Üretimlerin durduğu, sanayinin durduğu, çalışma alanının durduğu salgın dönemimde bir zam dönemi damgasını vurdu.
Aşı bulundu, vuruldu, iyileşme oldu, virüs mutasyon geçirdi, kurtuluyoruz derken bir başka virüs dünyayı vurdu.
Savaş!
Evrenselleşmenin sadece sosyal anlamda değil, ekonomik anlamında da yaşayan dünyanın her hangi bir yerinde çıkan savaş, ister istemez yansımalarıyla da diğer dünya ülkelerini etkiler oldu.
Barışın önemi o yüzdün herkes açısından ve her açıdan çok ama çok önemli.
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasıyla, ardından ABD, Avrupa ülkelerinin ve diğer ülkelerin ekonomik yaptırım kararları almasıyla, dünyanın iki, üç büyük ekonomisinden birisi olan Rusya’nın ekonomi hayatta çevrimdışı bırakılmasının yansımalarını bütün dünya çeker oldu.
Ukrayna’ya giren Rus ordusu, Ukrayna’nın şehirlerini bombalayan Rus tankları, Rus füzeleri, Rus uçakları ama, dünyayı ekonomik anlamda vuran da Rusya’ya uygulanan ekonomik yaptırımlar.
Rusya’dan bir şey almak veya Rusya’ya bir şeyler vermenin yasaklandığı düzlemde önce enerji anlamında büyük sıkıntılar ve zamlar görülmeye başlandı, sonrasında bu gıda sektörüne de yansıyacaktır.
Polonya ülkesine sığınan 2 milyona yakın Ukraynalıyı besleyemediğini söyleyerek şimdiden BM ve Avrupa devletlerini destek olmaya çağırdı.
Savaşın altın kuralı, ölün kurtuluyor ama yaşayan sonuçlarını çekiyor, sonuçlarına katlanıyor.
Türkiye’de bazen sosyal medya üzerinde yapılan zamlara tepkileri, gelir seviyelerindeki düşüşleri anlamamak için zeka özürlü olmak gerekiyor.
Ancak dünyadaki evrensel ekonomiyi ve bunun savaş halindeki sonuçlarını görmemek için ise gerizekalı olmak gerekiyor.
Dünyada diken de var gülde.
Güller arasındaki dikeni görüp isyan etmek de var, dikenlerin arasında gülü görüp şükretmek de.
Hayata nasıl baktığınız tamamen bizim elimizde, pardon gözümüzde.
Bugünlerde neden mutlu olmamız gerekiyor derseniz, en basitinden şöyle diyebilirim, savaş bize sıçramadı ve biz savaşa dahil olmadık, olmayı da düşünmüyoruz.
Ya sıçrasaydı, ya dahil olsaydık, ya düşünseydik!
Kurşunun, bombanın ve füzenin fiyatının ne kadar attığına mı konuşuyor olurduk!
Koyunun can derdiğinde olduğu bir dönemde kasap olmak gibi!