Öğreniyorum sevdiğim öğreniyorum...
Dudaklarına bir nefes çekimlik yakınken aramıza dağları sıralamayı öğreniyorum.
Dilimde besmele ettiğim adını zehir gibi acı acı yutkunmayı öğreniyorum.
Olurda şu yalan dünyanın hastalıklarına gafil avlanırsam, seni unutmayayım diye sık sık kendime hatırlatmam gerekenler olduğunu öğreniyorum.
Mesela her sabah adıni anıyorum.
Sonra, bana ölümü unutturan yosun yeşili gözlerine bakıyorum uzun uzun...
Aklar düşmüş olan saçlarına dokunurken hangi saçını sevgim ağırtmış olabilir ki diye düşünüyorum.
Elimi saçlarından çekerken sakalların önümü kesiyor.
Yüzümde acı bir tebessümle sakallarına dokunuyorum.
Ne çok anı sakladım ben o sakallara bilmiyorsun.
Gözlerini kapattığın o kısacık anlarda sessiz sedasızca kocaman sevdamı anlatmıştım her birine.
Birgün benden çekip gidersen beni sana hatırlatsınlar diye damla damla öpüslerimi emanet etmiştim, sır dolu sakallarına.
Kaç bahar daha bu korkuyla yaşarım, kac mevsim daha gözlerinde yaşama sevinci bulurum bilmiyorum.
Bildigim tek bişey var o da seni seven bu kalp bende olduğu sürece seni ölümüne seveceğim.
Bildiklerim bana bilmediklerimi öğrettiyse eğer inanıyorum ki unutacaklarim da yine bana seni hatırlattıracaktır.
Ve yine öğrendim ki sana çıkacak olan tüm yollar kapalı biliyorum. Kapalı yollar aralanmayacak, senin yolun bana daima yokuş olacak.
Korkunun ecele faydası yok derler hani büyüklerimiz...
Iste ben faydasız korkularımla birgün sona geleceğiz diye öyle korkuyorum öylesine korkuyorum ki korktukca başa dönüyor yine yine seni seviyorum.