Aylardır doğru düzgün sosyal hayat yaşamamamıza neden olan korona virüsü, sonunda gözümü de girdi.
Göz doktoru olanların açıklamaları bu yönde.
Doktorlar diyor ki, stresin vurduğu iki yerden birisi gözler.
Korona virüs sürecinde de insanların, normal hayatın sosyal etkinliğinden uzak durmak, kısıtlamalar içinde yaşamaktan kaynaklı stres kaynağı oluştuğunu gerçeğini eminim hepiniz kabul ediyorsunuzdur.
Zaman zaman sosyal medya hesaplarından yapılan çağrılar, isyanlar, önermelerin temelinde de bu strese sebep olan virüsten kurtulmak geliyor.
Hastalanmadığı, ölmediği için şükreden insanların, ya hastalanırsam, ya ölürsem korkusuna bağlı stresli aylar yaşandı.
Hastalanmayan, ölmeyen insanları ise kısıtlamalara bağlı olarak ekonomik şartların her gün biraz daha kötüye gitmesi de stres yaptı.
Bu kadar stresi çıkarabilmek için de, felekten bir gün çalmak, şöyle hafta sonu bir dağ, bayır gezmek, ailecek, dostlar hoş sohbetler içinde eğlenmek de yok.
Yani stres geliyor, dışarı çıkamadığımız gibi o stresi dışarı çıkaracak hiçbir şey de olmuyor.
Gelen birikiyor, birikiyor ve ya kalbe, ya göze vuruyor.
Gözleri korumak ve kurtarmak isteyenlere göz doktorları ise 20 artı 20 artı 20 kuralını öneriyorlar.
Bu kadar kısıtlama içinde doğal olarak sosyalleşmeyi ve kendini idare etmeyi bilgisayar başında bulanlara öneri bu.
20 artı 20 artı 20
20 dakikada bir, 20 saniye süresince, 20 feet yani 6 metre ve ötesine bakarak gözlerin dinlendirilmesi.
Virüsün bulaşmaması için bütün tedbirlere uyup, dikkat ettiğiniz kadar, gözünüze de dikkat!
20 artı 20 artı 20 kuralıyla!