Ege ve Akdeniz bölgelerinde daha çok tatil beldelerinde yaşayan hayvanlarda görülen tropik leishmaniasis hastalığının, halk arasında ‘kum sineği ve yakarca’ olarak bilinen tatarcık sineğinin sağlıklı bir hayvanı ısırmasıyla Türkiye’nin diğer bölgelerine de yayılabildiği belirtildi. İnsanlara da bulaşabilen ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde risk oluşturan zoonoz hastalıktan korunmak için hayvan sahiplerinin tatilde beraberlerinde götürdükleri köpeklerini korumaları gerektiği kaydedildi.
Leishmaniasis hastalığının teşhisi ve tedavisine öncülük edecek bir çalışmaya imza atan Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdar Paşa, hastalıktan korunmak için hayvan sahiplerine uyarıda bulundu. Ege ve Akdeniz bölgelerinde tropik hastalıklarla sık karşılaşılabildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Serdar Paşa, önemli seyreden bazı hastalıkların zoonoz yani hayvanlardan insanlara geçebilmesi nedeniyle özellikle üzerinde yoğunlaştıklarını söyledi. Paşa, “Bölgede 2000’li yıllardan sonra çok daha yaygınlığını tespit ettiğimiz köpeklerde leishmaniasis gibi bazı vektörlerle bulaşan hastalıklı hayvanlar kliniğimize çok sık geliyor. Bu sadece Ege Bölgesi değil; aynı zamanda Marmara ve Akdeniz bölgelerinin yanı sıra Türkiye’nin birçok farklı ilinden bu hastalığın gerek tanısı ve tedavisi hakkında bizden bilgi alınıyor, hatta hastayı bile buraya getirebiliyorlar. Hastalığın tanısı hızlı bir şekilde gerçekleştirdikten sonra tedavisi ya da tedaviden öteye korunma yöntemleri çok önem arz ediyor. Biz de hastalığın tedavisi ve korunmasına yönelik olarak bir takım uygulamalar yapıyoruz” diye konuştu.
Tatil beldelerine geçici olarak taşınan köpekler hastalığı taşıyor
Leishmaniasis hastalığının turizm bölgesi olan ilçelerde çok daha büyük önem arz ettiğinin altını çizen Prof. Dr. Paşa, “Örneğin İstanbul’da hastalığın görülme riski az oluyor ama hayvan sahipleri tatil döneminde İstanbul’dan Bodrum’a, Kuşadası’na köpeklerini beraberlerinde getirdiklerinde sağlıklı bir köpek bu hastalıkla karşılaşabiliyor. Halk arasında ‘kum sineği ve yakarca’ olarak bilinen tatarcık sineği, sağlıklı bir köpeği ısırdığında hasta olan hayvandan aldığı etkeni bulaştırabiliyor. Bu hayvan İstanbul’a veya başka bir yere geri döndüğünde bazen 10 gün, bazen ise 1 sene sonra hastalık tablosu ortaya çıkabiliyor. O bölgelerde hastalık yaygın görülmediği için teşhis etmeleri zor olabiliyor. Özellikle 2000’li yıllarda bu hastalığın teşhisini koymak zor zordu fakat biz burada fakülte olarak buna bir öncülük ettik. Serbest veteriner kliniklerinde çalışan meslektaşlarımız en azından bu hastalığın Türkiye’de var olduğunu tanıdılar. Açık ve net olarak söyleyelim halen bunu bilmeyenler var. Buna yönelik bilgilendirmelerimizi sürdürüyoruz” şeklinde konuştu.
“Karanlıkta köpeğinizi dışarı çıkartmayın”
Leishmaniasis hastalığının insan sağlığı açısından da bir risk oluşturduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Paşa, şu uyarılarda bulundu: “Hastalık mikrobuyla enfekte olan bir köpeği ısıran kum sineği, tekrar gelip bir kişiyi ısırdığında hastalık insanlara geçebiliyor. Bu da bağışıklık sistemi zayıf olan insanlarda, çocuk ve yaşlılarda daha büyük risk faktörleri oluşturuyor. Hastalık insanlarda gerek iç organlarda gerekse deri yüzeyinde çıban şeklinde bir takım bozukluklara neden olabiliyor. Bu durum özellikle Çukurova ve Urfa yöresi ile güney bölgelerde yaygın görülüyor. Koruyucu olarak yapılacak tek şey tatarcık sinekleriyle mücadeledir. Bunun için de sineklerin yoğun olarak bulunduğu ve etkin olduğu dönemlerde köpeklerimizi dışarı çıkarmadan içeride tutmaya çalışacağız. Kum sinekleri daha çok akşamları aktif hale geliyor. Risk taşıyan bölgelerde gün batımından gün doğumuna kadar olan zaman diliminde köpekler içeride tutulursa veya sineğin köpeğe ulaşmasını engelleyecek tasmalar kullanılırsa hayvan ve insan sağlığının korunmasına katkı sağlanacaktır”
Köpeklerde leishmaniasis hastalığı
Leishmaniasis, protozoa grubundaki leishmania türü parazitlerin oluşturduğu hastalığın tıbbi terimi olarak kullanılıyor. Leishmania, köpeklerde deri reaksiyonları ve iç organ reaksiyonları olmak üzere iki farklı formda görülüyor. Kala-azar dumdum humması olarak bilinen türü, en şiddetli formu olarak biliniyor. Leishmaniasis, zoonotik bir enfeksiyondur. Yani köpeğin deri lezyonunda bulunan organizmalar insana bulaşabiliyor.
Leishmaniasis, Orta ve Güney Amerika’nın yağmur ormanlarından Batı Asya’nın çöllerine kadar değişik coğrafyalarda görülse de tatarcık sineği popülasyonu için en uygun ortamlar özellikle tropikal ve subtropikal bölgeler oluşturuyor. Kutanöz leishmaniasis olgularının yüzde 90’ından fazlası Afganistan, Pakistan, İran, Türkiye, Suriye, Suudi Arabistan, Cezayir, Brezilya ve Peru’da; visseral leishmaniasis olgularının yüzde 90’dan fazlası ise Hindistan, Bangladeş, Nepal, Sudan ve Brezilya’da görülüyor.