalığın en büyük nedenlerinden birinin tütün ve tütün mamulleri kullanımı olduğunu ifade eden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Özgür İnce, “Hastalığın belirtileri öksürük, balgam, nefes darlığı, halsizlik, hırıltılı solunum, göğüste dolgunluk hissi ve ağrı, iş görememe ve giderek belirginleşen solunum sıkıntısıdır. KOAH’ın tedavisinde amaç smeptomları geriletmek, hastalığın ilerlemeye devam etmesini durdurmak ve solunum yetmezliğine bağlı olarak gelişebilecek kalp ve damar hasarları, beyin damar hasarları, karaciğer böbrek gibi hayati organ hasarlarının önüne geçebilmektir. İnsan vücudunun temel çalışma prensibi, enerjisi oksijene bağlıdır. KOAH hücrelere oksijen taşınmasını bozduğundan tüm hücrelerde hasara sebep olabilir, bu da her hastalığın oluşumunda rolü olabileceğini düşündürür. Tütün ve tütün mamulleri kullanımı KOAH’ın en fazla görülen nedenidir. Bazen sadece sigarayı bırakmak tedavide yeterli olabilmektedir. Solunan havadaki kimyasallar KOAH sebebidir. KOAH’ta genetik aktarım söz konusudur. Ayrıca maruz kalınan toksik doz herkeste aynı ölçüde zarar vermemektedir. Bunun sebebi de genetiktir. Madencilik, tarım, inşaat sektörü, kimyasal fabrikalar gibi iş ortamları KOAH’a zemin hazırlayabilirler. Tekrarlayan akciğer enfeksiyonları ve bazı virüs enfeksiyonları KOAH nedeni olarak suçlanmaktadır. Nadiren de olsa astım ile takipli hastalarda özellikle yine sigara kullanımıyla KOAH’ın daha çabuk geliştiği gözlenmiştir. İleri yaş akciğer immün sisteminin etkisinin bozulması ve doku yenileme tamir mekanizmalarının yavaşlaması nedeniyle yaş da KOAH için sebep gösterilir” dedi.
Kronik ilerleyici bir hastalık olduğundan KOAH’ın tedavisinde zahmetli ve uzun süreli olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Özgür İnce, “Egzersiz, protein ve antıoksidan yüksek omega 3 ağırlıklı beslenme, yeterli uyku, dinlenme ve stres ile mücadele, tüm kronik hastalıklarda olduğu gibi KOAH’ta da olmazsa olmazdır. Sigarayı bırakmak, tedavinin en hızlı yanıt veren yöntemidir. Bronkodilatatör ilaçlar; hava yollarının genişlemesini, pasajın açılmasını sağlarlar. Kortikosteroidler; akut ve kronik enflamasyonun tedavisinde endikedirler. Mukolitik ve ekspektoranlar; balgam oluşumunu azaltma ve mevcut olanı çıkarmaya yönelik yardımcı olurlar. Oksijen tedavisi; artık solunum yetmezliği gelişmeye başladığında vücudun oksijen ihtiyacına destek verir. Pulmoner rehabilitasyon; KOAH’ta kas kaybı ve efor kapasitesi düşüklüğünün önüne geçmek, bronşiyal sekresyonların atılmasını destelemek, hastaları daha mobil ve aktif kılabilmek için kullanılır. Girişimsel işlemler ise KOAH’ın amfizem tipinde bronşiyal valfler kullanılabilmektedir. Akciğerlerde fonksiyon dışı boşluğu bertaraf etmekte oldukça etkilidirler. Son zamanlarda yeni gelişen KOAH balon katater tedavisi mevcuttur” diye konuştu.
Balon katater uygulaması hakkında da bilgi veren Uzm. Dr. İnce, “KOAH’ın girişimsel tedavileri arasında bronkoskopi denilen akciğer endoskopisi yöntemiyle uygulanabilen yeni bir tedavi şekli daha vardır. Bu yöntem ileri KOAH’ta ve kronik bronşitik tipte etkili olabilmektedir. Daralmış bronşların genişletilmesi, kronikleşmiş mukus salgısını gidermek ve solunum kapasitesini yükseltmek için yapılır. Öncelikle işleme uygun olan hasta belirlenir. Uygunluk varsa hasta detaylı tetkik edilir genel anestezi ile entübe edilir. Entübasyon tüpü içerisinden bronkoskopik balon katater ile ulaşılabilen tüm bronşiyal yollara işlem uygulanır. Totalde yaklaşık 2-3 saat süren bir işlemdir. Katater ucundaki balon diye adlandırılan yapı dakikada yüzlerce defa şişip inerek bronş duvarlarında adeta bir zımparalama yapar. Balon katater uygulamasının başarı oranı kişiden kişiye bağlı olmak üzere değişkenlik gösterir. Bu parametrelere bağlı olarak yüzde 20-80 oranında akciğer kapasitesinde artış görülmektedir” şeklinde konuştu.