KORONA VİRÜSÜNE ŞUURUNUZU KAPATMAYIN

Eylül Ayça Karakuş

Tarih yeni bir dönemi yazıyor bizler ise en yakından bu tarihe şahitlik ediyoruz. 

Korona Virüs hayatımıza bir girdi ve her şeyi alt üst etti. Virüsün hayatımıza girmesiyle birlikte bir çok şey değişti. Türk toplumu olarak alışkın olmadığımız  maddeleri istemeyerek birer birer yaşantımıza aldık. Daha doğrusu almak zorunda kaldık. 

Hiç şüphesiz ki hepimiz çok zorlandık ve ne olduğunu bile anlayamadık. 

Dünya Korona Virüsün etkisinde kalmış durumda resmen. Bir türlü bitmeyecek olan, korkusu geçmeyecek olan virüsün esiriyiz gibi düşünenler var. 

Sen de onlardan mısın? 

Umarım cevabın hayırdır! Bu illetin tez zamanda geçeçeğine inanmak istiyorum ben. Çoluk çocuk, yediden yetmişe şaşkınız. Evlere kapandık ve yüzümüzü güneşe küstürdük. Toprağa ayak basmanın kıymetini yeni öğrendik. 

Yazılı ve görsel basını yakından takip ederek gündemin nabzını evlerimizden tutuyoruz. Psikolojik tahribatlarımıza aldırmadan her gün kaç kişi öldü sorusunun cevabını yüreğimiz ağzımızda televizyonlardan öğreniyoruz. Aklımızı başımızdan alan bu illet virüsle savaşmak gerçekten çok zor. 

Yaş sınırlamasının getirilmesiyle beraber evlerimizde maalesef ilk günlerde gergin anlar yaşandı. Büyüklerimize ve çocuklarımıza  bu durumun geçiçi olduğunu anlatmaya çalışırken hepimizin sağlığı için yerinde bir karar olduğunu ifade ederek #Evdekal #Sağlıklıol sözleriyle onlara destek verdik. Bunların hepsi zaten can sıkıcıydı ama sokağa çıkma yasağının gelmesiyle birlikte sayısız insanın sokağa dökülmesini izlemek çok daha can sıkıcıydı. Alt tarafı iki gün! İki gün de açlıktan ölmezdiniz demek istiyorum lakin biliyorum ki bizim derdimiz karın açlığımız değil gönül açlığıydı.

 Görüntüleri televizyonda izleyince cehaletin virüsten daha tehlikeli olduğunu o an bir kez daha anladım. Virüsün bulaşmasını kırmak için en önemli şeyin hijyen, izole olmak ve temassızlık olduğunu duymayan, öğrenmeyen kalmamıştır diye düşünüyorum. Buna rağmen o gece bu önemli maddelerin hepsi hiçe sayıldı, çöpe atıldı. Oysa ki sağlık görevlileri evlerine dahi gitmeden virüse yakalananların sağlığı için canla başla çalışıyorlarken en büyük saygısızlık onlara yapıldı. Sokağa çıkma yasağının geldiği gece sokaklara dökülmek, önerilen önemli maddeleri yok sayarak burun buruna insanlarla bir araya gelmek bencillikten başka bir şey değildi. Yazık, çok yazık... Virüsün açıklandığı günden itibaren emeği geçen o güzel insanların emeklerine yazık oldu. 

O gecenin fotoğrafı hala benim gözümün önünde canlı canlı duruyor. Objektife yakalanan tüm insanların da o kareye bakmalarını rica ediyorum. Belli ki içinde oldukları kargaşalıktan nasıl göründüklerini bilmiyordu. Dışardan bakıldığında Türkiye' mize  yakışır bir haliniz yoktu. 

Bundan bir ders çıkarıldığını ümit ederek bugünden itibaren çıkan kararlara uyulacağına inanıyorum, inanmak istiyorum. 

Zamanın ne getireceğini bilmediğimiz bu zorlu günlerde hepinize sabır, sevgi, vicdan, merhamet, aklı başındalık ve sağlıklı günler diliyorum.  

Korona virüsüne şuurunuzu kapatmayın, bilinçli olun lütfen! 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.