Sarılık belirtidir. Öncelikle göz yuvarlağının ve konjunktivanın sararması ile göze çarpar. Tüm dokular sararır. Safranın içindeki madde olan bilirubin'in birikmesi ve kana karışması sarılığa sebep olur.
Arkasında yatan sebep karaciğerin veya kanın yıkımlanmasıdır.
Karaciğerde veya kanda yıkımlanmaya yol açan hastalıklar ise şöyle sıralanabilir;
Babesiosis (Piroplasmosis, ağrıma, kırçan)
Diğer kan parazitleri (Theileriosis ve Anaplasmosis)
Leptospirosis
Basiller İkterohemoglobinüri
Kronik Bakır Zehirlenmesi
Acı bakla zehirlenmesi ( Lupinosis)
Uzun süre ve yüksek dozda oksitetrasiklin kullanılması
Mycoplasma ovis enfeksiyonları ( Eperythrozoonosis)
Tıkanma sarılıkları ( Safra taşları, Kelebekler)
Bunların koruyucu hekimlik yöntemleri ve tedavileri farklı olduğu için kesin teşhis şarttır.
İlk akla gelenler özellikle kenelerle bulaştırılan, kenelerin aktifleştiği aylarda ortaya çıkan kan parazitleridir. Babesiosis, theileriosis ve anaplasmosis. Ayırıcı tanıda laboratuvardan yardım almak gerekir. Klinik olarak kan işeme veya otopside idrar kesesinin kanlı idrar ile dolu olması yol göstericidir.
Leptospirosis yaygın bir hastalıktır. Sular ile bulaşma en belirgin yol olduğundan yağmurlar ile atış gösterir. Ayrıca fareler de bulaşma kaynağıdır. Doğal aşım ile de leptospirosis yayılabilir. Kan işeme ve sarılık kombine olur.
Kesin teşhisi laboratuvar yardımı ile mümkündür. İnsanlara bulaşabilen (Zoonoz) bir hastalık olması hayvan sağlığının yanısıra halk sağlığı yönünden de büyük önem taşır.
Basiller İkterohemoglobinüri bir klostridyum enfeksiyonudur (Clostridium haemolyticum = CL. novji tip D). Leptospiroz hastalığı ile karıştırılabilir. Ölümcül bir hastalıktır. Karaciğeri harap eder. Belli bölgelerde, özellikle ülkemizde Erzurum çevresinde, görülür. Klostridyum Novji Tip B tarafından oluşturulan ve karaciğeri yıkımlayan kara hastalık = Nekrotik hepatit ise çoğunlukla sarılık belirtisi ortaya çıkmadan hayvanın ölümü ile sonuçlanır.
Basiller İkterohemoglobinüri hastalığında, adından da anlaşılacağı gibi, kan işeme belirgindir. Tedavi için gecikilirse ölüm oranı %95 civarındadır.
Kronik bakır zehirlenmesi ayak banyolarında kullanılan bakır sülfatın kaza ile alınması, sümüklü böcek mücadelesinde veya bitkiler için kullanılan bordo bulamacında bulunan bakırın küçük miktarlarda ama sıklıkla alınması ile ortaya çıkabilir. Koyunlar bakıra karşı en duyarlı hayvan türüdür. Kesin teşhis için kanda veya böbrekte, karaciğerde bakır miktarı tayini yapmak gerekir.
Acı bakla bitkisi ile zehirlenme bölgesel olarak görülen bir durumdur. Lupinosis denilen bu sorun acı bakladaki alkaloidlerin gereğinden fazla alınması sonucunda ortaya çıkar.
Ayrıca; bitkinin gövdesine giren Diaporthe toxica = Phomopsis leptostromiformis ismi verilen mantarın karaciğerde yaptığı zehirleyici etkinin de sarılığa sebep olabileceği belirtilmektedir.
Piyasada çok kullanıldığını bildiğimiz antibiyotiklerden oksitetrasiklinin sık ve yüksek dozda kullanılmasının hepatotoksik ( Karaciğeri harap eden) etkisi olabileceğini de unutmamak gerekir.
Ülkemizde koyunlarda teşhis edildiği henüz bildirilmeyen, sadece fare ve sığırlarda teşhis edildiği ifade edilen Mycoplasma ovis enfeksiyonları ( Eperythrozoonosis) sarılık sebepleri arasında sayılmaktadır.
Safra taşları veya safra yolunu tıkayan kelebeklerin (fasciola) "tıkanma sarılığı" na sebep olduğu bilinmektedir.
Kan parazitleri için koruyucu hekimlik kene mücadelesidir. Tedavisi mümkün olan hastalıklardır. Theileriosis'in aşısı da vardır.
Leptospirosis ve basiller ikterohemoglobinüride koruyucu hekimlik aşılama ile mümkün olur.
Düzenli aşılama ile önlenebilecek hastalıklardır. Tedavi mümkündür. Ancak, akılcı olan işi tedaviye bırakmadan sistemli aşılama yapmaktır.
Tam olarak yapılması gereken, sarılığın arkasındaki asıl sebebi bulmaktır. En önemli yardımcımız laboratuvar muayeneleridir.
Doğru teşhis, bizi doğru tedaviye veya doğru yönde koruyucu hekimlik uygulamalarına yönlendirecektir.